TRT bir ilke imza attı çarşamba gecesi; Ziraat Türkiye Kupası Denizli-Gaziantep maçı TRT’nin iki kanalında birden yayınlandı. TRT Anadolu maçı Türkçe verdi, TRT Şeş de Kürtçe yayınladı. Bunun gerekçesi nedir anlamak mümkün değil. Hani çok önemli bir maçtır, Kürt vatandaşlar da kendi dillerinde maçı izleme keyfi çıkarsın denilse o değil. Bu maç bize gelen akışlarda TRT Şeş’te görülüyordu. Ben yazdım. TRT Anadolu işi sonradan çıktı. Açılım komedisi olabilir mesela. Belki, “Aman tepki gelmesin” diye bir de Türkçe yayınlayalım dediler. Zaten bu maçı Kürkçe yayın kanalına almaları anlamsızdı baştan. Aynı akşam iki maç vardı. TRT birini birinci kanaldan yayınladı (Manisa-Beşiktaş), ikinci maçı da bir diğer kanalından vermek durumunda kaldı. Kaldı da işte böyle yüzüne gözüne bulaştırdı. Bundan sonra bari dikkat etsinler, böyle durumlara düşmesinler derim ben...
‘MUHTEŞEM YÜZYIL’ GAYET NORMAL
Bir haftalık tantanadan sonra ikinci bölüm yayınlandı. Kanuni devlet işlerini hallederken, Hürrem Sultan’ın da peşindeydi. Bu dizi böyle gidecek. Tutkulu bir aşkın hikayesi. Peki bu hikaye nasıl anlatılıyor, oyunculuk ne durumda? Orta karar diyeyim. Oyunculuk, müzik (özellikle), senaryo orta karar. Bütün kavga-gürültüden arındığı zaman ortaya çıkan sonuç ise, kostümlere, mekan seçimine çok özen gösterilmiş, pahalı bir yapım.
BUZLAMAYI ABARTTILAR
RTÜK’ün gizli reklam diye televizyon kanallarını buzlamaya yöneltmesinin en kara mizah örneğini sanırım ‘Yemekteyiz’ programı yaşattı. Ünlü şeflerin yarıştığı bölümde, yarışmacılardan Elif Hanım’ın alışverişi tam bir ‘buzlama kabusuna’ dönüştü. Girdiği marketin dar ve her tarafın yiyecek içecekle dolu olması sonucu, zaman zaman tüm ekran flu halde geldi. Ceza yememek adına yapılıyor ama sonuçta Elif Hanım’ı bile buzladılar!
REHBERiM
Bu gece biraz film izleyelim:
BiR KARA FiLM ÖRNEĞi
Fritz Lang’ın ABD’de çektiği son kara film, Dana Andrews ile Joan Fontaine’in başrollerini paylaştığı 1956 tarihli aynı adlı yapımın yeniden çevrimi; ‘Büyük Şüphe’.
Politikaya atılıp, valiliğe adaylığını koymayı düşünen, ünlü, başarılı, hırslı ve gereğinden fazla mükemmel bir bölge savcısı ve onun davalarını ve geçmişini araştıran çaylak bir gazeteci ve bunların arasında kalan genç, güzel savcı asistanı... İlk davasına girmeye hazırlanan avukat ve kendini kanıtlamaya çalışan bir haberci birlikteliği. Michael Douglas’ın son filmi olduğunu da belirtelim. (SİNEMATV/21.00)
KADRO iYi, EFEKTLER ETKiLi
Irak işgalinin Amerikan sinemasında bir yansıması daha; ‘Üç Kral’. Yorumlarına değer verdiğim beyazperde.com şöyle bir yorum yapmış film ile ilgili: “George Clooney, Mark Wahlberg ve Ice Cube’u bir araya getiren film, efektleri ve görüntü yönetimiyle MTV klipleri tadında bir görsellik sunuyor.” (TV8 /19.45)
ALIŞVERİŞ TUTKUNLARINA
‘Bir Alışverişkoliğin İtirafları’ Digitürk Moviemax Premier’de ekrana geliyor. Rebecca Bloomwood vitrin gördüğünde kendinden geçen, indirim yazısını gördüğünde gözü kararan ve ihtiyacı olmasa da durmadan alışveriş yapan bir alışveriş bağımlısı. İşinde ise, tutumlu olma öğütleri veren bir köşe yazarı. Şöyle bir yorum yapılmış: “Film kızlara yönelik olsa da hafta sonunda ya da bir iş çıkışında arkadaşlarla kafa boşaltmak için birebir. Film esnasında, kredi kartı borçlarınızı umursayacağınızı sanmıyorum. Hatta nasıl tutumlu alışverişin nasıl yapılacağına dair köşe yazan karakterin maceraları sizi bilinçsiz bir şekilde mağazalara yönlendirecektir.” (MOVIEMAX PREMIER / 21.00)
HADİ ÇOCUKLAR SİNEMAYA
Saati gayet iyi. Film de tam onlara göre. TRT 1’de yayınlanacak ‘Garfield 2’ filminden bahsediyorum. Bu akşam onları rahatlıkla ekranın başına oturtabilirsiniz. Hatta ‘Ailecek izlenebilir’ kategorisine kendinizi de dahil edebilirsiniz. (TRT 1 / 19.55)