Beyaz TV sansasyon isimleri ve “Bol kavgalı tartışma yapalım” zihniyetini yayıncılık olarak benimsemiş bir kanal. Helin Avşar ‘Kaliteli Yaşam’ programını yapıyordu. Avşar’la yollar ayrılmış. Onun yerine Çiğdem Savaş gelmiş. Aklıma takıldı, Helin Avşar röportajlar yapıyordu bir ara, ne oldu? Siz de görmüyorsunuz değil mi?
RTÜK ÖNCE ANNE-BABALARA BAKSIN!
Şu çocuğu televizyondan koruma vs. işlerini pek severiz. Ya da tüm şiddeti televizyonun üstüne atmayı. RTÜK çocukların televizyon manyağı olduğunu söylüyor özetle. Ee, iyi de ya anne-babaları ne durumda? Sorsanız “Efendim benimki çok televizyon izliyor” der. Peki sen ne yapıyorsun? Cak cak çekirdek çitleyip dizileri izlemiyor musun?
Olay şu: Evde durum neyse çocukta da o dur. RTÜK Başkanı Davut Dursun, çocukların yüzde 30-35’inin bağımsız odaları olduğunu, bu odaların çoğunda çocukların kendilerine özel televizyonları bulunduğunu söylemiş. Eğer bu rakam doğruysa ülkemizin refah seviyesi artmış, her eve de en az iki televizyon girmiş haldeyiz. Bunu sevinçle karşılamak lazım!
ANASI DA BABASI DA AYNI ŞEYLERİ İZLİYOR
Odadaki televizyonla salondaki televizyonda inanın aynı şeyler izleniyor. Yani çocuk ya da anne-baba, bu konuda ortak hareket ediyor. Zevkleri ve renkleri aynı. Olayda burada.
“Çocukların okul dışındaki birinci etkinliği televizyon izlemektir” demiş sayın Dursun. Peki, anne babalar ne durumda? Onlar sinemadan çıkıp tiyatroya giriyor sanki.
Çocuklar yılda ortalama 900 saati okulda, bin 200 saati televizyon karşısında geçiriyormuş. Anne babaların durumu sanki farklı!
İlköğretim çağını tamamlamış bir çocuk 100 bin kadar şiddet sahnesi, 8 bin kadar ölüm veya öldürme sahnesi izliyormuş. Düşünün 100 bin şiddet sahnesi izleyen birinin beyninde şiddet nasıl bir yer alıyor? Öldürme, ölme sahnesi seyreden bir insanın ölüm karşısındaki tavrı ne olabilir?
Çocuğun okulda geçirdiği zaman diliminde ne konuştuğu, bu konuların ne olduğu üzerine bir araştırma yapıldı mı? Anne-babalar ne izliyor? Yani bu cümleleri değiştirip ‘çocuk’ yerine ‘aile’yi koysanız tespit yanlış olmaz. RTÜK bence önce anne-babalara baksın. Daha doğrusu topu çocukların üzerine atmaktan vazgeçelim.
‘OLACAK O KADAR’ ULUSAL KANAL’DA
Bu hayret verici bir haber değil. En son Fox’ta yayınlandı yeni bölümleri. İktidarı fena halde eleştiren bölümleri vardı. “Levent Kırca’nın zamanı geçti, esprileri baydı, dinozor oldu” diyenler, buna şimdi de”Bir de ulusalcı”yı ekleyenler azımsanmayacak sayıda. Sadece bir şey soracağım; “Televizyondaki komik programlara bakın. Espri düzeyi ve zekasına bakın.”
Her perşembe 20.30’da ve pazar günü 16.00’da geçmişten bugüne ‘En İyi Olacak O Kadar’lar Ulusal Kanal’da.
REHBERiM
VATANDAŞ BU FİLMİ SEVMİŞ
Çoğunlukla bu köşede sinema eleştirmenlerinin görüşleri üzerinden tespitler yapıyorum. Televizyon izleyicisinin beğenilerinin (ki aynen bizim alanda olduğu gibi) eleştirmenlerle uyuşma oranı öyle yüksek değildir. ‘Sevgi Herşeydir’, ortalama izleyici tarafından beğenilmiş bir film. (TV8/ 19.45)
TV’DE İLK GÖSTERİM YERLİ FİLM
Yerli filmler çok izlenen kanallarda (özellikle Kanal D ve Star’da) yerini alıyor. ‘Rina’ bunlardan biri. Hayatta yapmak istediklerimizi yaptığımızı zannederiz. Ama koca bir hayatı geride bırakmışızdır ve asıl istediklerimiz yapamamışızdır. ‘Rina‘, hayal ve istekler konusunda ne kadar fedakârlık yaptığımızı soruyor. Komedi ve dram sosuyla birlikte tadında soruyor. (KANAL D / 22.00)