NEREDEN ÇIKTI BU ‘ŞİFRESİZ MAÇ’ İŞİ?
RTÜK’ün kanallarda şifresiz ve ücretsiz yayınlanmak zorunda olan ‘önemli olaylar listesi’ hazırladığı, bunların içinde D-Smart’ta şifreli olarak yayınlanan UEFA Avrupa Ligi karşılaşmaları ve UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarının da yer aldığı konusunda haberler çıktı. D-Smart son yayınladığı Galatasaray-Malaga maçı sırasında sürekli anons geçti ve UEFA ile yapılan anlaşma gereği maçların şifreli yayınlanacağını duyurdu. Peki bu durup dururken nerden çıktı?
Avrupa birliği böyle istiyor!
3 Mart 2011’de yürürlüğe giren RTÜK Yasası AB kriterlerine uygun olarak hazırlandı. Yayıncılıkla ilgili AB kriteri, AB Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Yönergesi’dir. Bu yönergenin bir maddesine göre, ‘kamunun önemli olaylara erişim hakkı’ vardır. Bu önemli olaylar ülkelerdeki düzenleyici otoriteler (RTÜK gibi) tarafından belirlenip ilan edilir ve izleyiciler bunları şifresiz, parasız, serbestçe izler.
İşte RTÜK de yönerge gereğince listeyi hazırladı. Bana gelen bilgileri göre, hazırlanan liste onay için Üst Kurul’a sunuldu. Üst Kurul üyeleri de bazı ek taleplerde bulundu. Liste son halini alıp, Üst Kurul da onaylanınca ilan edilecek. Böylece listedeki önemli olaylar şifresiz yayınlanacak. Yani yasada yeri var ve ilk kez uygulanacak.
D-Smart buna itiraz edecek tabii ki. UEFA’nın izni olmadan zaten böyle bir yayın yapılamayacağını söylüyorlar. Yani bu aralar hep sorulan “Nereden çıktı bu şifresiz maç yayınları?” sorusunun cevabı bu. Yayın hakları D-Smart’ın elinden alınır mı? Pek zannetmiyorum.
Bizim oyuncular gerçekten çok hızlı. Dizi bitiyor, filme başlıyor; onu bitiriyor tatile çıkıyor. Ya da bir filmi bitiriyor, ardından ikinci bir filme başlıyor. CNN Türk ‘Afiş’te Demet Akbağ’la ‘Hükümet Kadın 2’ filminin setinde konuşulmuş. Film bitmek üzere. Midyat’ta hayli ağır şartlarda (yani sıcak, toz, toprak) çekilen bir film olduğu izlenimi edindim. Demet Hanım epey yorulmuştur. Ama fark etmiyor. Benim de keyifle hepsini izlediğim, ‘Eyyvah Eyvah’ serisinin üçüncüsünün çekimleri başlıyor. Ağustos ayında hem de. Bu gerçekten dayanılmaz bir tempo. Hani ‘senede bir film çeken Hollywood yıldızları’ hikayeleri anlatılır. Bizde senede iki film, araya da bir dizi olabilir.
Dizisi sezon finali yaptı, filmi bitirdi, tatile çıktı
Beren Saat’le ilgili bir magazin haberinde bu cümle dikkatimi çekmişti: ‘Filmi çekti, tatile gitti.’ Tüm bir sene ‘İntikam’ dizisinin çekimleri sürdü. Üzerine ‘Benim Dünyam’ filmini çekti ve sonrasında tatile çıktı. Aklıma ister istemez “Oyuncunun böyle hızlı bir tempoda iyi performans yakalaması mümkün mü?” sorusu gelmiyor değil. Bu ne hız?
Ramazan’da balık satışları iyi gitmiyor. Habertürk’te haberi vardı. Balıkçılarla konuşuyorlar. Şöyle bir öneri geliyor; balık satışlarını artırmak için kamu spotu hazırlanabilir. Bu, ‘kamu spotu’ işinin her yere çekilir hale gelmesi. Televizyonda her an karşımıza çıkıyor.
‘Kömür ızgarasında et nasıl pişirilir?’ diye kamu spotu yayınlandığına göre, balık satışlarını artırmak için de pekala böyle bir yola başvurulabilir!
KİRAZI NEDEN PAHALI?
Kiraz üretimi zor, kıymetli bir meyve. Üretimde birinci sıradaymışız, ihracatta ABD’den sonra ikinci. CNN Türk’ün ‘Para Dedektifi’ Cem Seymen, kirazın izini sürdü. Ortaya şöyle bir tablo çıktı: “Bu konumda bir meyvenin gelir hanesinde üretici, ‘Ben kazanamıyorum, aracı kazanıyor’ diyorsa bir sakatlık var.
Seymen, hani dalından başlayıp pazara, manava kadar getirdi kirazı. Neden ‘10 liraya yediğimiz’ net bir şekilde ortaya çıktı! Peki neydi üreticiyi aracılardan kurtaracak sistem. Kendisi söyledi; kooperatifleşmek. Batıda böyleydi. Yani örgütlenmek!