Bir türlü yeni sahibini bulamayan Show TV, şimdilik noktayı koymuş gibi. Yani bugün görünen o; Ciner Grubu’nda kaldı. Hemen bir operasyon yapıldı ve TMSF’ye geçmeden önceki ekip tasfiye edildi.
Kanalın başına Melis Civelek getirildi.
Civelek, bu piyasanın tecrübeli isimlerinden. Özel televizyonun ilk kurulduğu günden bu yana var; mutfaktan yetişti.
Sektörün dedikodusu çoktur. Onun hakkında çok şeyler söylenebilir.‘Başarsaydı ayrılmazdı’ listesi çıkarabilirler; atv, Kanal D ve Star var bu listede.
Her şey bir yana, Melis Civelek Show TV’yi yükseltirse o sözleri söyleyenler susar.
Çok başlı bir yönetimi var kanalın. Bundan önce de böyleydi. Yönetim birimlerinin başındakilerin yetkisi kartvizitleri ile sınırlıydı. Oynayacak bir diziye kaç kişi karar veriyordu acaba? Şimdi yeni genel müdür ‘kendi işinin sorumlusu olabilirse, bu yetki içten verilirse, ‘biz güvendik getirdik, sorumluluk onda’ denilebilirse, Show TV çıkışa geçer. Yok, bir süre sonra bazıları sıkılıp ‘kurcalamaya’ başlarsa, eski tas eski hamam olur benden söylemesi.
Bu arada bu kadar yıpranan bir kanalın düzlüğe çıkması da öyle kolay olmaz. Onun için başlığı böyle attım.
SHOW’UN DİZİLERİ BU EKİBE EMANET
Melis Civelek ile Sırma Yanık Kanal D’nin yeni dizisi ‘Güllerin Savaşı’nın senaryosunu yazdılar. Show TV’nin kiminle ‘öncelikli’ çalışacağı ortaya çıkıyor gibi. Şimdi Med Yapım işleri, bu kanalda çok görülmeye başlar.
Melis Civelek ile Sırma Yanık çalışmaları içinde mesela ‘Adını Feriha Koydum’ da var. Sonra ‘Leyla’nın Evi’, yine Kanal D için bir proje olan ‘Aşkta ve Savaşta’. Hepsi Civelek- Yanık-Med Yapım üçlüsünün işi. Tüm bunları yan yana koyunca hazır bir ekibin olduğu ortaya çıkıyor. Show TV’nin de yeni dizilerinin büyük çoğunluğu bu ekip tarafından yapılacak demek, pek sürpriz değil.
Bunun yanı sıra ‘yarışma’ ve başka diğer projelerde yeşil ışık yakılacak yapım şirketi Med Yapım olacaktır.
İYİ OYNANIYOR DA HANİ KONU?
‘Ulan İstabul’u ev ahalisi izlerken şöyle bir yorum geldi: “Oyuncular iyi de konu yok.” İzlemeyi böyle sürdürdüm.
“Şu bölümdeki ekip iyi, şu bölümde ekip daha iyi, şurada bir araya gelenler pek kıvamda olmamış...” Oyuncuların sahnelerdeki performanslarına bakarken buldum kendimi.
Carlos, Ferdi ve Kandemir’in sahneleri iyi. Yaren bu bölümde pek formda değil. Nedense Derya’lı sahnelerde de pek heyecan yoktu.
Servet sabaha kadar pencereden konuşsa dinlenir. Peki konu? O yok. Sadece izlenecek sahneler var.
Sen lego gibi yan yana getireceksin.
‘GÜNEŞİ BEKLERKEN’ ERKEN Mİ BİTİYOR
Finale yaklaşırken dizinin ‘izlenme oranı’ artıyor anlaşılan. Üç haftaya baktım ortalama gün üçüncüsü olurken, geçtiğimiz hafta gün birinciliği almış (hem Total, hem AB hem ABC1). ‘Hani biraz daha uzatsa mıydık?’ diye düşünmüş olabilir Kanal D yöneticileri.
Senaryonun yorulduğu kesin.
Bu kadar olayı hazırlayıp sunmanın telaş ve stresi çekilecek iş değil.
Öte yandan diziye ilginin arttığı da bir gerçek.
YARIŞMANIN IŞIĞI YOKTU
‘X Factor Star Işığı’ yarışması bir denedi olmadı, ikinciyi yaptı olmadı.
Jüriden kaybetti. ‘Sempatik’ üyeler seçilmemiş. Bülent Şakrak “Ben niye buradayım?” soru işareti ile sundu.
Yapımcı, kanal, jüri üyeleri herkes böyle olacağını biliyordu sanki.
Sadece yarışmacılar için ‘fırsat bu fırsat belki bizi keşfeden olur’ şansı vardı bu kısa sürede. Yani bir nebze belki onlara yaradı.