Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Erdal Özyağcılar’ın başrolünü üstlendiği ‘2 Yaka Bir İsmail’i yaş ortalaması 70 olan kadın ve erkekli bir grupta, tesadüfen izleme, izlerken de seyircileri gözleme fırsatım oldu. Diziyi kadınlar değil, erkekler seviyor. Niye? İsmail’in her iki yakada da karısı var. İsmail bir oraya gidiyor, bir buraya geliyor. Diziyi izleyen amcalar pek mutluydu. Kadınlarsa bu duruma isyan ediyor. “Zaten kendiniz de böyle olsun isterdiniz değil mi?” lafları ediliyordu. Ve bizim ülkede çocukların ve kadınların sevmediği bir dizinin pek şansı olmaz. Haa işin ‘Türk erkeği’ olayına girmeyeceğim. Onu bu konunun uzmanı ağabeyler, ablalar yazar zaten...

Haberin Devamı

NTV’NİN BELGESEL HALİNE ALIŞMAK

Nedense hâlâ NTV’yi haber kanalı olarak görüyorum. Ve bunca tantanalı bir ortamda saat 22.00 civarında ‘Doğada Tek Başına’ demesine hayret ediyorum. Bu bir simge oluyor. Tartışmalardan uzaklaşmanın bir işareti olarak görüyorum. Yoksa kendi başına gayet hoş bir belgesel. Ayrıca kanalın belgeselleri de yabana atılır değil tabii ki. O saat diliminde diğer kanallarda hararet yüksekken bu kadar da ‘belgesel’ olmalarına hâlâ alışmadım galiba...


BRZEZINSKI VALLAHİ KAFA BULDU, BOZULDUM


Habertürk’te ‘Eksen’de izledim kendisini; Zbigniew Brzezinski. Özel söyleşi yapmışlar, başlıklar verdiler. Not ettim. Not ederken bu ülkenin ne durumda olduğunu anlattığını hissettim Brzezinski’nin.
Dünyanın en önemli stratejistinde, çok emperyal bir gücün sözcüsü vardı karşımda. Soru-cevap hali sanki bir babanın çocuğuna hayat dersi vermesi mi desem, öğretmenin derste kendi tarihini öğrencilere anlatması mı desem, bir çekirgeyle hoca hali vardı.
Soru şu minvaldeydi, “Hocam Avrupa Birliği bizi almıyor n’apalım?” Cevap; “Çocuğum, evladım üye olmana gerek yok, sen zaten onun vazgeçilmezisin (çeviri böyle yapıldı) takma kafana” şeklindeydi. Sonra “Biz lider ülke olacak mıyız hocam, nedir durum 21’inci yüzyılda?“ sorusu geldi. Brzezinski (doğru okuyan varsa ne olayım, ben dahil) gelecek yüzyılın tablosunu çizdi: “Çin geliyor, Hindistan var, Brezilya var, eh Avrupa kendine gelirse işi götürür evladım. Biz Amerikalılar eski gücümüzde değiliz. Ama bu belli olmaz. Sizi de üzmeyelim, hadi listeye ekleyelim (Türkiye’ yi de ekleyebiliriz demesi bu anlama geliyor bence). Sanki içinden “Yahu çocuk üzülmesin” der gibiydi bu cevabı verirken.
Meğer biz orta menzilli güçmüşüz
‘Orta menzilli bir güç’ olduğumuzu, en üst sırada olmadı-ğımızı söyledi Brzezinski. Hah dedim, gelecek yüzyılın çerçevesi belli. Daha sonraki yüzyılların da. Ama bozuldum. Gelmiş adam, “Menzil” diyor, “Üst seviye daha olmadı” diyor. Sonra bir de büyük açıkoturum vardı söyleşi sonrası, akademisyenler ve gazetecilerin katılımıyla. Birinden beklerdim vallahi, “Ne konuşacağım ya. Adam kafa buluyor” gibilerinden bir laf etmesini. Ben not alırken acayip bozuldum, moralim çöktü...
Kesinlikle Brzezinski’ye kızmadım. Hatta bize nerede, ne kadar, ne şekilde olduğumuzu hatırlattığı için teşekkür ettim. Kendime bozuldum, bize bizi bizden iyi anlatanların büyük hikayelerine bozuldum. Garip hissettim...


REHBERiM

EUROVISION AZERBEYCAN’DA KEYiFLi Mi?


‘Eurovision’un Gizli Tarihi’ belgeseli var NTV’de. Yarışmanın müzik kadar ister istemez siyasi bir hali de oluyor. BBC yapımı bir belgesel. Siyasi hali demişken taze bir durum değerlendirmesi vereyim; Bakü’de cumartesi günü finali gerçekleşecek yarışma, ülkeyi epey karıştırdı. Bakü’de yayımlanan Zerkalo gazetesi, “Eurovision yarışması Azeri yetkililerin başını ağrıtıyor” başlığını atmış. Neden?
Uluslararası insan hakları örgütlerinden, ülkedeki baskılara karşı yoğun bir kampanya var. İçeride de muhalifler hareketli. Yarışma günü, büyük bir protesto eylemi yapacaklarını söylüyorlar. Bir de islamı kesim var. Onlar da “Bu yarışma, müslümanlar için bir kabus” diyerek tehditler savuruyor.
Her ne kadar yarışma hakkında, Eurovision sözcüsü Michelle Roverelli’nin dediği gibi “Bu bir festival, siyaset karıştırmayalım” denilse de siyaset iyice bu işe bulaştı. Hele yeni gelen ülkelerle bu, daha da belirgin olacak gibi görülüyor. (NTV / 22.00)
YOKSA DÖNÜM NOKTASI MIYDI?
1993 yılı... PKK hizaya getirilmişti. Bu sayede kürt açılımı gerçekleşecekti. Ve fakat, 33 asker tam da bunların konuşulduğu bir zaman diliminde şehit edildi. Gerçekten bir barış ortamı yitirilmiş miydi? Kim istememişti? ‘Deşifre’ bu soruya cevap arıyor. (AHABER / 20.15)