Pazar sabaha karşı bundan böyle hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını öğrendik. Ders gibi oldu. Burada ‘siyasi ukalalık’ yapmayacağım. Televizyonlar içinde böyle. Saflar daha da netleşecek. Haber bültenleri eskisi gibi olmayacak. Kanalların renkleri daha da belirginleşecek. Seçime giderken bu pazar sabaha karşı yaşadıklarımız haber kanallarını da ayrıştıracak. Tartışma programlarında ‘tarafsız olma’ niyetiyle, ‘farklı görüşler’ adına yapılan yayınlar, pazar sabaha karşı yaşananlardan sonra o defterleri kapatacak. World belgelerini ve iddiaları antetli haber yapan kanallar daha da ‘taraf’ olacak. Yazılı basında olduğu gibi görsel basında da haber bültenleri, haber kanallarının yayınları eskisi gibi olmayacak. Çizgiler daha da netleşecek ve sertleşecek. Kin ve öfke adına değil, nerede durduğunu gösterme mecburiyeti adına. Yeni bir döneme giriyoruz.
‘LÜKÜS HAYAT’I NAZIM HİKMET Mİ YAZDI?
TRT Haber’de ‘Kuşak Farkı’ programının bu haftaki konukları Zihni Göktay ve kızı Zeynep Göktay’dı. ‘Lüküs Hayat’ müzikalindeki rolüyle bir rekora imza atan Zihni Göktay, oyunla ilgili ilginç bir hikaye anlattı. Muhsin Ertuğrul müzikalle ilgili söz yazımı konusunda Nazım Hikmet’e danışmış. Müzikaldeki metinlerin bir bölümünü Nazım Hikmet’in yazdığını söyledi Göktay. “Şişli’de bir apartman...” diye başlayan sözlerin de Nazım Hikmet’e ait olabileceğini söyledi. Nazım Hikmet yazdığı sözler için para istememiş. Ama Muhsin Ertuğrul ısrar etmiş. Kendi cebinden 75 lira vermiş şaire.
NİHAT SIRDAR’LA BENZİNE PROTESTO DEVAM
Sanırım bu köşede RTÜK’ün, Nihat Sırdar’ın radyodan benzin zamları protestosuna verdiği uyarı cezası gerekçesi yazılınca epey ses getirdi. CNN Türk bunu haber yapmış. Nihat Sırdar bağlandı yayına. Sırdar, RTÜK’ün gerekçesinin ‘trafiğe müdahele’ olduğunu söyledi özetle. Radyo İdare Mahkemesi’ne başvurmuş. Karar bekleniyor. Sırdar “Bu bir sivil itaatsizliktir. Protesto böyle olur” dedi. Nihat Sırdar kolay pes etmeyecek. Bu protestoya devam edecek gibi görünüyor. Sivil itaatsizlik her zaman iyidir...
‘iZMiR ÇETESi’ SÖNÜKTÜ
İlk bölümüyle beni de heyecanlandıran ‘İzmir Çetesi’ ikinci bölümünde sıradan bir komediye dönüşme sinyalleri verdi. İlk bölümdeki o peşi sıra gelen, iyi örülmüş güldürü, yerini “Bunlar komik hadi gülün!” haline dönmüştü. Ben bunun sebebini oyunculardan çok senaryoda görüyorum. Bu bölümde genel olarak bizim dizilerdeki çözülemeyen sorun tekrar ortaya çıktı; yan karakterlerin yetersizliği. Diziyi aslında başroller değil işte bu alt kadro götürür. Onların diyalogları oyunculukları hafif kalıyorsa dizi foslamaya başlar.
REHBERiM
HEPiMiZ CiNAYET iŞLEYEBiLiRiZ
CNBC-E’ de bu akşam önemli bir film var; Trafik. “Catherine Zeta-Jones’un, Meksikalı uyuşturucu kaçakçılarıyla görüşüp, mayfa patronu olan ve kıstırıldığı sanık sandalyesinden kurtulmayı uman kocası için pazarlık yapması ve hatta adam öldürtmek için teklif götürmesi, bizi ilk başta dumura uğratsa da, sonradan ürkütecek derecede düşündürüyor.” (beyazperde.com) “Bunu ben de yapar mıyım bir gün?” Gazetelerin meşhur üçüncü sayfalarındaki yazılanlar aslında ‘Bir gün siz de burada yer alabilirsiniz’ mesajı vermiyor mu? Ünlü yönetmen Soderbergh’in filmini de ibret için değil, kendimiz hakkında düşünmek için izlemeli. (22.00)