Kanal D’nin yeni dizisi ‘Merhamet’in senaristleri, “Yemeğin sosunu bol koyalım” demişler. Dayamışlar acıyı, dayamışlar biberi, gözyaşını. “Sen her gün haberlerde dövülen ve sövülen kadınları, çocukları seyretmiyor musun” diye soracaklardır mutlaka. ‘Gerçeğin kendisi midir?’ yoksa, ‘Bu seyirciye vereceksiniz acıyı, sonu başı olmayacak, seyredecek diziyi’ yaklaşımı mı?
Bir kere “Ailece seyredelim” diyenlerin bir bölümünün çocukları odaya yolladığını biliyorum. Zaten ‘ailece dizi’ izlemek diye bir şey olamaz. Olmamalı. Veletin dizi seyretmeyle işi de olmamalı. Çocuk izleyemiyor diye şikayet edilecek hali yok ‘Merhamet’in. Oturup uğraşmışlar. Belli, gözyaşı her daim olacak. Sonra aşk acıları başlayacak. Sonra Narin’in hırsları ve iniş çıkışları...
Bütün mesele dozunu iyi ayarlamak. Birinci bölüm hızlı girdi. Kondisyonu ayarlama meselesi. Bir bakarsın iş baymış. Bugün için izlenir bir dizi olmuş. Kendim için değil millet için! Kaçıranlar için ilk bölüm bu gece tekrarlanıyor. (23.15)
Bu diziden bir yıldız çıkıyor
13 Şubat tarihli yazımda ‘Merhamet’ başlarken yazmıştım bunu. Narin’in küçüklüğünü oynayan Ceren Balıkçı için “İlk bölümün flaş ismi olacak” demişim. Gelen eleştiriler bu yönde. Geleceğin parlak oyuncularından biri olmaya aday, tabii bu işin üzerine ciddi eğilirse...
BİR DİZİ OYUNCU HOROZ ARIYOR!
Çok izlenen bir dizimiz senaryoya ‘horoz dövüşü’ sahnesini koymak istemiş. Hatta etrafta horoz aramaya başlamışlar. Ee, tabii gelenlere soruyor, ‘Ne yapacaksınız horozu?” diye horoz sahipleri! Biraz utangaç, biraz kaçamak tam olarak “Dövüştüreceğiz” de diyemiyorlarmış.
Düşünün horozunuz var, dövüşürmüş gibi yapacakları (nasıl olacaksa!) bir sahne için teslim edeceksiniz. Horozunuz da zaten iyi oyuncudur, çaktırmadan dövüşür. Sonra? Bilmem nasıl gelir eve?
Hangi dizi mi? Onu söylemem. Eğer olacaksa bu sahne tabii bir de Panter Emel Hanım ve arkadaşları var, onu da unutmayın...
NOT DEFTERİMDEN
90’LARDA TAKILDIKLARIM...
22.11.1997 tarihli yazım bir nevi o yılların ‘izlence özeti’ gibi geldi bana. Bir toparlama yapmışım izlediklerime dair. Resmi geçit töreni televizyonların... ‘Takıldıklarım’ başlığıyla yazmışım. ‘Ben şu sıralar’ diye cümle başlamış ve alt alta şu satırlara yer vermişim:
* NTV’nin Mordillo imzalı durum komedisine...
* Öğleden sonra yayınlanan ‘gelin kaynana’lara...
* Attila İlhan’ın şapka ve çantasına...
* Defne Samyeli’nin gece sorularına...
* İbo’nun saz ustalarına...
* Star’ın pazar filmlerine...
* Kanal 7’nin ‘Refah Partisi’ haberlerine...
* Saadettin Teksoy’un hikayelerine...
* Sabah saat 10.00’da yayınlanan Ahu Tuğba filmlerine...
* Kanal 6’nın ‘Şeyh’ dizisindeki egzotik entrikalara...
* Yasemin Bozkurt’un konuklarını ağlatmasına...
* ‘Tatlı Kaçıklar’da İsmet Ay’ın oyununa...
* ‘Bizimkiler’ ve ‘Süper Baba’nın eski bölümlerine...
* Radyo D kanalında ‘Yastık Sohbetleri’ne...
Bilmem sizin de aralarında “Ahh, neydi ya” dedikleriniz var mı?