Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

RUSYA’ DA PUTİN’İN ÇOCUK ASKER KAMPLARI
Haberin Devamı

Belgeselin adı ‘Anton ile Bir Yaz’... Son olarak Fransa’da meclis kanalı LCP’de gösterildi. Bugün Rusya’da 6-15 yaş arasındaki nüfusun yüzde 60’ı yazın ‘askeri eğitim kampları’nda ‘eğitim’ (!) görüyor. Kamplarda Çeçen savaşında ve Afganistan’da bulunmuş eski askerler eğitim veriyor.
Peki neler yapılıyor? İyi birer vatan kahramanı yetiştiriliyor! Le Nouvel Observateur’de ‘Tele Obs’ bölümünde yer alan bu belgeselle ilgili yazıda anlatılıyor neler yapıldığı. Çocuklara üniforma giydiriliyor, teçhizat veriliyor, savaş sanatları öğretiliyor. Belgeselde Anton adında 12 yaşındaki çocuğun yaşadığı köy, ailesiyle ilişkileri ve onun hayallerinden yola çıkılarak bu kamplardan biri anlatılıyor. Kaskad, Anton’un gittiği kamp. 1986 yılında Afganistan’da savaşmış eski askerler kurmuş. Putin döneminde bu kampların sayısı giderek artmış. Belgeselde yorum yok. Görüntülerin ve seslerin kendisi her şeyi anlatıyor.

Tek düşman müslümanlar
Yazıda bu kamplarda ‘ortodoks hıristiyan beyin yıkama’yla ilgili belgeselde yer alan bir bölüm aktarılıyor. Buna göre Çeçenistan’da savaşmış eski yüzbaşı ve kampın öğretmenlerinden Guennadi öğrencilere soruyor: “Genel olarak teröristler hangi dine mensup?” Tüm sınıf bir ağızdan; “İslam” diye bağırıyor. Belgeselin bir bölümünde bir başka ilginç yorumu var, yüzbaşı, “Çocuklar birçok müslüman tanıyorum, bizimle beraber başka müslümanlara karşı savaşmıştır” diyor. Belgeseli Jasna Krajinoviç çekmiş. Bilmem bu belgeseli bizde gösteren olur mu?

BÖYLE SORUYA NE CEVAP VERİLİR?
Habertürk’te Didem Aslan’ın sunduğu ‘Türkiye’ nin Nabzı’nı izlerim. Olabildiğince ülkeden fotoğraf kareleri gelir ekrana. “Tamam, demek böyle bir yol izleniyor” ya da “Ne demek istediğini anladım” gibi notlar düşerim program süresince konukların anlattıklarından.
Müjdat Gezen’le aralarında bazı sorunlar olmuş, basına yansıdı Didem Aslan’ın. Bir soru ki Aslan kendisi yazmış bunu, illa birilerinin bir yerde olmasının zorunluluğunu gösterir gibiydi. Birden fazla insanın üç aşağı beş yukarı benzer şeyleri söylemesi bizde hemen bir ‘izm’ oluyor.
İsim vermek gerekiyor, ‘liberallik’ yetmiyor. ‘Demokrat’ oluyor, ‘muhafazakâr’ oluyor, ‘sol’ oluyor. Müjdat Gezen’e sorulan soruda olduğu gibi, “Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz, milliyetçi mi, ulusalcı mı, Kemalist mi?”
70’li, 80’li yıllarda iş daha kolaydı; “Sen komünist misin?” ya da “Faşist misin?” diye kısa yoldan iş çözülüyordu. 2000’li yıllarda ayrışma bu kadar net değil. Bir ad bulmak lazım.
Bu soru tam da bu programın kendisi gibi olmuş; “Hayır beden eğitimi hocasıyım!”

‘OSMANLI’DA DERİN DEVLET’ NEREYE GİDECEK?
Samanyolu’nun yeni dizisinin ilk bölümünde tartışma başladı. Bazı yayın organları ‘Osmanlı’dan İran’a tokat gibi cevap’ başlığıyla verdi, İran’da kurulan Safevi Devleti’yle Osmanlı arasındaki muhabbeti. Sanki bugün yaşanmış gibi heyecanla dile getirdiler tarihteki bir anı. İran bozuldu. Anlaşılan dizi dünden bugüne ‘göndermeler’ yapacak ya da biz öyle algılayıp, günümüze uyarlayacağız.
Soralım bakalım, dünden bugüne dizi nereye gelebilir? 1720-1730 yılları üzerine çeşitlemeler, batılılaşma mı yoksa ‘gavurlaşma’ mı? Patrona Halil İsyanı’nın bugüne yansıması nasıl olacak? Ordu vesayeti mi yoksa, ordunun yenileşme hareketi mi? Askeri darbelere gönderme olacak mı? Bu isyanın imparatorluğu 100 sene gerilettiği iddiaları doğru mu?
Eh, dizide bu soruların bir şekilde karşılığı olacaktır. Göreceğiz. Ama şu bir gerçek, dizi bu tartışmalar eşliğinde gündemde kalmayı şimdilik garantilemiş bulunuyor.