Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ülke TV’de Ersoy Dede’nin konuğu Çelik Erişçi’ydi. ‘Şizoid’ oyunu ve daha çok verdiği pozlarla (doğrusunu söyleyelim) ilgi odağı olan Çelik, şu sıralar kanallarda konuk listesinin başında.
Çelik, oyunda, televizyonun bizlere akıl öğreten figürlerinin bir şekilde eleştirildiğini anlattı. Değişik sektörlerden isimlerin birer star olduklarını söyledi. Örneklerden biri olarak ilahiyatçıları gösterdi. Ersoy Dede, “Cuma günü televizyonda program yapacağım diye cuma namazını bile kaçırıyor” dediği isim kimdi acaba? ‘Belli bir kesimin’ hiç de hoşlanmadığı; Yaşar Nuri Öztürk. Saba Tümer’e “Tam namaz vakti çıkıyor” diye yüklendikleri isim!
Aynı durum Ersoy Dede’nin programında da konu oldu. Yani kaçırmadılar bu pası. Ama Çelik’in derdi sadece bir isim değildi. Sanırım kanallara çıkan star olmuş tüm ilahiyatçılardı!

Haberin Devamı

“MİLLİYETÇİ ARKADAŞLARIMLA MUTLU BİR PROGRAMDAYIM”

Habertürk’te pazartesi akşamı Didem Arslan Yılmaz’ın ‘Türkiye’nin Nabzı’ programında konu milliyetçi-ülkücü camianın ‘süreç’e nasıl baktığı üzerineydi.
Konuklar, MHP Milletvekili Ali Uzunırmak, BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türk Ocakları İstanbul Şube Başkanı Dr. Cezmi Bayram ve Akil İnsanlar Akdeniz Bölge Sekreteri Tarık Çelenk’ti.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, “Didem Hanım size teşekkür ederim. 1992’den beri programlara katılırım. İlk kez böyle rahat bir program yapıyorum. Türk milliyetçilerinin çoğunlukta olduğu bir programdayım” dedi. Ama arada bir isim vardı Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne. Sunucu sordu, “Sayın Türköne’nin söylediklerine imza atmıyor musunuz?”

“Sesimizin ulaşamadığı yere mermimiz ulaşır demişti!”
Ümit Özdağ, “En son 1980’de herhalde imza atardım. 12 Eylül öncesi yazdığı yazı vardır. ‘Sesimizin ulaşmadığı yere mermimiz ulaşır’ dedi. 1990’lı yıllarda terörle en sert ve doğru mücadelenin verildiği yıllarda Tansu Çiller’ in başdanışmanıydı. Mehmet Ağar kendi verdiği mücadelenin meşrutiyetinin bilimsel temelini Mümtaz’er Türköne’ye dayandırırdı. Neyin değiştiğini anlayamadım. Nasıl Türk milliyetçiliğinin dışına çıktı?”
Sanırım ülkedeki değişimin bir başka pencereden özetiydi bu sözler!

Haberin Devamı

“DUYU LAV Mİ, YES AY DU”

PROGRAM YAPACAĞIM DİYE  CUMAYI KİM KAÇIRIYOR

Kanaltürk’te Özlem Tunca, ‘Dünyayı Geziyorum’ diyor. Abu Dabi’ye gitmiş. Yerlileri piknik yaparken yakalamış. Kendisi öyle diyor; “Ama bu yerliler hani böyle fakir fukara değil” diyerek önemli bir ayrıntıyı veriyor. Hepsi spor arabaları çekmişler kenara, zaten görülüyor. Özlem Hanım bilgileri vermeye devam ediyor, “Halılarını atmışlar, sazları sözleri almışlar piknik yapıyorlar. Yani anlayacağınız, Abu Dabililer muhabbetten pek geri kalmıyor” sözleriyle, ülkenin coğrafi özelliklerini anlatmış oluyor. Sonra muhabbet başlıyor.
‘Fukara olmayan’ Abu Dabililer’e, “Nasılsınız?” diye soruyor. Özlem Hanım; “Thank you, very much, you?” diyor. Sonra tercüme ediyor bize: “Halimizi hatırımızı sordular.” Özlem Hanım devam ediyor, “What are you doing, how is life going?” diye... Anlamıyoruz, tabii ki tercümesi geliyor hemen: “Sevgili izleyiciler, ‘N’apıyorsunuz burada’ dedim, ‘Oturduk dostlarımızla sohbet ediyoruz’ dediler.”
“Everything is very good” diyen Özlem Hanım rehberliğinde dünyayı gezmek gerçekten bir başka oluyor.