Kanaltürk’te bu akşam ailecek izlenebilecek bir film var; ‘Hayalperest’. (19.45) Sorunlu bir baba, artık yarış emeklisi olmuş bir yarış atı ve küçük kızın öyküleri. Yorumlar ‘keyifle izlenebilir’ ya da ‘oyuncuları bile yeter’ şeklinde özetlenebilir. Kurt Russel, Kris Kristofferson gibi oyuncular var. Ama bir isim var ki, işte “Çocuk oyunculuk nedir?” sorusunun en güzel cevabı bu filmde. ‘beyazperde.com’da bu küçük oyuncuyla ilgili yorum şöyle;
“Küçük oyuncu Dakota Fanning. Daha önceki filmlerinde olduğu gibi aklı ve öngörü yeteneğiyle yetişkinlere taş çıkaran bir karaktere bürünen Fanning, oyun gücüyle bu görevin altından başarıyla kalkıyor. ‘Hayalperest’i dokunaklı bir film haline
getiren de yine Dakota Fanning’in oyun gücü ve hüzünlü yüz hatları oluyor.”
BAYÜLGEN’DEN RESİMLİ ROCK TARİHİ
Seray Sever TV8’de ‘Seray Sever ve Erkekler’ adlı yeni bir programa başlıyor. Başarılı erkeklerin resmi geçidi. İlk konuk Okan Bayülgen. Çok şey konuşulacak. Bizim Nejat (Nejat Yavaşoğulları) bahsetmişti, Okan fotoğraf çekimleri yapmış. İşte bunun ayrıntılarını anlatıyor Okan. Efendim ‘Fotoğraflı Rock Ansiklopedisi’. Bu konuda şunları anlatacak; “Aslında 20 kişilik bir hacmi olacaktı. Bir anda büyüdü 400-500 kişi çektik. Moğollar da var, dün ilk konserini veren genç arkadaşlar da var. Dolayısıyla tükenmeyen bir kaynak, gittikçe sayı artıyor. Çekmeye devam ediyoruz. Bir otel için yapılmış büyük bir prodüksiyon, hakikaten çocukken baktığımız resimli ansiklopediler vardı ya, o tatta bir şey olacak. Biraz da subjektif bir bakışla Türkiye’deki rockçılar ansiklopedisi gibi olacak ve çok kişiye ulaşacak bir teknikle bu işi yapacağız.” Bu işleri çok seviyor Okan ve tarihe bir nevi ‘fotoğraf belgesi’ sunuyor. Bu akşam keyifli bir sohbet olacak. (21.15)
GÜZELLİK YARIŞMASINDA JÜRİDEN SORULARA TEPKİ!
Güzellik yarışmamız yapıldı. Kral TV ve CNBC-E’den yayınlanacağı söylenmiş. Ama baktım devreye NTV de girmiş. Böyle olunca Doğuş Grubu televizyonlar tüm güçleriyle bu yarışmaya yüklenmişler. Ünlüler güzellere sorulan soru olarak ellerine verilen kağıtlardan pek memnun değillerdi. Okan Bayülgen mesela, o kadar memnuniyetsizdi ki, soru üzerine uzun bir yorum yaptı ama bir türlü bağlayamadı. Bu da bizi ve diğer jüri üyelerini baydı. “Obama ile mi yoksa Berlusconi ile mi yemek yersin?” şeklinde gerçekten muhteşem soruydu. Hıncal Uluç da okumak zorunda olduğu soruyu beğenmedi. E, yani ne beklerler anlamam. Güzellere ne sorulacak? “Hayatta kime benzemek istersin?”, “Gelecek hakkında düşüncelerin nedir?” filan. E, o zaman jüri üyesi olmayın yani! Bu arada üçüncüye beyaz eşya verilmesi ayrı bir karizma çizilmesiydi. Pazarlama programları gibi. Televizyon, buzdolabı durumu. Gelelim sunucularımıza. Burcu Esmersoy klasik balık kız giysisi ve o soğuk sesiyle ayaktaydı. Cem Davran çok sıradan bir klasik takımla bürokrat havasındaydı.
‘AKŞAM YEDİDEN SABAH YEDİYE KONUŞMAK’
Şimdi şu Cem Yılmaz’ın Türk Telekom reklamına takılıyorum. Cem abimizin hızlı çekimle, akşam yediden sabah yediye kadar konuşması öyle bir veriliyor ki, sanki ohh, al eline telefonu tepe tepe kullan. Ama kazın ayağı öyle değil. Bu ayda beş saattir. Yani her gün konuşabilirsiniz havası veriliyor. Bu yanıltıcı bir reklamdır. Cem abi, duruma el koy! Cem abi senin reklamına bakarak konuşssak bu süreyi ayın ilk beş gününde dolduruyoruz...