Dizilerimizinde ‘hem eğlendirelim hem eğitelim’ sloganı artık klasik oldu diyebilirim. “Çocukların zihinsel gelişimlerine engel oluyor, aile yapımızı etkiliyor vs.” gibi salvoları her zaman yiyen diziler, bundan kurtulmak için, “Bak ben iyi şeyler de yapıyorum” havasına girerek böyle bir savunma hattı oluşturuyor. Sonra “Şu kadar kitabı, genç nesillere tanıştırdık” diye, bir nevi yardım konseriyle rahatlayan şarkıcı moduna giriyor.
Son örneğimiz ‘İzmir Çetesi’. Mahmure Hanım malum, torunu Ateş’le Mira’nın arasını yapmak istiyor. Torun haylaz, aklı bir karış havada. Ama kızımız araştırmacı gazeteci. Bilgili ve okuyor.
Teyzemiz torunuyla Mira’nın arasındaki ‘bilgi ve kültür’ mesafesini asgariye indirmek için bir çözüm buluyor. Oral Sander’in ‘Siyasi Tarih’ kitabını Ateş’e veriyor. Kitap için şöyle yorumlar var; “İki ciltlik siyasi tarih kitabının, üniversite düzeyinde değil de, daha lisedeyken, en azından üniversite hazırlıktayken genç nesillere okutulması gerekir.” Rahmetli hocamızın bu eserinde bir oynama mutlaka olacaktır.
STAR’DAN GECE ATAĞI
Dün başlayan, bugün ve yarın da devam eden bir yenilik var Star’da. Saat 23.00’te yeni kuşak yerli filmleri ekrana getiriyor. Yeşilçam’ın kiloluklarının yerini almaya çoktan başladı yeni kuşak yerli filmler. Çeşidi bol, kalitesi bol. Hatta ‘televizyon için film çekenler’ bile var. Yani “Gişede iş yapmaz ama televizyona satarız, paramızı çıkarırız” mantığı. Bu mantıkla çekilen filmleri biliyorum. Ama ne olursa olsun en azından bizim filmlerimiz. Tapon Amerikan filmlerinden aşağı kalır sanmayın yani. Bu akşam ‘Kanımdaki Barut’ var. Haluk Piyes hem oynuyor hem yönetiyor. Vasatı yakalamak için uğraştığı söyleniyor. Ama genç bir ismin hem oyuncu, hem de yönetmenlik çabası var.
ONLARIN ORTAK YÖNÜ NEDİR?
Nihat Doğan, Özlem Yücel ve Batuhan Piatti... Bu üç ismin ortak özelliği, katıldıkları yarışmaların ‘reyting’lerini yükseltmeleri. Doğan, tanınmış bir türkücü (bunu aşağılamak için söylemiyorum), Piatti sosyetik bir lokantanın şefiydi, Yücel’in yarışma formunda gıda teknisyeni olduğu yazıyor, kendi dünyasında yaşıyordu. Şimdi bu üç isim, üç yarışmanın lokomotifi oldular. Nihat Doğan aşina olduğumuz ‘felsefi’ mektuplarıyla, şefimiz “Kodum mu oturturum!” havasıyla, kızımız da tanga şovlarıyla. Ortak özellikleri; sansasyon. Bu o kadar kolay mı? Hayır. Oynuyorlar mı? Bence hayır. Kendi yaşamlarında aynen öyle olduklarından kameralar onlar için hikaye.
REHBERİM
ASLINDA TELEGOL’E ÇIKMALI !
Tam da ‘Telegol’ formatına uygun bir isim; Michael Zimbalist. NTV’de Mirgün Cabas’ın konuğu. İstanbul Film Festivali NTV Belgesel Kuşağı’nda gösterilen bol ödüllü ‘İki Eskobar’ (The Two Escobars) filmiyle gündemde olan yönetmen, spor, suç ve politika üçgeninde yolların nasıl kesiştiğini anlatacak, Cabas’ın sorularını yanıtlayacak. “Hocam şu bizim şike olaylarına da bir el atsan” tarzı Erman Hoca soruları, nasıl da enteresan bir hava yaratırdı! NTV / 21.00
BİR DİZİNİN GÜNÜ DEĞİŞTİ
TRT 1’de salı günleri yayınlanan ‘Halil İbrahim Sofrası’nın günü değişti. Bundan böyle pazartesileri saat 21.50’ye almışlar.