En son galiba 11 Şubat’ta ekrana geldi, Sinan Çetin ve ‘Hayat Sineması’. Sonra birden kayboldu. Merak ettim ne oldu diye. Sordum Kanal D’ye. Kaldırmışlar. Hayatın sineması ‘Son’ demiş haberimiz yok. Bize özgü bir şey bu. Ne selam ne sabah, “Kaldırdık abi” durumu. Başından böyle olacağı bilinen bir şeye başlamak neyin nesi onu da anlamış değilim. Sinan Çetin kendi egosunu tatmin ediyordu. E, “Gel kardeş bu kanalda yap”; sonra “Tutmadı başka zaman başka yerde buluşalım” denildi! Peki nasıldı program? İlişkilerinde sorunlu olan kişiler vardı. Bir farkı vardı, şehirli olanların ilişkilerini anlatıyordu. Yani okumuş, yazmış, evlenmiş sonra, bir türlü işin içinden çıkamamışların. Kavga gürültü alt perdede, hani gündüz yaşananların ya da bizim Yalçın Çakır’ın ‘felaket korosu’ gibi değil. Hatta hatırlıyorum, bir adam vardı; halim selim, elinde çiçekle gelmişti. Kadın “Hayır olmaz”demişti ve Sinan Çetin’in sinema koltuklarında sunduğu programdan çekip gitmişti. Yüzünü hiç unutmadım adamın. Çiçekleri ile kalakalmıştı. Biraz utangaç programdı. Film tadında mı derler hani öyle bir sunumu vardı. Anlayacağınız Sinan Çetin bir televizyon denemesini daha rafa kaldırdı.
Ter emektir. Ter bir dışavurumdur. Ter hayattır. O tuzlu suyun akışı bir anlamdır. Volkan Konak ekranda su gibi. Daha ilk yarım saatte gömlek sırılsıklam. Geçen hafta üzerinde mavi gömlek vardı ve sırtından sicim gibi ter akıyordu. Bazen yönetmenler, özellikle ‘ter efekti’ yaparmış. Şarkı söyleyen, konuşan yani enerji sarf eden bir figürün alnının terli olması suni bir şekilde yaratılırmış. İzleyici, “Adama bak nasıl da kendini veriyor” desin diye.
Volkan Konak’ta bunun fazlası var. Sanırım programa çıkmadan önce sıvı almaması gerekiyor. Profesyonellik böyle bir şey. En azından beyaz gömlek teri daha iyi saklar. Yüreğini verdiğini hissediyorum. Ama şu teri bir çözmesi lazım. Ben izlerken üzülüyorum.
REHBERİM
OKUL TANITIMLARINA DİKKAT!
CNN Türk’te ‘Sait Gürsoy ile Başarıya Doğru’da okullar tanıtılıyor. İsim vermeyeceğim bir okurum bu programda çıkıp “Okulumuza başarılı öğrencileri yüzde 100 burslu kabul ediyoruz” diyen bir müdürün sözleri üzerine o okulu aramış. Okulun müdür yardımcısıyla konuşmuş. Müdür yardımcısı, dışarıdan sınavla bile burslu öğrenci almadıklarını, başka bir okulla karıştırmış olabileceğini söylemiş. Yani okulun müdür yardımcısının müdürün ekranda konuştuğundan haberi yok!
Demek istediğim, okulların tanıtımı yapılırken bazen olmayan şeyler de söylenebiliyor. Tabii ki bunu Sait Gürsoy nereden bilsin? Ama böyle bir örnek yaşandı. Hatırlatmak istedim. (CNN Türk / 14.30)
HEPSİ YENİ PARÇALARIYLA
Hepsi grubu yeni albümü ‘Geri Dönüşüm’ü çıkardı. Ahmet Çelenk yapımcı. Çok hoş bir şey yapmışlar. Bu albümün tüm hikayesini bir dergide toplamışlar. ‘96 Sayfa Dergi’de albümün yapım aşaması ve özel söyleşiler profesyonel bir dergi anlayışıyla albüm alana sunuluyor. Pahalı bir iş. Ama emek ve para dökmek bir yerde geri dönüşü olan bir şey. Bu açıdan kutluyorum onları.
Bu akşam ‘Beyaz Show’da yeni şarkıları dinleyeceksiniz. Peki albüm nasıl? Altyapılar da olmasa sadece vokaller yeter. Şimdi taraf tuttuğumu zannetmeyin, ama bizim Sunay’ın (Bulutsuzluk Özlemi’nin basçısı) ortak olduğu Kedi Müzik’ten Ender Akay albümün vokal koçu olmuş. Bir önceki albümde de tüm vokalleri yazan Ender’di. (KANAL D / 00.30)
‘YENİ GÜN VE YENİ SAATİNDE’ GEYİĞİ
Televizyonumuzun kendine has cümleleri var. Bunlardan biri de ‘Yeni gün ve yeni saatinde’. Bunun Türkçesi “O gün tutmadı” demektir. Kanal diziyi bitirmek istemiyorsa başvurduğu yöntemlerden biri de budur. ‘Samanyolu’ yeni günü ve yeni saatinde yani bugün saat 20.00’de ATV’de.