“Haberin sonuna geldik, şimdi ara vermeden ‘Güneşin Kızları’nın yeni bölümü başlayacak, sakın kaçırmayın diyelim” dedi Gözde Atasoy Kökçü Kanal D Ana Haber sonunda... Belirteyim, yeni bölüm de başlamadı, önce özetini verdiler!
Ekranın durumu bu; televizyon değil, dizivizyon... Her bölüm ortalama 130 dakika. Yedi gibi en geç yemek, haberlere bakmak (bakmak diyorum!), sonra izlenecek dizinin yeni bölümünü bekleme süresinde kısa bir gezinti ve yeni bölüm başladı. Meyveler, kuru yemişler eşliğinde ekran başına oturma saat 23.30 gibi dizi bitişi. Sonra biraz sağa ve sola bakmaca eh saat 24.00 olmuş, gece bitmiş. Ortalama izleyicinin akşam muhabbeti bu özetle...
Tartışma programı yok
Özel televizyonlarda ‘Siyaset Meydanı’ vardı. O zamanlar kızardık, şimdi mumla arar olduk. Tartışma ‘farklı görüşlerin’ iklimindeymiş meğer. Şimdi çok izlenen kanallar bu işi çoktaaan bıraktı. Haber kanallarının bol miktarda iktidar, az miktarda sözde muhalefet halinde aynı yüzleri izler olduk. Neyini izleyeceğim?
Aslında denekler oynadı
2000’li yıllar ülkemizin değişim yılları oldu. Kimi “karşı devrim” dedi, kimi de “Yeni Türkiye”. Ekran da payını aldı. Bugün ‘Yeditepe İstanbul’ ya da ‘Hatırla Sevgili’ çekilse, o zaman aldıkları izlenme oranlarını alırlar mıydı? Bugün AB ile total izleyici arasındaki uçurum, belki de ülkenin ‘üzerine’ yapılan siyasi değişim hareketinin ekrana vuran yüzüdür.
Her iki kategorinin listesinde ortak bir ‘ilk beş program’ var mı? Dizilerin ‘zeka ve kalite standardındaki düşüş’ aslında bu denek değişimiyle oldu. Bu bir ‘siyasi’ operasyondu.
Haberlere bakmıyorum
Görüntüye bakıyorsun, TV’nin sesini kapat, dünyanın harabe şehirlerinden birindeyiz sanki... Hayır, burası Türkiye!
İzliyoruz ‘kaç şehit ya da kaç çocuk öldü’ çetelesini! Ev ahalisi, “Yahu bunlar geçen sene süreç diyorlardı, ne zaman oldu bütün bunlar?” diye hayret ediyor. Ediyor da ben ne cümlelerin, ne görüntülerin hakikat olduğu kanaatinde değilim. Seneye bugün bu ülkede ne olacağını bilemeden sürdürdüğümüz bir yaşamın kıyısındayız.
Ne zenginlik var?
Bir Beyaz ve Okan var 20 yılda, topu topu bu kadar. ‘Survivor’ ile ‘O Ses Türkiye’nin biri başlayıp biri biter, yılın sonu gelir. ‘Güldür Güldür Show’ ile ‘gülmece’ işi çözülmüş oluyor. Yarışmalarda ev ahalisi “Kim Milyoner Olmak İster’in dışında kayda değer bir şey yok” diyor.
Kültür kanalı var mı?
Kamu yayıncılığı yapan TRT’nin bir TRT 2’si vardı yediler, bitirdiler, üstüne onlarca kanal getirdiler. Bir özel kültür kanalı var mı? Yok. “E2’yi yapın” dedik, onu da elden çıkardılar. Ne oluyor aslında, kitle, dizilerde boğulurken televizyonun halinden bunalanlar görüntüleri internet ortamında kendi kılavuz sisteminde arıyor. Ekran uzun dizileri, yalan haberleri, çakma yarışmaları, aynı tornadan çıkan tartışmalarıyla kömür makarna operasyonunu tamamlıyor bu ülkede.