Ramazan dönemi televizyonlarımız ‘yemek tarifi’ telaşında. Bu telaş bazen abartılı bir hal alıyor. Bir örnek; Cine5’teki ‘Esra’nın Yemek Sevinci’nden. Programda kuzu şaşlık yapıldı. Ramazan bir kenara, hanımların çoktan evde yemek işine giriştiği saat dilimleri. Bizde vatandaş ortalama saat 19.00’da yemeğe oturur. Bir de Ramazan ayı. Onun için yemek tarifleri öğleden sonra verilmeli.
AMERİKALI ‘TERK-İ DİYAR’ KELİMESİNİ ÇOK İYİ BİLİR!
D Smart’ta ‘Cadılar Zamanı’ filminin başı. Nicolas Cage ve arkadaşı Ron Perlman’ın oynadığı iki genç adam köylerine dönüyor. Issızlık hakim. Aralarında şöyle bir konuşma geçiyor: “Terk-i diyar mı eylediler acaba?” Böyle bir çeviriye şapka çıkarılır.
AYLA HIRSLI DA BİRAZ ABARTILI
‘Ay Tutulması’nın ilk bölümün izledikten sonra Naz Elmas’ın gayet hoş bir oyunculuk sergilediğini yazmıştım. Ama dizi ilerledikçe dikkatimi çeken şu oldu; hırslı Ayla karakteri onu sınırlıyor. Hep kızgın ve aşırı sinirli. Bu çerçevenin de biraz genişlemesi lazım. Son bölümde, tüm dizi boyunca içen bağıran kıran döken bir hali vardı.
Oyunculuk sadece bu yönüyle yeterli olur mu? İyi bağırıyor, çok ağlıyor o zaman iyi oyuncu kısıtlaması içinde dar alanda kalmış oluyor karakter. Biraz gülümseme ve nasıl denir içten pazarlıklı bir hal verilerek daha geniş bir ‘kötü kız’ rolü verilebilir Ayla’ya.
TRT HABER’DE YENİ BİR BELGESEL
‘Endülüs Belgeseli’ bugün yayında. 771 - 1492 yılları arasında İber Yarımadası’nda oluşan Endülüs medeniyeti bugün yaşananların önemli bir yol haritasıdır. Bu açıdan gerçekten önemli bir çalışma. Meraklısına... (TRT Haber / 18.30)
OKURDAN
‘KOMEDİ DÜKKANI’ YAZIMLA İLGİLİ ELEŞTİRİ
Pazartesi günü ‘Komedi Dükkan’nın bitmediği ve reklamlarda devam ettiğini yazdım. O yazıma hayli sert eleştiriler gelmiş. Burada bana gelen ‘küfürsüz’ eleştirilere her zaman yer veriyorum. Aslı Karakazan’ın uzun yazısından bazı bölümler şöyle:
“Sırf formatını işlendiği program bitti diye reklamların da bitirilmesi takdir ederisiniz ki gülünç bir durum, en azından bunu düşünüp sonrasında eleştirmenizi dilerdim.”
Işın Tolon da uzun bir eleştiri yazısı yazmış. Ondan kısa bir bölüm aktarıyorum:
“Reklamlar ve ‘Komedi Dükkanı’ arasında nasıl bir bağlantı kurdunuz anlamış değilim. Çünkü adı üzerinde bunlar reklam ve sözleşme nasıl yapılmışsa o doğrultuda devam eder. ‘Komedi Dükkanı’ bitince reklamlar da bitmeliydi öyle mi? O zaman İş Bankası’na bir yazı yazsaydınız, ‘Dükkan kapanmıştır, bu reklamları oynatmanız etik değildir’ diye. Ne kadar komik olurdu değil mi?’(...) Biz 18 milyon izleyici var ya, Tolga Bey spor programı sunsa izleriz, siyaset yapsa peşinden gideriz, yazı yazsa okuruz, kitap çıkarsa alırız...”