Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Kaçak’ dizisindeki Tülay kızımız malum, fakir bir hayat sürer; Neriman Ablası’yla zengin bir ailenin yanında temizlik işleri yapar.
Evin beyi kendisini sürekli gözetim altında tutar, hatta onu ‘beğendiğini gösteren hareketler’ yapar.
Zengin evi olunca... Tülay, temizlik yaparken cam çerçeve silmek, yer süpürmek gibi eylemleri ‘abiye’ bir kıyafet eşliğinde yapar.
Giydiği etek, eğilip kalkınca, evin erkeği Gökhan Bey’in yüreğini hoplatmak üzere dizayn edilmiştir.
Hatta bizim ev ahalisi eteğin markasını bile belirledi; ‘Zara’ ile ‘Mudo’ arasında bir kesimi varmış. Bu ayrıntıyı böyle tecrübeli bir kostüm ekibinden beklemezdim doğrusu...
Tülay iş yerine pantolonla gidiyor, çalışırken kolsuz bir elbise giyiyor!

“BENİM EŞİM SAPIKTIR”
Dizinin ilginç bir ailesi de, Tülay ve Neriman teyzemizin temizliğe gittikleri evdeki Gökhan Bey ve eşi.
Son bölümde şöyle bir durum vardı: Neriman rahatsızlandı ve eve gitti. Giderken Tülay’a “Bu adam seni rahatsız etmesin” dedi.
Tülay “Karısı evde, bir şey olmaz” gibisinden laflarla savuşturdu ablasını...
Gökhan, koca salonda tek başına kahve içiyor numarasıyla onları seyretmeye çoktan başlamıştı... O sırada evin hanımı belirdi:
“Gökhaaan...”
Gökhan, şöyle bir döndü:
“Efendim karıcığım...”
Karısı, “Ne işin var senin burada, kadınların arasında, kalk odana git” diye çıkıştı. Gökhan gazete okuduğunu söyledi. “Ben biliyorum senin hangi gazeteyi okuduğunu, çabuk odana git.”
Karısı, Gökhan’ın ‘sapık’ olduğunu biliyor, kabullenmiş...
Gökhan ne iş yapar? Evdeki hizmetli Tülay’ı gözetliyor, yeri gelince hafiften elliyor filan... “Valla napsın Gökhan, iyi, evde şu sıralar... Bizim genç bir kız var temizliğe gelen onu seyrediyor, arada ona dokunuyordur...”
Herhalde böyle anlatıyordur eş dost toplantısında... Yani aile aşmış...
Türk filmlerinin ‘çekirdek aileleri’nden!

DİZİNİN ÖLENLERİ NASIL ÖLDÜ?
‘Kaçak’ dizisinin bir de ölüm listesi var. 1 yıl içinde 28 kişi ölmüş...
Karakterlerin karşılarına ölüm sebepleri yazılmış. ‘Zehirli iğne’, ‘kalbine şiş’, ‘dozer ezdi’, ‘kafasına sıkılarak’...
Şerif karakteri için ise şöyle yazılmış:
“Ertan kafasını çivi tabancası ile deşti.”
Ayrıntılı ölümler de var.
‘Kız Taylan’ın ölümü mesela...
‘Serhat Taylan’ın kafasını matkabın altına yatırır ve matkap Taylan’ın kafasını deşer...’
En ayrıntılısı ise ‘Abdo’ karakteri ile ilgili, ‘Para dolu kasanın içine konulmak istenir. Ancak direnir ve kapak kapatılırken dışarıda olan bir elinin parmakları kopar. Kapak kapatıldıktan sonra vinçle denizin ortasına çıkarılır, sonra İsmet Ali kasanın ipine ateş eder ve Abdo denize düşüp boğularak ölür...’
Daha ne olsun...

Haberin Devamı

IŞİD GİBİ DÜŞÜNEN 100 MİLYON KİŞİ VAR

Haberin Devamı

Hüsnü Mahalli’yi basın dünyasında Ortadoğu üzerine yazıp çizen herkes bilir.
Kimi sever, kimi kızar, kimi görüşlerini tutmaz ama Hüsnü Mahalli, Arap dünyasını tanıyan gazetecilerden biridir.
Ulusal Kanal’da Gülgün Feyman’ın ‘Nasıl Yani’ programında net bir şekilde söyledi:
“Bugün IŞİD gibi düşünen, IŞİD’in yaşam biçimini benimseyen, seven, sempati duyan IŞİD militanı olmayan potansiyel insanların sayısı, Arap İslam aleminde (biz de dahiliz tabii ki!) en az 100 ile 150 milyon arasındadır.”
(Dünyada 1.3 milyar Müslüman olduğunu varsayarak söyledi.)
Arap toplumunun yakın tanığı olarak, onların neyi nasıl düşündüklerini çok iyi bildiğini söyledikten sonra, “Bu rakamda iddialıyım” dedi.
Başka söze gerek var mı?