Son dönem dikkatimi çekenler; öncelikle Büşra Pekin ve Metin Yıldız’ın oynadığı antep fıstığı reklamı. BKM Mutfak’ın, yetenekli oyuncularının rol aldığı (ki oradaki skeçlerin yetersizliğine rağmen!) gerçekten son zamanların en iyi reklam filmi.
“Fıstığı açamadım, bana bir yardım eder misin?” diyen Büşra Pekin bu sloganıyla İstiklal Caddesi’nin fenomeni olmaya aday. Ürünün “Bunu evinden başka bir yerde yeme uçuşuyorsun” sloganıyla çok satacağından eminim!
Denizbank reklamı da ayrı bir olay. Sen ey ünlü Erdal Özyağcılar Robinson olmuşsun ve sen ey Beyaz bal gibi Cuma karakteri olarak kumlarda dolaşıyorsun. Ama bir Helin Avşar geliyor ve sizin karizmanızı alıp götürüyor. Demek ne kadar ünlü ki sizin isminiz Robinson ve Cuma olurken o ‘Helin Hanım’ olarak oynuyor. ‘Afilli müşteri’ ne de olsa!
‘Takıl sen popona göre’... Çocuk bezi reklamının sloganı sekiz yıllık zorunlu eğitimin vazgeçilmezi oldu bile. Bazen reklamların sloganlarının nereye gideceği kestirilemiyor.
“Takıl popona göre” dedi küçük kız. “Nasıl yani?” dedim. “Seyretmedin mi, reklam bu reklaam” dedi.
Kafasına göre takılıyordu bizim kuşak. Gelecek kuşak anlaşılan ‘poposuna’ göre takılacak!
WIKILEAKS BELGELERİ BEŞ GAZETEDE VAR!
Le Monde gazetesinde neden Wikileaks bilgilerine yer verdiklerini açıklayan Sylvie Kauffman (Yönetici editörü) imzalı bir yazı yayımlandı. Burada bazı gerçekleri öğrenme fırsatımız oldu.
Wikileaks olayı Afganistan’daki Amerikan askeri bilgilerinin yayınlanmasıyla ortaya çıktı. Geçen temmuzda dört gazete bu sitenin ‘iş ortağı’ olarak bu belgeleri yayınladı; New York Times, Le Monde, The Guardian ve Der Spiegel.
Tabii biz bunları öyle dokundurduk es geçtik. Bizi ilgilendirmiyordu pek fazla! Aynı dört gazeteye son Wikileaks belgeleri geldi. Bu arada dört gazetye El Pais de eklendi. Yani ham belgeler bu dört gazeteye geldi.
Kauffman özetle şunu söylüyor; ham belgeleri söz konusu gazeteler ortak bir şekilde gazetecilik mesleği etiği içinde yorumlayarak kendi internet sitelerinde okurları ile paylaşıyor. İnternet ortamında bilgi kirliliğinin olabileceği belirtilen yazıda, Wikileaks’tan gelen tüm bilgilerin kullanılması gibi bir yanılgıya düşülmediği belirtiliyor.
New York Times’ın hangi ‘diplomat telgraflarını’ yayınlayacağını Amerikalı yetkililerle paylaştığının altını çiziyor. Le Monde gazetesinin de bu belgelerle ilgili tartışma köşesinde Amerika’nın Paris Büyükelçisi’nin yazısına yer verdiği ve her zaman Amerikalı yöneticilere gazetelerinde cevap hakkı tanınacağı da vurgulanıyor.
Beş gazetenin de eldeki ham metinlerde yer alan bazı isimlerin ve ipuçlarının ifşa edilmesinin fiziki anlamda onlar açısından sorun yaratacağı düşünülerek silindiği (çarpı işaretli yerler yani) vurgulanıyor. Yani bu beş gazetenin internet sitelerinde yer alan belgeler geçerli oluyor.
REHBERiM
BİR FÜTÜRİST POLİSİYE: ‘KIRMIZI SİREN’
Digitürk Moviemax Festival kuşağı son keşfim. İstanbul Film Festivali’nin yanı sıra birçok festivalde gösterilmiş ve ilgi çekmiş filmlerin resmi geçidi bu kanalda. Bu akşam 21.30’da ‘Kırmızı Siren La Sirene Rouge’ filmi var.
Yönetmen Oliver Megaton’un sinemaya uyarladığı ‘Kırmızı Siren’, Fransa’da ‘fütürist polisiye roman ustası’ olarak anılan Maurice Dantec’in ödüllü ilk romanı. Bizde kitap Alkım Yayınları’ndan çıktı. Polisiyeseverlerin kaçırmaması tavsiye olunur.
BADEM 3 BOYUTLU
‘Yüxexes’te yeni albümleri ‘3B’ ile Badem var. Yeni albümden ‘Senin Hâlâ Bu Kalp’ adlı şarkıya üç boyutlu klip çekildi. Gözlükle izlenmesi tavsiye olunuyor.
Ben Badem’i dinlerken aklıma Altın Mikrofon geliyor. Mavi Işıklar mesela. Sanki onlar şimdi olsaydı böyle çalardı diye düşünüyorum. Bademseverler Dream TV’de 22.30’da ekran başında olun.