PARASIZ ÇIKMAM ABİ!
Oktay Ekşi bundan böyle Basın Konseyi’ne üye olmayan televizyon kanallarına ‘bedava’ çıkmayacağını açıkladı. Can Dündar’ın ‘Canlı Gaste’sinde bunu dile getirdi. Ben Dündar’ın programında bütün televizyonları kastettiğini zannettim. Meğer konsey üyesi olmayanlarmış. Çünkü ‘paralı çıkacağını’ belirttiği tarihin ertesi günü CNN Türk’te ‘Tarafsız Bölge’de yer aldı. Sanırım para almamıştır! BBC örneğini verdi Ekşi. Doğrudur, BBC kısa bir radyo görüşü için bile taa oradan senin hesabına para yollar. Her sabah yorum yapanlar vardır, gayet iyi para alırlar yani!
Program yapan gazeteciler
Peki bir de tabii program yapan gazeteciler var. Hem köşe yazıyor, hem televizyona program yapıyor. Sonra programına konuk çağırıyor. Acaba para ödüyorlar mı? ‘Yazı İşleri’nde Ruşen Çakır da katıldığı bir programdan para aldığının ve bunun da olması gereken bir durum olduğunun altını çizdi. Peki programına gazeteci arkadaşını bedava çağıran gazeteciler yok mu? Bir de buna bakmak lazım.
Diğer programlardaki durum daha da vahim. Çok izlenen tartışma programlarına çıkan gazetecilere para ödeniyor mu? Belki de Ekşi’nin bu çıkışı bir milat olur. Bir konuyu daha merak ediyorum: Sayın Nazlı Ilıcak en çok ekrana çıkan isimlerden. Her çıktığı programdan para alıyor mu? Ya da hangilerinden alıyor? Sadece merak.
Merak ettiğim bir konu daha var: Acaba bol bol ekrana çıkan gazetecilerin köşeleri daha mı fazla okunuyor? Bakkal çakkal manava ya da kasabın kendisini tanımanın mutluluğu mu oluyor sadece?
Mesela Okan Bayülgen’in programına katılanları merak ediyorum. Sabaha kadar oradalar. Para alıyorlar mı? Yok. Ama bu sektörde yani sabah programları öğleden sonra vs programlarına katılanlar neredeyse üstüne para verecekler. Ya yeni albüm çıktı ya da “Sizi televizyonlarda göremiyoruz” telaşı ya da son zamanlarda yağmur gibi yağan vizyon filmlerinin tanıtımı...
Mesela Saba Tümer’e çıkan bir konuk para alır mı? Ya da Hülya Avşar’ın programına katılan. Yok, zaten oraya çıkmak bir yerde kendini pazarlamak olduğu için bu konu hiç konuşulmaz. Sunucu para konuk da işini kitabını, albümünü, pazarlama telaşındadır ve denge böyle kurulur!
AJAN PROVOKATÖR TARTIŞMASI
NTV’nin ‘Basın Odası’nda Nuray Mert dışında sürekli bir değişim oluyor. Bu hafta Ergun Babahan ile Okay Gönensin vardı. Nuray Mert baskın figürü ile her gelen konuğa bir fırça atıyor. Onun için ‘izlenme oranı yüksek’. Ben de o olmazsa hiç keyif almıyorum. Bu sefer hedefte Babahan vardı. Babahan’ın çalıştığı gazetedeki ‘bir ajan provokatörden’ bahsetti. Babahan, Mert’in yazdığı gazetede de var olduğunu söyledi. Mert “Bizim gazetedeki ajan provokatörleri söyleyin” diye ısrar edince, Babahan “Oktay Ekşi” dedi. Ve ne tesadüf iki ‘ajan provokatör’den biri TRT 2’de ‘Açılar’da (Mahir Kaynak), Oktay Ekşi de CNN Türk’teydi. Olan bitenden habersizlerdi tabii!
REHBERİM
ŞEREF BAĞI
Meksika kökenli Amerikalı yazar Jimmy Santiago Baca’nın hayat hikayesinden yola çıkarak Amerika’daki Meksikalı, zenci ve beyaz ırkçı çeteler anlatılıyor. Günün en iyi filmlerinden (CNBC-E / 22.00)
JANE’İN ZAFERİ
Cine5 ve TRT 1’de daha önce oynamış bir film ‘Jane’in Zaferi’ Kanaltürk’te (19.45). Demi Moore’un saçlarını kazıttığı film olarak da hatırlanabilir. Ridley Scott filmde, kadınların da erkeklerin baskın olduğu alanlarda başarılı olabileceğini anlatıyor.
EZBER BOZAN FİLM
D Smart’taki Sinema TV kanalında önemli bir film var; ‘Sıkı Aynasızlar’. Daha önce ‘Shaun Of Dead’ filmi ile çok ses getiren İngiliz komedyenler Edgar Wright ve Simon Pegg ikilisinden o filmin devamı niteliğinde bir çalışma. Şu yorum çok çarpıcı geldi; “İngiliz sinemasında Hollywood formülcülüğüne rastlanmaz. İngilizler ezber bozar melez yaratır. Bu filmde de aksiyon ile komedi melezi yaratılmış.” (21.00)