Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Uzun zamandır Beyaz Show izlemiyordum. Bazen iyi oluyor böyle ara vermek. ‘Her daim ekranda olan tanıdık yüzler neler yapıyor’u anlamak için iyi fırsat. Beyaz giderek kilo alıyor gibime geldi. Büyüdükçe büyüyor. Şovmenden çok yakışıklı bir genel müdüre doğru gidiş var. Ünlü bir konuk vardı; Kerim Abdül Cabbar. Konuklardan Kadir Çöpdemir, ‘Sultanahmet’te turist kovalayan’ bıçkın genç havalarında muhteşem bir soru sordu; “Ben boyumu uzatmak istiyorum Kerim Ağbiii.” Kerim Abi içinden “Bizim Amerika’da bu sulu esprileri yapan çok” demiştir. Amerikan esprisi olayı da buradan gelmektedir herhalde. ‘Kerim Ağabeeey’e son dönemin genç ve yetenekli oyuncularından (Öyle yazmışlar valla...) Ekin Türkmen, hâlâ basket oynayıp oynamayacağını merak ediyormuş, onu sordu. Tercüman tercüme etti Kerim Ağabey’e... “Ya bütün sigortalar beni buldu. Kim getirdi beni buraya?” diye düşünmüştür. Öyle bir ifade vardı. Tabii “Oynarsınız, basketin yaşı yoktur” gibilerinden bir laf etti. Kerim Ağabey’e espri olsun diye, kafam kadar bir nazarlık hediye ettiler. Bu bizim örf-adet soslu esprilerimizdendir. Hatta Beyaz, Kerim Abdül Cabbar’ın bu nazarlığı iç cebinde taşımasını istedi. Çok güldük...

Ebru Gündeş aşerirse!

Neyse, asıl olay Ebru Gündeş’in aşermesi üzerineydi. Ebru Gündeş de konuk. Malum hamile, ne isteyebilir? Meyve mi, manava canlı bağlantı muhabir orada, aşerme meyvesi için hazır bekliyor. Ebru Hanım kuruyemiş isteyebilir. Taaak! Ekip kuruyemişçide, yayına bağlanıyor. Bir de “Hanımlar en çok turşuya aşerir” derler ya, bir ekip de orada hazır, turşucuda. Bu buluş, bu fikir, bu 1 Mayıs’ı üç ayrı yerden takip eden muhabir havası... Yani pes dedim...

Haberin Devamı

Turnede program da çekilir

Tam hem ziyaret hem ticaret sözünün karşılığı bir durum ‘Komedi Dükkanı’nda yaşandı. Son bölümde baktım sahne değişmiş. Deve gibi sahnede ekip kum tanesi gibi kalmış. Bursa’da turnede olan ekip, hazır buraya gelmişken aynı zamanda programı da çekmişler. Bundan böyle ekibi değişik sahnelerde görebiliriz. Format müsait olunca ‘ara vermek’ gerekmiyor.


REHBERiM

Haberin Devamı

DON KİŞOT HALDUN BEY

Haldun Hürel, Don Kişot gibi yola çıkıyor, Haydarpaşa Garı ve Rıhtımı’nın tüm bilinmeyenlerini sizinle paylaşıyor. İstanbul’u anlatan çok oldu. Haldun Hürel farklı. İçten anlatıyor ve bu Don Kişot hali ona pek yakışıyor. HABERTÜRK / 16.10

TEKMİLİ BİRDEN BİN LADİN, BU SİNEMADA!

‘İki film birden’ diye bir olay vardı, sinemalar henüz ‘cep’ durumuna düşmediği günlerde. O aklıma geldi National Geographic’deki Usame Bin Ladin belgeseliyle ilgili. Bir tekrar bu. “Zamanı geldi, gösterelim” demişler. Efendim saat 17.00’de başlıyor, dört bölüm. ‘Obama Rising’, ‘Countdown to Terror’, ‘Zero Hour’ ve ‘End Game’... Her bölüm bir saat. Beşte oturup dokuza kadar Bin Ladin...

BU AKŞAM AKSİYON VE MACERALARIMIZ VAR

Arka fonda yeni keşfedilen bir Amerika, önde iki gencin tutkulu ilişkileri. ‘İnce Kırmızı Hat’ın yönetmeni Terrence Malick’ten seyredilir bir macera; ‘Yeni Dünya’ (TNT / 20.15)
Star’da ‘Babil M.S.’ filmi. Maurice Georges Dantec’in ‘Babylon Babies’ isimli romanından uyarlanan filmin başrolünde Vin Diesel var. Bu tarzı sevenler memnun kalabilirlermiş. Eleştiriler öyle. (23.00)

ONUN KARAVANI SEÇiMDE

Wilco ‘bizden biri’ olarak (Pascal Nouma gibi mesela) televizyonlarda yer alan sempatik yabancılardan. Karavanıyla dolaştığı Anadolu, onu tanıyor. Bu sefer NTV için seçim turuna çıkacak. Tanrı misafiri durumla-rının yanında, sempatik Hollandalı haliyle idare etti. Ama işin içine seçim girince, aman dikkat Wilco, bu sefer iş ciddi!