Tartışmasız ekranın ‘reytingi bol’ konuklarının başında Prof. Dr. Canan Karatay geliyor; her an bir manşet veriyor.
Onu sık sık programına çağıranlardan biri de Habertürk’te Balçiçek İlter.
Hocamız “Dilimde tüy bitti” dese de; ‘şeker yemeyin’i tekrar anlattı çarşamba akşamüstü...
Bu arada Fenerbahçeli olan hocamız, takımın ‘makarna yediğini’ öğrenmiş. (Daha önce bu konuda haber yapılmıştı) Balçiçek İlter, tekrar sordu. Karatay, Lefter’in hayat hikayesini okumasını tavsiye etti.
“Karbonhidrat sporcunun zehridir” demiş Lefter. Futbolcu iken 69 kilo, sonrasında da 69 kiloda kalmış. Hep balık, yumurta yemiş.
Enerjinin proteinden ve şekerden alındığını; bu şıklardan ikincisini Fenerbahçe’nin seçtiğini, maçlarda da kondisyonu olumsuz etkilediğini söyledi hocamız.
Karatay “Defans yorulunca iş Volkan’a düşüyor” diyerek olayı şöyle özetledi: “Volkan kalede aslanlaştı, diyorlar. 45 dakika sonra Volkan helak oluyor. Sonlara doğru ya da uzatmalarda Fenerbahçe gol yiyor...”
Hepsinin nedeni bu makarna.
Makarna deyip geçmeyin, hocamızı dinleyin.
BU HiKAYENiN DiZiSi BiRiNCi OLUR
Ben de birçok diziyi izleyemiyorum.
O ağdalı hikayelerin, ağdalı olmaya çalışan oyunculuklarına katlanamıyorum.
Zahide Yetiş’in programındaki bir hikayeyi dinleyince ‘demek o diziler de boşuna değilmiş’ diye gerçekle yüzleştim.
Gerçekten hikayenin senaryosu böyle yazılmış olsa, (ki belki okunduktan sonra olacaktır) “Neden en çok izlenen dizilerden biri olmasın!” dedim.
BABA BİR ÇOCUĞU ALDI KAÇTI
Konya’dan arayan izleyicinin hikayesi ebe olan annesi ile başlıyor: “Benim annem bir köyde ebelik yapıyormuş. Kimsesiz iki genci, köylüler evlendirmiş.
Adam evliliği hiç istememiş, kadın hamile kalmış. Doğuma annem girmiş. Baba çocuklardan birini görmüş ve alıp götürmüş. Halbuki çocuklar ikiz doğuyor, diğer çocuğu annesi büyütüyor. Bir süre sonra anne ölüyor. Çocuk ortada kalıyor. Annem bu çocuğa sahip çıkıyor...”
Hikaye buraya kadar olağan gidişatında... Sonra işlerin rengi değişiyor.
AYNI EVDE BÜYÜDÜK; EŞİM OLDU
Olayı anlatan izleyici, “Yani sonra benim kayınvalidem ölüyor” dedi ve olay birden karıştı.
Uzman konuklardan Avukat Olgun Hamarat, “Kayınvalideniz öldü, anneniz çocuğa sahip çıktı ve sonra siz evlendiniz mi? Nasıl oldu bu?”
Yılların ekran yüzü Selin Karacehennem uyanıyor: “Yoo yoo o sırada hamileymiş, bu hanımefendiye...” Yani annesini demek istiyor. Sonra anlaşılıyor ki, izleyicinin hikayeyi sondan başa doğru sarmasından dolayı bu sorun çıkıyor; “O sırada annem bana hamile. Ben doğuyorum. Bu erkek çocuğu ile yıllarca birlikte aynı evde büyüdük ama kardeş olmadığımızı biliyorduk. Birbirimizi sevdik ve evlendik.” Seyirci, annesi ölmeden önce eşinin ikiz kardeşi olduğunu öğrenmiş.
Son nefesini vermeden önce anlatılır ya filmlerde, onun gibi...
Seyirci özetle; “Şimdi bunu eşime nasıl söylerim. Senin ikiz kardeşin var, baban küçükken onu almış” diye.
Hikaye nasıl? Aynı evde oturan bir kız ve bir oğlan çocuğu kardeş değiller; yıllar sonra evleniyorlar. Annesi ölmeden önce kızına “Senin eşinin bir de ikizi var” diyor.
Hadi senarist kardeşler top sizde.