Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Tiene Arreglo’ (Yoluna Koyabilir’), ‘Salvados’ (Kurtarıcı)... Bunlar şu sıralar İspanyol televziyonlarında en cok izlenen programlar. ‘Yoluna Koyabilir’ bizde bir zamanlar yayınlanan ‘’Yetiş Bacım’ tarzına yakın. İspanya işsizliği dibine kadar yaşıyor. Bu programda “Noel geldi torunuma hediye alamıyorum”, “Emekli maaşım yetmiyor”, “Üç çocuğuma bir tuvalet kağıdı alamadım” (Bizdekinden biraz farklı ama yiyecek bulamadığını söyleyenler de listede) diyenler ekranda.
Sunucumuz, ‘duygusal’ sunumuyla bu insanları ekranda tanıtıyor. Büyük çoğunluğu işsiz İspanyol seyircisi iki göz iki çeşme bu programı izliyor. Eh, tabii ki sonuç alınıyor. İş bulanlar, tuvalet kağıdı temin edenler, Noel hediyesine kavuşanlarla program, kendi yayın saatinde yüzde 20 izlenme payıyla birinci sırada.

Haberin Devamı

İSPANYA’DA İŞSİZLİK PROGRAMLARI TUTUYOR


‘İki yavrusunun aç kalmasını istemiyor’ altyazısıyla ‘Tienen Arreglo’ programından bir sahne.

Endülüs bölgesinin televizyon kanalı Canal Sur Television’da 10.30-14.00 arasında canlı ekrana gelen program, 2011 yılında yayına başlamış. Yani bir ‘işsizlik dönemi programı’.

YOLSUZLUKLARI ANLATIYOR, 3 MİLYON KİŞİ İZLİYOR

İSPANYA’DA İŞSİZLİK PROGRAMLARI TUTUYOR

‘Salvados’ ya da ‘kayıtlı’ diyelim. Bu programın sunucusu Jordi Evole ülkenin en tanınmış isimlerinden. Gazeteci, komedyen ve televizyon sunucusu. Vatandaşın sorunlarına ilişkin kendine has üslubuyla (didaktik bir soru sorma şekli var) ülkedeki tüm konuları işliyor; elde patlayan konutlar, yolsuzluklar, eğitim bütçesinde kesinti, emeklilere yardımın kesilmesi vs... Programını dijital platformda 2005 yılında yayına başlayan LaSexta televizyonunda yapıyor. Kanal ‘sol’ eğilimli bir kurum. Bu programı yaklaşık 3 milyon kişi izliyor.

SEYAHAT PROGRAMI BİR SÜRE SONRA İŞ BULMA REHBERİNE DÖNMÜŞ

‘Espanoles En El Mundo’ 2008’den bu yana 2 milyon izleycisi olan bir seyahat programı. ‘Genç ve modern maceraperestler için’ sloganıyla yeni kültürlerin peşinde koşan ve özelliğiyle büyük ilgi gören bir programdı. “Dı” diyorum çünkü artık bu özelliğini yitirdi. Çünkü İspanyolların ‘macera kültür’ gibi işlerle uğraşacak parası kalmadı. Program yayından kalkmadı, hâlâ büyük ilgiyle izleniyor. Ama izleme nedeni değişti; “Gitsek gitsek hangi ülkeye gidip para kazansak” diye izliyorlar. Yani seyahat programı artık bir ‘iltica’ rehberi halini almış.

Haberin Devamı

TAKSİM DİRENİŞİNİN HELİKOPTER KAMERASI GAZETECİLİKTE DEVRİM Mİ?

Fransız Liberation gazetesinin internet sitesinde yer alan bir haberin başlığı; ‘Haber yükseklik kazandı’. Haberin girişinde Taksim meydanında polisin sert müdahelesini anlatan en çarpıcı karelerin bir uzaktan kumandalı kara aracı tarafından tespit edildiği anlatılıyor. Halk TV’ye ‘uçan kamera’yla görüntü veren bir vatandaşın (Suat Bey) çektiği görüntülerdi sözü edilen. Polisin havada uçan oyuncak helikopteri plastik mermiyle düşürdüğü haberlerini izlemiştik daha sonra.
Tüm bunlar, aslında yeni tür haber alma tekniği; çekim yapan uçan bir aygıt. Geçen hafta perşembe günü Paris’te Küresel Editörler Ağı (GEN) toplantısında bu konu konuşulmuş. “Harika ve mükemmel görüntüler bu teknolojiyle yakalanıyor” deniliyor. Depremler, yangınlar vs. gibi ulaşılması zor görüntüler bu teknolojiyle yavaş yavaş televizyonların ve gazetelerin görüntü kalemleri arasına giriyor.
BBC bu aygıtları kullanmaya başlamış. Fransız L’Express dergisi de kullanıyor. Tabii sorunları da var. Öncelikle bu ‘uçan aygıtlar’ın özel hayata rahat girmesi bir sakınca teşkil ediyor.
Pille çalışan aygıtların süreleri 15 dakikayla yarım saat arasında sınırlı. Bu nedenle havada kalma süresini iyi ayarlamak lazım. Süreyi aşanların görevi yerine getiremeden yere düştüğü görülüyor! Bir de bu iş artık ‘gazetecilik’ sınırlarını aşıp iyi bir ‘pilot’ olma özelliğini de istiyor.
Toplantıda sözkonusu aygıtla yapılan haberciliğin yüzdeleri şöyle verilmiş; yüzde 30 video, yüzde 60 kılavuzluk (yani iyi pilot olmak!), yüzde 10 gazetecilik...