TRT açıklama yollamış. Ama ne güzel de açıklamış. TRT Haber kanalını ben izledim, takip ettim, yazdım. Hangi saat dilimlerinde ne yayın yapıldığını yazdım. Hatta, hangi belgeselin yayınlandığını adını vererek. TRT’nin açıklamasına baktım. Üç saat yayın yapmış. Şu isimlerle konuşulmuş. Ha bir de Kılıçdaroğlu’nun konuşması canlı yayınlanmış. Evet o isimlerle konuşuldu, doğrudur. Kılıçdaroğlu’nun konuşması da canlı yayınlanmıştır o da doğru. Peki bir haber kanalı için o günün olayı nedir? Bu kurultay değil mi? Bu kadar tantana var filan. Eh bir de TRT’ye güzel yer ayırmışlar izledim. İzlemedi demeyin. Metni okuyunca ‘Yok bir de bunları yapmasaydınız’ demek geliyor insanın içinden.
Ben TRT Haber’den kurultayı izlemiş olsam; sadece Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dinlemiş olurdum. Bir de bir - iki bağlantısı oldu işte yukarıda sözü edilen, sonra yayınladıkları belgeseli izlerdim! Yapmayın... TRT’nin diğer kanalları normal yayına devam eder tabii ki. TRT haber kanalı kurmuş ve günün olayı bu kurultay.
‘EZEL’E TAKTIM
Taktım, çünkü çok şey bekledim. Cengiz kaçtı hapisten ama bir raconu olmadı. Halbuki başlarken ne de gizemli ve albenisi olan sonuçları vardı dizinin. Şimdi sıradanlaştı ve standart dizi heyecanı ve sürprizlerini yapmaya başladı. Diğerlerinden farkı kalmadı. Bunu hissettim. Hissettim çünkü takip ettim. Ne kadar dublaj böyle egzantrik seslerden olsa da ne kadar Ramiz Dayı konuşsa da... Sanki her şey tüketildi. İlk bölümlerin hatrına bu sezonun en iyi dizilerinden diyeyim ve defteri kapatayım.
ATIL KURT VE ‘TÜRK MALI’
Tarkan kült bir çizgi roman. Rahmetli Sezgin Burak imzalı. Eski günler. Basınköy yılları. Sezgin Amca, kızı Mine, Türkay Teyze. Güzel günlerdi. Oralara gittim. girin yeni gelişmelerle ilgili tüm bilgilere ulaşın. Bunu Sezgin Amca‘nın anısına bir dipnot olarak yazıyorum.
Gelelim diziye. İşte Erman Kuzu, Tarkan oluyor; yatakta ‘Atıl kurt’ filan. Bu dizinin senaryosunda sorun var. Hani klasik laftır un, şeker, yağ var da helva olmamış. Gülemiyorum, gerçekten gülemiyorum. İzlenme oranları yüksek olabilir. Ne yapayım, gülün yani buysa espri...
REHBERİM
BU FİLMİ İZLEYİN
CNBC-E Dünya Sineması Kuşağı’nda ekrana gelecek ‘Düşüş’ (The Fall) filmi bu gecenin kaçırılmaması gereken filmi (22.00). Çok güzel bir eleştiri yazısına denk geldim: “The Fall afişinden anlayabileceğiniz üzere, son yıllarda izleyebileceğiniz en büyük görselliği vaat ediyor. Sinemanın görüntü ile yaratılan bir sanat olduğunun bilincinde olan bir film. Her iyi filmde olduğu gibi ‘The Fall’ de müthiş bir sountrack’a sahip... Filmin müziklerini Krishna Levy yapmış, tema müziği olarak da Ludvig Van Beethoven’in ‘7. Senfonisi’nden faydalanarak görselliğin müzikle kusursuz birleşiminden doğan bir şiir yaratılmış.” (Ötekisinema.com)
BURCU GÜNEŞ İÇİN BİRKAÇ SÖZ
TRT Müzik’te ‘Pop Caz Alaturka’ programınını Burcu Güneş sunuyor. Konuğu da Gökhan Kırdar. Ben Burcu Güneş’in sesini çok beğenirim. Popüler müzik içindeki iyi kadın seslerden biri. Yeni kuşaktan albümlerini dinlediğim üç isimden biri.
Gelelim birkaç söze; yani yeri geldi hiç aklımda yoktu. Bu programı görünce söylemek istedim. Kendisi ile Muğla Üniversitesi Altın Kariyer Ödül Töreni’nde karşılaştım. Konuşmadık. Sadece izledim. Biz Bulutsuzluk Özlemi olarak ödül aldık, Burcu Güneş de aldı. Hülya Koçyiğit, Mustafa Ceceli ve Bülent Ortaçgil de vardı ödül alanlar arasında. Biz bir parça çaldık, Bülent Ağabey kısa bir konuşma yaptı, Hülya Koçyiğit yine öyle. Mustafa Ceceli iki parça söyledi, Burcu Güneş ise seyirciyi buldum konser vereyim havasındaydı. İnmedi sahneden. Piyanoda kendisine Mustafa Ceceli eşlik etti. Yan yana getirince iki şeyi düşündüm; ya hazımsızlık var, ya da star olmanın kuralları böyle! Söyle bir şarkını, in sahneden. Star olmak galiba kolay değil. (21.00)