Etkileyici bir belgesel ekrana geliyor bugün. Envai çeşit hayvan belgeseli var. Hele bazı kanallar yani sadece bu konunun uzmanı. Sabah - akşam çeşit çeşit hayvan var ekranlarında. Ama bazı belgeseller var ki özel oluyor. İşte bu akşam National Geographic Channel’da buna güzel bir örnek var. (20.00) Zambiya’daki Liuwa ovasında yaşanan aslan katliamlarından sonra tek başına kalan ‘Lady Liuwa’nın hikayesi. ‘Kraliçe Aslan’ı kameraman Herbert Brasser tam dört yıl izlemiş. Bu dört yıl sonunda çok iyi arkadaş olmuşlar. Ama kraliçe aslan için bu yeterli değil. Onun bir insana değil, kendi cinsinden bir arkadaşa ihtiyacı var!
‘Kraliçe Aslan’ belgeselinde bu hazin öykü yıllarca süren bir dostluk ilişkisi ile birlikte veriliyor. Tıpkı bir film tadında.
TAKSİCİ ŞEHRİ DOLAŞTIRIRSA
Bir şehri en iyi tanıyan, bir rehber kadar bilgili olan ve ondan daha fazla şehrin kokusunu içine çeken kişi ancak bir taksi şoförüdür. ‘Hey Taksi’ işte bunu keşfetmiş. Her gezilen şehri bir taksi şoförü anlatıyor. Bugün Budapeşte’deyiz. Ve şehrin altını üstünü, bir şoför eşliğinde geziyoruz. Mesela İstanbul’u bir taksici ile gezmek nasıl olur? (TRT TÜRK / 19.10)
28 ŞUBAT PROGRAMLARI
Bugün günlerden 28 Şubat. Bugün ne olmuştu? Kimine göre ‘darbe’ kimine göre bir ‘balans ayarı’. Ve sonrasında yaşananlar... İki kanaldan iki yapım geliyor bu konuda. Kanal A’nın ‘Dünden Yarına 28 Şubat Belgeseli’ (19.00) ve 24’ün başarılı belgesel programı ‘Keşke Olmasaydı’ aynı konuyu işliyor. (22.15)
GÖZÜME TAKILANLAR
‘HAZIROL’ ASLINDA KİM?
Samanyolu TV’nin ‘Kollama’ dizisi bir nevi ‘Ergenekon Terör Örgütü’ (!) (Ergenekon da ‘erkenkondu’ olmuş dizide) dizisine dönüştü. Yalçın Küçük’ten sonra son bölümde baktım Prof. Dr. Mehmet Haberal sorgulanıyor (!). E, kim olduğunu anlamamak için saf olmak lazım. Soyadı Hazırol! Bir başbakana yapılan ynlış tedavinden, organ naklinden bahsediliyor. Hazırol dünya çapında bir cerrah olduğunu söylüyor, “Beni bekleyen hastalarım var’ diyor. Bu arada bir polisimizin Hazırol’a verdiği cevap dikkat çekiyor: “Ben de hayatını millete adamış Türk polisiyim.” Bu dizide bakalım daha hangi karakterlerle karşılaşacağız.
RTÜK’ÜN BEŞ YILLIK CEZA RAPORU
RTÜK beş yılda 1.453 ceza vermiş. Yani bu iş mi? Oturup herkesin düşünmesi lazım. Kurul ceza verme kurumu değil. Televizyon ve radyolar da sürekli ceza alan yayın organları değil. Peki neden böyle oluyor? Çünkü zihniyet ceza üzerine kurulu. Peki yayın organları açısından bakarsak? Mesela İngiltere’de bir televizyon kanalı kaç defa ceza alır? ya Fransa’da? Buralarda cezalar olay olur. Çünkü baştan televizyon ve radyolarda kuruluş ve amaçlarını düzenler.
Bu kadar ceza bizde işlerin iyi gitmediğinin bir göstergesidir, bu kadar işte.
‘GÖNÜLÇELEN’ NE YAPAR?
Vallahi ‘Gönülçelen’ dizisi biraz böyle maketten çingene mahallesi yapalım diyerek yola çıkmış gibi. Tuba Büyüküstün orta karar bir oyun sergiliyor. Ki büyük oranda dizi onun üzerine kuruluyor. Yani bu yükün altından sadece güzelliği ile kalkabilir mi bilemem. Merak edilen konu ise Hasret ile Murat’ın ne zaman müzik çalışmalarına başlayacakları!