Programına değişik vesilelerle telefonla bağlanan ya da internetten mesaj atanları ‘pek bir haşlayan’ var. Değişik nedenleri ve yöntemleri var. Ama sonuçta ortak nokta; haşlama. İnterpress Ajansı, son bir yılda, televizyonda canlı yayına bağlananları en çok haşlayan isimleri belirlemiş...
Mesaj yazanlar yanıyor!
Mesela Murat Bardakçı, gelen eposta’ları okur. Ve genelde ‘cahil’ tanımlamasıyla karşılaşır yazan izleyici. “Ne biçim program yapıyorsun” da derler. Bardakçı, “O zaman izlemeyin beni kardeşim” diye yanıt verir. Bu tür diyaloglar hemen hemen her programda var. Kısır döngü gibi görünse de, izleyenlerin büyük bir bölümünün “Bakalım Bardakçı kime fırça kayacak” diye merakla da bekledikleri bölümlerdir.
Beyaz beyaz fırça çekenler
Rasim Ozan Kütahyalı, Ümit Zileli, Sami Dadalıoğlu, Latif Şimşek, Ahmet Çakar, “Türkiye beyaz oluyor” sloganıyla yeni yayın dönemine başlayan Beyaz TV’nin, bağlanan telefonlarla büyük oranda kavga etmek üzere hazır bir kıta oluşturduğu görüldü. Ellerinde değil, bağlananlar yüksek tonda oluyor. Ya da sakin bir şekilde kapatılmış bir telefon bağlantısı pek duyulmuyor. Havasından mı, suyundan mı bilinmez!
Ve diğerleri
Fatih Altaylı, ‘Teke Tek’te o kadar fazla miktarda olmasa da yine de kızdırılınca altında kalmıyor. Yalçın Çakır, milletin derdiyle uğraştı. Havuz problemi gibi ‘toplumsal yaralar’ın telefon bağlantıları onu çıldırttı. Mesela kime? 15 yaşındaki kızın, 34 yaşındaki bir kişi tarafından kaçırılıp evlenmesini normal bulan telefondaki konuğuna! Müge Anlı, katilin programına gelip kendisini belli etmediği ‘bıçak sırtı’ programlar yaptığı için telefon bağlantıları da ‘Ağır Ceza Mahkemesi’ gibidir! Telefon bağlantıları her zaman bir bilinmezi içerir! Okan Bayülgen, gece yarısı ansızın arayan biriyle her zaman ters düşebilirdi (çünkü artık düşmeyecek!). Nagehan Alçı, yeni yayın döneminde daha telefon bağlantılı bir sorunu olmadı! Ama mutlaka çıkar. Şamil Tayyar, ‘Derin Futbol’a bağlanıp canlı yayında Rıdvan Dilmen’le tartışmıştı! Erman Toroğlu, her daim telefonda tartışma istimi hazır bir isim...
Programları mı sert, kendileri mi?
Hani bir soru vardır “Evde de böyle midirler?” Onu bilemem. Programlarında gerçekleri söyledikleri için mi kafası bozulan telefona sarılıp onlara bağırır, bilemem. Ama izlediğimiz kadarıyla ‘hiddet ve şiddettin’ onların yakasını bir türlü bırakmadığıdır...
REHBERiM
TROPHY TÜRK, KAYDA GİR İLKER!
‘Trophy Türk’ (aklımıza Camel Trophy gelir aslında) Kenya Milli Parkı’nın belgesel oyuncusu vahşi hayvanları arasında bir nevi serüven. Tanıtımlar çok iyi kurgulanmış. Ertem Şener, yarışmanın ‘bol bol olay yaratan ismi’ olacak gibi. ‘Trophy Türk’ otobüsüne saldırı görüntüleri internete düşmüştü. Afrikalılar bizimkilerin aracına saldırıyor. Ertem Şener’in (artık ezbere biliyoruz!) “İlker kayda gir” sesi hoş bir panik havası veriyor. Yani bu tarz ‘macera durumları’na sık sık rastlayacağız. Artık hangisi gerçek, hangisi ‘kurgu’ yarışmacıların yeteneklerine kalmış. Ama bir heyecan vereceği kesin. TV 8/20.00
Not: ‘Kamp Günlüğü’ hafta içi her gün saat 16.30’da. Yarışma günleriyse bugün dışında çarşamba, perşembe ve cumartesi aynı saatte.
CANLI KANLI ÇALMAK HER DAİM GÜZELDİR
TV8’in bu akşam başlayacak bir başka programı ‘Bir Ses Bir Nefes’. Kanal, stüdyoda canlı performans olayına hep önem vermiştir. Bu geleneğini devam ettiriyor. Yavuz Bingöl’le Serkan Çağrı hazırlayıp sunuyor. ‘Etnik müzik’ örneklerini bol bol dinleyebiliriz. 22.30
BİR YENİDEN ÇEVRİM
‘Deney’, 2001 yılı Alman filmi ‘Das Experiment’in yeniden çevrimi. Yani bir yerde ‘Avrupa Sineması’nın bir de ‘Amerikan Sineması’ halinin izlenmesi. Gerilim yerinde. Tatmin edecek kıvamda. Oscarlı oyuncular, Adrien Brody ve Forest Whitaker’ın başrollerini paylaştığı filmin yönetmeni ve senaristi, ‘Prison Break’ dizisinin yaratıcısı Paul Scheuring. SİNEMA TV/21.00