Dostoyevski’nin ‘Karamazov Kardeşler’i yerli dizi oluyor. Ancak eserin birebir kopyası değil Med Yapım’ın projesi. Dizi, 1930’ların Türkiyesi’nde geçiyor. Freud, “Oidipus kompleksini anlatan ender romanlardan biri” demiş Karamazov Kardeşler için. Dizide bu yön öne çıkıyor. Son olarak ‘Elveda Rumeli’de izlediğimiz Erdal Özyağcılar babayı oynuyor. Dört çocuğu Sabahattin, Kadir, Gülali ve Cemal. Cemal fırlama. Kadir dindar, Sabahattin hukuk mezunu. Mesela dizide oğulla baba aynı kadına aşık oluyor. Kadın aslında babadan intikam almak için eve gelmiş. Ve babanın geçmişinde de travmalar var.
Özyağcılar’la konuştum. Usta oyuncu, “Mesela çocuğa tecavüze yeltenme sahnesi var, bunu çekeceğiz” dedi.
Yani dizide entrika ve şiddet bol olacak. Peki kimler oynayacak kardeşleri? Değişik isimler geldi kulağıma, ‘Bir Bulut Olsam’ın Mustafa’sı Engin Akyürek bunlardan biri. ‘Ezel’in Kerpeten Ali ve Tefo’su Barış Falay ve Sarp Akkaya düşünülen ya da ‘keşke olsa’ denilen isimler.
Şu anda üç bölümün yazımı, 13 bölümün tasarımı tamam. Peki hangi kanalda yayınlanacak? Belli değil.
MÜZİK KUTUM
Epey yeni albüm gelmiş. Tarzım olsun olmasın hepsini dinledim ve notlar aldım
TANER DEMİRALP İŞ YAPAR
‘Arabesk rock’ diye tanımlamışlar. Distorsiyonlu gitar, davul, kemanlar ve bilimum vurmalılar var. Ve arada kemanın ağlatan sesi eşliğinde hasret kokan sözler. Genel beğeniye hitap eden, ama benzeri de çok olan bir albüm. ‘Hasat’ tam istenileni veriyor.
HAVUZ KENARI ŞARKILARI
Böyle diyorum ben. Hani açık büfede her yemeğin içine dalıp sonra da havuz başına geçilen ve insanın kafasını güneş gibi çarpan bir tını vardır. Havuz kenarı müziğidir. Yelda kızımızın albümü de böyle. Mustafa Ceceli Home Studio işi bitirmiş. Başka arkadaşlar da var. Bu bir, nasıl denir ‘hazır yemek’ gibi. Hemen pişirip sunuluyor. Al bu altyapıyı başkasına götür üzerine başka sözler yaz, fark etmez.
YLMZMRGL
Aynen böyle olmuş Yılmaz Morgül. Yani ‘Bakımsız Tarzan’ın biraz adale ve kilo almış hali. Valla ben eski halini seviyordum. Fatih Ürek’in ve Kuşum Aydın’ın da. Niye vahşileştiniz ki? Neyse galiba işin sonunda sahne olayı var. Mutasyon gerekiyor. Albüm, ağır ve cıstakların bir bütünü. ‘Tepecikli’, ‘Kalenin Bedenleri’ ve ‘Misket’, sal Yıldız Yokuşu’ndan aşağı arabayı, Beşiktaş’a gidelim gibi. Oyunun kuralı budur deniliyorsa, eh kural yerine gelmiş!
Bir nev-i alaturka
Nev’in yeni albümü. Bir kere fikir gayet güzel. Kemani Sarkis Efendi’nin ‘Kimseye Etmem Şikayet’i mesela, iddialı bir çalışma. Yer yer ‘Yeni Türkü tınısı’, yer yer tıpkı bir düğün salonunda çalan orkestra gibi. Bunu aşağılamak için değil bir saptama yapmak için söylüyorum. Böyle denemeleri düğünlerde orkestralar yapar ve güzel olur. Hatta yer yer new age ve alternatif rock tınıları da var. Murat Bardakçı dinlemesin derim! Biz vatandaş olarak sevdik.
TOYGAR IŞIKLI SONUNDA
Çok izlenen dizilerin müziklerini yaptı. Albüm de aslında o müziklerin üzerine yazılmış sözler. Yani melodiler aynı, makam aynı. Toygar Işıklı’nın da sesi, nasıl başlıyorsa öyle bitiyor albümde. Ama bulduğu tılsımlı melodileri yabana atmak mümkün değil. Yumuşak ve hüzünlü, belki de acı çekerken bunu içine atmış, deniz kıyısında yere çökmüş martıları izler gibi bir ses. Ama bildik melodileri görkemli düzenlemelerle çok sesli bir şekilde sunuyor Işıklı. Ve sanırım iyi de satıyordur.