Mini diziler, gri ve soğuk tonları hatırlatır. Soğuk savaş yılları sanki onların kaderi ya da öyle doğmuşlar hep karlı bir sabah,
fötr şapkalı, yakası kalkık uzun paltolu adamlar kapıyı çalmış. Agnieszka Holland,
Polonyalı yönetmen. ‘Burning Bush/Çalının Yanması’ adlı bir mini dizi yaptı. Dizide, Sovyet işgali sırasında ozamanki Çekoslovakya’da kendini yakan öğrenci Jan Palach’ı anlattı.
Kendisiyle yapılan söyleşinde, “Mini diziyle dizi farklı şeyler. Mini dizide bitmek bilmeyen bir hikaye yok. Onun için bir nevi yazar işi oluyor mini seriler. Yönetmen uzun metrajlı film tadına varabiliyor” demiş.
Dikkatimi çekti. Evet bir zamanlar unutmam, TRT Haber’in TRT 2 olduğu zamanlarda politik mini diziler izlerdik. 10 bölümde biterdi. Bunu çok izlenen kanallar değil ama daha butik işlere imza atmaya müsait kanallar yapabilir. Mesela TV8, mesela Kanaltürk ilk aklıma gelenler. Bu sayede entelektüel seyircinin de ilgisi çekilmiş olur. Mesela ‘Burning Bush’la ilgilenebilirler. Benzer bir çok mini dizi mevcut.
UYDUDA SAYISIZ TV KANALI VAR
Eutelsat açıklamış geçen mart ayında. Bu uydudan alınabilen televizyon kanalı sayısı 4600. Bunların 430’u HD kalitesinde yayın yapıyor. Hot Bird ise 1117 kanal kapasitesinde. Uydu sistemiyle ‘manyak boyutta’ televizyon izleme şansınız var. Bunu yapanlar var, özel sistemler kuran evlerine...
BBC BÜTÇESİNDE ARAŞTIRMAYA BÜYÜK PAY AYIRIYOR, YA TRT?
BBC, bütçesinin yüzde 20’sini teknik ama özellikle program araştırmalara ayırıyor. Yani TRT’nin kendi formatı olan yarışma ‘Cevap Soruda’ gibi yapımlara. Bizde TRT, bütçesinin kaçta kaçını program üretimine ayırıyor acaba?
TWITTER’DA FRANSA NASIL ÜÇÜNCÜ SIRAYI ALDI?
Fransa Güzellik Yarışması’yla ilgili atılan tweet’ler Fransa’yı, dünya sıralamasında üçüncü yapmış. 2010 yılında sadece 13 bin tweet yazmış Fransız ahalisi. 2011 yılında 55 bin 300 tweet atılmış yarışmayla ilgili. Ve 2012’de sayı 420 bine çıkmış.
Peki dünyada ‘tweet’lemede en aktif ülkeler hangileri: 1-ABD, 2-İngiltere... Hadi gençler ne duruyorsunuz. Siz bu adamları rahat geçersiniz...
BİR REKLAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Seyrederken reklamı hep böyle cümleler aklıma geliyor: “Geri mi neyim kalır, alırlar hayattan rengimi de neyimi de...”
Reklamdan anlamamak, toplumun tüketim psikolojsini bilmemek gibi bir şey bu. Nükhet Duru boşuna mı söylüyor, MFÖ boşuna mı söylüyor? Anlatım bozukluğu varmış. Sanki bu sözleri yazanlar bilmiyor. Metin yazanlar benden daha iyi imlayı biliyor imlayı. Türkçe dersleri okulda hep pekiyi olmuştur onların. Kompozisyonda sınıf birincisiydi belki de bunu yazan. Bilmiyorum. Ve akıllara gelen bir soru da şu: Bu reklamın tanıtıldığı ürün; bunca zamandır böyle akılda kalıcı bir slogan bulabilmiş mi?