Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Star’da, ‘Beni Affet’, hayata dair kalıcı önerilerde bulunuyor. ‘Herkesin kendisinden bir parça bulacağı aile dizisi’ olarak tanıtılan ‘Beni Affet’, haber bültenlerinin, adliye koridorlarındaki kavgaların, üçüncü sayfa ‘aile tipi cinayet’ haberlerinin nasıl hayata geçebileceğinin de ipuçlarını veriyor.
‘Aile dizisi’ denince akla ‘mutlu’lar kadar ‘mutsuz aileler’ de gelebilir. Aile sonuçta, kebap salonunun üst katı değildir sadece! Dizimiz oldukça gaddar bu konuda, fena halde öğütler veriyor. Nasıl mı? Handan’la Kenan arasındaki diyaloglar sanırım hayata dair dersleri içeriyor.

Haberin Devamı

MUHTEŞEM TEKLİF: “TEK YOLU VAR, DÜŞMÜŞ KADINI OYNA”


Handan, “Bir çuval inciri berbat ettin. Sevgi Teyze kapıma dayandı, ‘Oğluma iftira atma’ diye” sözleriyle Kenan’a çıkışır. (Burada araya girelim, Handan, Sevgi Teyze’nin oğlu Umut’la işi pişirmişti.) Kenan gülerek, “Ne iftirası, siz zaten yatmadınız mı?” der. Handan, “Ben bu pisliği nasıl temizleyeceğim, artık beni gelinleri olarak kabul edeler mi?” diye eski sevgilisinden kendisine yardım etmesini ister. Kenan bir tek öneride bulunur, “Ağzınla kuş tutsan istemezler seni. Senin tek bir yolun var o da kullanılmış kadınlık. Başka da yok, sen sıfırsın” diyerek durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyar!

‘Düşmüş kadın’ ayrıntıları!
Kenan, bu arada bize Handan’ın durumunu ayrıntılarıyla verir, “Düşünsene kızım Kemal’den sonra ilk defa bir adam sana dokundu. İlk defa bir adamın koynuna girdin. En azından onlar öyle sanıyorlar...” Handan haklı olarak (!) bozulur. Kenan ‘düşmüş kadının’ ayrıntılarını verdiğini, kızmamasını söyler, “İşte bunu oyna diyorum, mazluma yat” diyerek Umut’la ancak böyle evlenebileceğini söyler. Ve emekçi sınıfın ahlak anlayışı üzerine hayat tecrübelerini sıralamaya başlar...

“Handan sen fakirleri tanımazsın”
Kemal devam eder, “Umut’un seninle evlenmesini ancak böyle sağlarsın. Bak sen fakirleri tanımazsın. Onları hayatta tutan tek şey gururları. Oğulları, kızlardan biriyle yatıyor. Sonra da ortada bırakıyor. Mahallede dedikodular başlamaya görsün. Anında evlerine gelin olarak alırlar. Sırf namuslarına laf gelmesin diye...”
Ya, işte böyle. Evlilik programlarında, üçüncü sayfalarda, ‘Beni kurtar ablam’ programlarında ya da haber bültenlerinde benzer hikayeler yok mu?

N.H ATARSIN BENİ!

MUHTEŞEM TEKLİF: “TEK YOLU VAR, DÜŞMÜŞ KADINI OYNA”

‘Telegol’de futbol sezonun sonu yaklaştıkça hakemlere ayar dozu artıyor. Şimdiki hakemlerle geçmişteki hakemler ve futbolcuların psikolojileri üzerine derin tartışmalar vardı pazartesi akşamı. Geçmiş zamandan bir örnek geldi Selim Soydan’dan. Daha doğrusu Erman Toroğlu sordu: “Siz maça çıkarken demiyor muydunuz, bu adamı biz öldürürüz, iki tokat bastırırdın alırdın, ama bazı hakem gelir,’ aman haa dokunmayın atar’ bizi derdik.”
Toroğlu bu sözlerle, hakemine göre Selim Soydan zamanında da futbolcunun sahada farklı davrandığını anlatmaya çalıştı. Soydan bunu doğruladı. Bazı hakemlerden ürktüklerini ama bazılarına da istediklerini yaptırabildiklerini şöyle izah etti: “Bu görüşü vermeyen (yani üzerine gitmekten çekinmedikleri hakemleri kastediyor) adama giderim derim ki, at da göreyim, bu forma var üzerimde n.h atar...”
Selim Soydan futbolu bırakalı 42 yıl geçmiş. Eh değişen bir şey olmamış. Tek fark, o zaman televizyon yokmuş, futbol programları yapılamıyormuş. Olsaymış, aynı hikayeleri anlatır olacakmışız. 42 yıl önce de “N.h atarsın”, 42 yıl sonra da “N.h atarsın”. Hikaye bu kadar!