Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Düğmeye basıldı. Lig TV abonelerinin kafası karışık. Hiçbir şey olmamış gibi izlemek ya da unutmak... Abonelerden gelen elektronik posta notları bu karışıklığı net bir şekilde ortaya koyuyor. “Bu konuda kafam karışık. Kurmaca maçları seyretmek için boşuna paramı ödüyorum. Boşuna heyecan mı çekiyorum diye düşünmeye başladım” demiş Kenan Hosepyan. “Digitürk’e devam ama Lig TV soru işareti” diyor Emre Günbay. Sıtkı Tenekecier; “Ben bir Fenerbahçe taraftarı olarak Lig TV üyeliğini iptal edeceğim. Çünkü temiz futbol izlemek istiyorum. Benim gibi düşünenlerin sayısının hayli fazla olduğunu düşünüyorum” diye yazmış. “Fanatik derecesinde Galatasaray’lıyım. Ancak şikeye karışan Galatasaray olsaydı ligde kalması değil düşmesi taraftarı olurdum. Sonucu çoktan belli maçlar görmek istemiyoruz. İzleyebildiğim tek özel kanal Lig TV onu da eğer tutumları değişmezse gözden çıkarmaya hazırım” diyor Serkan Polat.
İstenilen galiba oldu. İzleyici yorumlarından bu net anlaşılıyor. Şimdilik görünen ligin başlama tarihinin değişitirlemediği yönünde. Yani Lig TV yayınları da başlayacak. O zamana kadar ne değişir? Maçlar yayına başlayınca insanlar “Yeni transferler nasılmış?”, “Zılgıtı yediler, artık maçlarda şike olmaz seyredelim” gibi düşünmeye başlar mı, bunları zaman gösterecek. Tek gerçek, artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı.


‘STADYUM’ KÜRKÇÜ DÜKKANINA MI DÖNÜYOR?
TRT’nin kendi halinde giderken lig maçları özetlerini de yanına alarak birden izlenesi hal alan programı ‘Stadyum’ geçen sezon şekil değiştirmişti. TRT, programı özel bir şirkete verdi. Pek meraklı olduğumuz değişim şarttı. Erdoğan Arıkan gitti. Önce Murat Kosova geldi sonra Ersin Düzen. Yorumcular da değişti... Şimdi bir değişim daha konuşuluyor. Kürkçü dükkanına dönme değişimi! TRT Spor kanalı tarafından iç yapım olarak yapılması. Bir diğer söylenti de sadece pazar akşamları eskisi gibi TRT 1’de olacağı.

Haberin Devamı

STAR YARIŞMALARI JÜRİLERİ DOĞRU MU?
Pop müzikte ve dizilerde oynayacak yeni starlar arayan yarışmalar yapılıyor. Ajda Pekkan, Sertap Erener ve Ertuğrul Özkök’ün birinci seçeceği yarışmacı sonraki bir yıl içinde bir numara yapmamışsa bu jürinin hiç mi sorumluluğu olmayacak?
Ya da ‘Artiz Mektebi’nden birinci çıkacak oyuncular dizi yıldızı olmayacaksa bunda Sinan Çetin, Nurgül Yeşilçay ve Müjde Ar’ın sorumluluğu olmayacak mı? Onlar mesela nasıl ünlü oldu? Galiba bu tarz yarışmaların jüri üyelerinin cast ajansı sahipleri, plak şirketi sahipleri, reklamcıları vs. olması gerekiyor. Şöhret ve ün sahibi olanlar zaten olmuşlar olacaklarını. Onların jüri üyeliği ‘şöhrete şöhret katmak’ ya da ‘tescillenmiş kartvizitlerini’ bir daha dağıtmaktan başka bir şey değil. Ben biraz böyle bakmaya başladım. Çok iyi bir piyanistin çok iyi bir piyano öğretmeni olamaması gibi bir durum bu.

Haberin Devamı

BOĞAZ KÖPRÜSÜ OLMAYAN ŞEHİR DİZİSİ VAR MI?
Yerli diziler İstanbul’da geçiyorsa geçişlerde mutlaka birinci ya da ikinci köprü görüntüsü verilir. Tercih edilen gece ışıl ışıl olanıdır. Şimdi üçüncü köprü yolda. Bir 10 yıl sonra anlaşılan dizi çekim ekipleri sıkça Sarıyer ötesine gidecekler. Ya da uzak gelecek iki köprüyle idare etmeye devam edecekler. Ne de olsa şehirden uzak yeni bir şehir belki keyifli olmaz görüntü olarak!


REHBERiM

TAŞLAMA YA DA YAZ SOHBETLERİNE BAKIŞ
Fox TV’de ‘Taşlama’ başlıyor. Güncel çarpıcı haberlerin komik videoların ve fotoğrafların eğlenceli bir şeklide program sunucularımız tarafından yorumlanması... Yaz dönemiyle, ‘skeç-şov karışımı tatlı su sohbetleri’ de çoğaldı. Sonuçta üç aşağı beş yukarı gidip gelinen sınırlar belli. İş nerede bitiyor? Sunumda. Demet Tuncer sunuculardan biri. Kartviziti dolu bir sanatçı. Peki en basitinden sempatik mi, güldürür mü? En son Antalya’daki televizyon ödüllerindeki sunumunu izledim. Güldüreceğim zorlaması vardı. Alp Sel için “Yeni bir televizyon yüzü, bakalım...” diyebiliriz. Kanalın renkli muhabirlerinden. Fox bir deneme yapıyor anlayacağınız. (24.00)

OKURDAN

ÖNCE KÖPEĞİN CİNSİNİ ÖĞREN

‘Kurşun Bilal’le ilgili bir yazı yazdım. Orada bir rüya sahnesi vardı. Salyaları akarak koşan bir köpek. Pitbull demişim. Okurlardan “Evladım önce köpek cinslerini öğren, sonra yaz” eleştirileri geldi. Rottweiler’dı tabii ki.