‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ dizisini bir ‘mafya dizisi’ olarak izlemeyin. Mafyayla devlet ilişkisi gibi izleyin. Hızır’ın vatansever bir ‘mafya’ babası olmasıyla Ünal’ın ‘kötü mafya babası’ olması arasındaki farkın öneminden çok, bütün olarak mafyanın ne olduğunu anlatan diziyi bu pencereden izleyin.
Senaryonun üstündeki kumu temizlediğinizde altından ‘ilginç diyalogların’ çıktığını fark edeceksiniz. Bu bilerek ve isteyerek yapılmış olabilir ya da tersi, bilemem.
Devletin güvenlik görevlileriyle bazen mafyayla iyi geçinip sonra onları birbirlerine düşürdüğünü ya da mafyanın değişik kollarının devlete karşı mücadelesini ya da hep beraber iş görmelerinin küçük ayrıntıları bu dizinin diyaloglarında mevcut.
Mesela son bölümde bir babalar operasyonu vardı. Bu operasyonların nasıl pazarlıklar sonucu olabileceğinin ipuçları yok muydu? Ne baba operasyonu haberleri görmedik mi? Murat’ın işyerine atılan bombanın hikayesi yaşadığımız hangi bombalara gitti?
İlyas korktu
Servet’in yaptığı bomba, Murat’ın iş yerini dümdüz eder. Aile toplanır. Servet: “Bunu bana nasıl yaparsın İlyas benim yaptığım bombayı adamın plazasına (yeni Türkçe oluyor) koymuşsun” diyor. Çekincesi, polisin parmak izlerini bulması. “Cahil cahil konuşma enişte (Hakan Karsak) polis bilmiyor mu o bombaların üretim şeklini kimin malzemeyi kullandığını?” İlyas: “Sana o yüzden dedim ya örgüt işi yap diye?” Neymiş bombanın örgüt işi olanı, bir de olmayanı varmış!
SHOW HABERLER NEYİ HATIRLATIYOR?
“Ölüme mi, cinayete mi kurban gitti? Ne ailesi, ne dostları, ne de polis biliyor.” İstiklal Caddesi’ndeki Zeren Büke Toku ve Nazif Tuğrul Sağlam’ın ölümleri sonrası yorum bu. Yok biri biliyor ama saklıyor! “Ekmekten maket bıçağı çıktı” haberiyle ilgili: “Son zammın ardından ekmek pahalı oldu ama insan hayatı çok ucuz” Ekmek ucuzlasaydı maket bıçağı koyulabilirdi yani!
Eve giren kamyon haberinden:
“Masaya koyacak tabakları, gelecek misafirin başlarının üstünde yeri vardı ama böylesi değil. Koca kamyon evlerini başlarına yıktı” Kamyon izninizle diye girebilse sorun yok! Haber öykü tadında: “Menüde bal, reçel ve zeytin vardı (hani yumurta vardı bir de!) Daha onlar ekmeğin üstüne tereyağı sürmeden freni patlamış kamyon şoförü aracı evlerine sürdü” Şoförün tercihi burası olmuş. En zengin kahvaltı bu evdeymiş!