Böyle oldu. Cumartesi akşamı ‘Hababam Sınıfı Uyanıyor’ filmini ‘çok izlenen zaman diliminde’ gösterdi. Film, kesik kesik gösterildi. ‘En çok gülünen bölümlerinden’ oluşan haliyle! Filmden çok, bir güldürü programı yayınlanıyor izlenimi vardı. Kendilerine göre ‘en komik sahneler’, yan yana getirilmişti. Bu hali TRT’nin işi mi yoksa, kopya onların eline böyle mi geçti, bilemem. Ekranda olan, ‘Hababam Sınıfı Uyanıyor’ değildi. Onun yeniden yorumlanmış haliydi ve bu gerçekten kara mizah bir durumdu.
KAYNANALAR, GERÇEKTEN UNUTULMAZ
Sevgili Tekin Akmansoy’u kaybettik. Bir rol bazen her şeydir. Öyle anılırsın, bilinirsin. Bu sanatçı için nasıl bir durumdur onu bilemem. ‘Nöri Kantar’, işte böyle bir karakterdi. Kanaltürk’teki ‘2. Sayfa’ya unutulmaz dizinin ‘Döndü’sü Defne Yalnız konuktu. Tekin Akmansoy’u ve ‘Kaynanalar’ günlerini anlattı. Şöhreti de anlattı; “Yolda giderken hâlâ tanınır olmak” diyerek. Bilmem ‘Kaynanalar’ dizisini oynatan bir kanal var mı? Bir daha hatırlatmak nasıl olur? Bir ‘nostalji dizi’ kanalı kurulsa nasıl olur?
MORFİN DEMEK AYIP MI?
Festival filmlerini gösteriyor Smart Fest. 2012 Berlin Film Festivali’nin ödüllü filmi ‘Barbara’ gösterildi cumartesi gecesi. 80’lerin Doğu Almanya’sından bir kesit. Ağır ama aynı oranda merak ettirmeyi beceren bir yapım. Kasabada doktor Barbara aslında ‘özgür batıya’ gitmeyi hayal etmekte ve uğraşmaktadır. Konuyu burada uzatmak istemiyorum. “Mutlaka izleyin” derim sadece. Konumuz şu; hastanede birlikte çalıştığı doktor Andre’yle diyaloğu. Ağır bir hastasına iğne yapıyor Andre. Barbara soruyor ne verdiğini; “Mor.... in”, gelen cevap. Bu biplemeyi ‘korku’ya yoruyorum. Ekrandaki tüm biplemeler ve buzlamalar aslında yaratılan bir korku imparatorluğunun sonucu. Nokta!