Kamu spotu ekranların vazgeçilmezi. Tam bir spot piyasası oluşmuş. İnsan hayatının ucuz olduğu bir ülkenin televizyonunda bu kadar ‘kamu spotu’ yayınlanmasını yadırgamıştım! Bir bit yeniği var gibi gibi geldi bana. Ve bunun üzerine 6 Temmuz günü bir yazı yazdım.
“Ama bu kadar sık yapılınca, bir nevi reklam muamelesi görüyor. Sıkılıyor insan. Sonra bizdeki komplo teorisine çalışan beyin işlemeye başlıyor: ‘Bu işten nemalanan mı var? Kamu spotu hazırlamak, acaba bir sektör mü oldu?’ gibilerinden sorular...”
Ve bunların doğru olduğunu öğrendim.
Günde 200’den fazla kamu spotu yayınlanıyor
O tarihlerde Interpress Ajansı’nın 40’a yakın ulusal ve yerel kanalda yaptığı araştırmada, şöyle bir tablo çıkmıştı: Bir günde 200-215 arası kamu spotu yayınlanıyor. Ve inanın o tarihten bugüne ‘kamu spotları’ giderek arttı. Sonunda RTÜK bir ‘Kamu Spotları Yönergesi’ni yürürlüğe koydu ağustosta. Çünkü bu spot işi, başını ağrıtmaya başlamıştı. Resmi olanı, sivil olana “Ağabey, bizim kamu yararımız var, spotumuz da çok kamusal” diyerek, adeta ekrana bir spot saldırısı yapıyordu.
Her kurul toplantısında 5 spot
RTÜK toplantılarının özel bir kalemini oluşturdu bu kamu spotları. Ortalama her toplantıya beş spot önerisi düşüyordu!
Bakanlıklardan, sivil toplum kuruluşlarından filmi kapan, kurulun kapısında. “Hemen bi izleyin götürüp yayınlayalım” aceleciliğiyle!
Mecburi değil, peki niye yayınlanıyor?
Sadece Sağlık Bakanlığı’nın kamu spotlarını yayınlamak mecburi. Sonrası ‘keyfe’ kalmış bir durum. Nedense televizyonlarımız hiçbirini geri çevirmez oldu! Kamu kuruluşlarının bu ‘spotları’ hazırlama gibi imkanları da yok.
Peki ne yapıyorlar? İhale ediyorlar. Kime? Medya ajanslarına! Ankara ve İstanbul’daki ajanslar bu işleri yapıyor. Seçim öncesi daha da artıyormuş bu ‘resmi spotlar’!
Yeni bir sektör oluştu
Medya ajanslarına hatırı sayılır paralar ödendiği yolunda bilgiler var. Bir örnek vereyim: Bir kamu kuruluşu, bir tanıtım için teklif götürüyor. Hani en ucuzundan, en basitinden bir tanıtım olsun istiyorlar. Talep edilen para; 300 bin TL. Açılış bu fiyattan! RTÜK’ten resmi bir rakam vereyim; 3 Mart 2011’den ağustosa kadar olan sürede Üst Kurul, 236 spot başvurusu almış! Aslında tam Meclis’lik bir konu!
BİRAND, STÜDYOYA ÇAKTIRMADAN GELSEYDİ!
“Bugün 3 Eylül Pazartesi. Tatil bitti (...) Emin olun sayın seyirciler yine iddialıyız. Türkiye haberi yine bizden alacak. Sevginizle, dualarınızla yine bize destek olacağınız inancındayım (...) Bugün müthiş bir heyecan ve sevinçle kalktım. Sizin karşınıza böyle güler yüzle iyi haberlerle çıkmaya hazırlanıyordum. Yine karanlık gelişmeler yaşadık” diyerek başladı Mehmet Ali Birand...
İzlerken bir nevi ‘haber-eğlence’ anonsu yapılıyor gibi hissettim. Bir şov başlıyor gibiydi. Tatil bitti, haberlere başlıyoruz durumuydu bunu yaratan. Belki de böyle kenardan kenardan stüdyoya gelip, sanki hep oradaymış gibi haberlere başlamak, daha gerçekçi olacakmış gibi geldi!
REHBERiM
‘AÇI’LARI ZATEN BELLİ!
‘Açı’ yeni yayın dönemine başlıyor. Konu terör. ‘Masaya yatırılıyor’. Kimler yatırıyor? Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ve ‘USAK’tan tanıdığımız, şimdilerde rektör olan Prof. Dr. Sedat Laçiner. Ee, biz biliyoruz ‘açı’larını? Neyse, yeni yayın dönemi yeni şeyler söyleyebilirler belki! Moderatör Faruk Bilgin. (TRT HABER / 22.45)
NİTELİKLİ POPÜLER FİLM YAPMAK
Bu lafı sevdim. Ya da Tolga Örnek’in yaptığını en iyi anlatan ifade; nitelikli popüler film yapmak. ‘Labirent’ için “Canım, Amerikalılar kadar yapmışsa ne olmuş” diyenler çıkmıştır mutlaka! Buyrun ‘Labirent’i izleyin. (KANAL D / 20.00)
BU MAÇ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Geldik işi sonuna galiba... İtalyanlar’la Eurobasket 2013 grup elemelerinde sahamızda karşılaşıyoruz. Yendik yendik. Başka yolu yok. Adrenalin had safhada olacak. (NTV SPOR / 20.00)