Yaşanan gerçek; doğuda bir nevi savaş, batıda (Orta Anadolu, Akdeniz ve Karadeniz sanki dışında!) hayat doğal halinde, arada bombayla hatırlatma yapılıyor. Ülkede neler olup bittiğini haber bültenlerinden öğreniyoruz! İlk haber olarak veriyorlar. Şehitler, ardından harabe halinde şehirler, etkisiz hale getirilen teröristler. Alıştık değil mi? Aslında “Ne oluyor bu ülkede?” diye sormamaya alıştık. Ülke bölünüyorsa ben hâlâ diziyi niye izliyorum? Ya da bölünmüyorsa olan nedir? Sonra reklamlar başlıyor. Unutup dizimize geçiyoruz. Sabah kahvaltı niyetine haberleri atlatırsak, magazin gündemi bizi
karşılıyor. Sıkıldık demeyin birazdan
günün ilk evlendirme programı başlıyor.
Sonrası çorap söküğü...
Mülteciler dizide
Aslında bu durum, yaşantımızın içinde olduklarının işareti. Haber bültenlerinde ikinci sayfa haberleri ya da ‘Suriyeli lokanta açtı’ magazini çoğalıyorsa, tekstil atölyelerinde ucuzun ucuzu çalışıyorlarsa, ‘Bizim derdimiz bize yeter’ diye kızıyorsak Türkiye’ye hoş geldiniz diyebiliriz. Dizilerimizde de yer almaya başlamışlardı.
Son olarak ‘46 Yok Olan’ da. Profesör Murat, Ayhan Yılmaz’la buluşmak için adresini verdiği kahvenin olduğu yere gidiyor. Arabasından iniyor, ileride Suriyeli mülteci ailesi. “Çocuklar aç” diyen bir Suriyeli yaklaşıyor. Profesör Murat para veriyor. Ardından biri daha geliyor; “Aç aç ekmek çocuklar” diye. 2 milyonun üzerinde bu ülkede yaşıyorlar. Acımak ve yardım etmek algısı. Sonra? Yaşayıp göreceğiz!
EĞİTİM SİSTEMİNE GÖNDERME
‘Müdür Ne’Aptın’da Tolga Çevik ilkokula başlayan öğrenci skecinde. “Ege bölgesinde dağlar denize dik, Akdeniz’de niye paralel uzanıyor?” sorusunu, bir türlü sahneye davet edilen genç arkadaşımız tekrarlayamadı. Çevik “Türk eğitimi, dört artı dört artı yedi artı iki bölü dört. Ben bile çıkamadım içinden” esprisi yaptı ve ardından alkışlar geldi. Siyasi
mizahın dozu bu kadar. Dedikten sonra “Acaba başıma bir iş gelir mi?” diye düşünüyorsun o ayrı!
ARTIK 4.5G OLDUK
Bombardıman resmen. Ronaldo’lu olanı bir de folklor soslusu... Kaçıp kurtulmak imkansız. Ülkenin yüzde 44’ünün telefonu bu teknolojiye uyumluymuş.
Böyle olunca ver gazı, ver gazı. Yahu bir dur derler adama. Bir sakin ol, bir ferah tut kendini. Telefonu, bankası susmuyor sürekli kakalama telaşı. Koşun ve alın..