Son moda, sayfa adedi fazla olan davaların TRT spikerleri tarafından okunması... Daha önce İkinci Balyoz Planı iddianamesini TRT spikeri Ömer Faruk Zora okudu. Şikeyle ilgili iddianameyi de iki TRT spikeri okuyacak. Bir televizyon kanalı spikeri bir davanın iddianamesini okur mu?
Bir de bu açıdan bakmak lazım... TRT spikeri memurdur okur. Diğerleri okumaz, çünkü özel kanalda çalışır! Mehmet Ali Birand okumaz mesela. Ali Kırca da okumaz. Ama Ömer Faruk Zora okur. TRT spikerleri eğitim görmüşlerdir, akıcı okurlar. Ee peki, özel televizyon haberlerini sunanlar? NTV’si CNN’i filan hepsi caka satıyor ‘spikeriz’ diye. Onlar neden okumaz? Bunca okul açıldı, doğru konuşturmak, oyuncu yapmak, diksiyon diye tonla para alıyorlar. Bakın bir iddianamenin spiker tarafından okunması işi nerelere gidiyor.
CEZA BELGESELİ GELİYOR, PROGRAMI KESELİM
Beyaz TV’nin Ana Haber Bülteni’nde Rasim Ozan Kütahyalı ile Ahmet Çakar futbolda yaşanan gelişmeleri konuşurken yurt dışında bulunan Ergenekon Davası sanıkların-
dan Bedrettin Dalan telefonla bağlanmış. Onlar Dalan’la ilgili iddialarda bulunurken, cevaplamak için bilinmeyen bir şehirdeki bir telefon kulübesinden olsa gerek, neyse işte bağlanmış. Meğer kanalın RTÜK’ten ‘belgesel yayınlama cezası’ varmış. Anlaşılan bu ekip kaptırınca kendini tartışmaya, süre dolmuş ve konuşmalar yarım kalmış.
Beyaz TV tabii günün teknolojilerinden yararlanan bir kanal olduğu için RTÜK’ün belgeseli yayınlanırken yayına devam edip olanları kaydetmiş. Kanal, bu görüşmenin tamamının dün akşam (yani ben bu yazıyı yazdığım günün akşamı) saat 21.00’de tekrarlanacağını duyurdu.
İşte her açıdan klasik bir Türk TV yayıncılığı örneğiyle karşı karşıyayız. Programa ceza. Ceza da garibim belgesel. Cezayı unutup kendinden geçen kanal. Ceza niyetine kesilen bölümün kaydedilip bütün halinde tekrar yayınlanması.
TAHLİYELERİ ANINDA KİM VERDİ?
Futbolda şike soruşturmasından tutuklu sekiz sanığın tahliye edilmeleri pazartesi gecesinin en önemli olayıydı. Ve onların tahliye edildiği görüntülerde herhalde bir haber kanalının ‘haber kanalı olma’ nedenlerinden biriydi.
Cüneyt Özdemir programını şike soruşturması üzerine kurmuştu ve sürekli Metris’le canlı bağlantıyı sağladı. Tahliyeleri anında verdi. Bir de Samanyolu Haber’de gördüm. Diğer haber kanalları (mesela Habertürk’te ‘Sansürsüz’ canlı yayında olmasına rağmen) altyazıyla geçiştirdiler.
REHBER
TRT MÜZİK KONULAR ARASINDA ÇOK DAĞILDI
O kadar çok müzik programı var ki... Bu yetmezmiş gibi bir de şiir programı yapıyorlar. ‘100 Şiir 100 Şair’. Bu akşam Nâzım Hikmet var; ‘Salkım Söğüt’ şiiriyle. İster Nâzım Hikmet olsun ister başka şair fark etmez, bu programın bu kanalda yeri yoktur. Atak yapacağım derken kanalı tıka basa doldurdular. Biraz nefes payı vermek lazım, daha az ve öz programla işi götürmek gerekli. Canlı müziğiyle belgeseliyle farklı müzikleriyle dengeli ve albenisi olan. Bu arada söyleyeyim, canlı performansları en iyi ve geniş yelpazede olan kanal TRT Müzik. Altını çizeyim. (22.40)
HATIRLATMA
AKTÜEL DERGİSİ 20 YILIN EN İYİ ALBÜMLERİNİ SEÇMİŞ!
Naim Dilmener, Tolga Akyıldız, Melis Danişmend ve Atilla Aydoğdu seçmiş, 20 yılın en iyi albüm ve şarkılarını. Türkiye’de popüler müziğin 20 yılı dediğimizde kusura bakmasınlar ama Bulutsuzluk Özlemi de yerini alıyor. Bir tek Tolga Akyıldız ‘Sözlerimi Geri Alamam’ı en iyi 20 şarkı arasına almış. Albüm sıralamasında esamemiz okunmuyor.
Evet Bulutsuzluk Özlemi çaldığım grup ve tarafsız değilim. Niye tarafsız olayım ki. Yeri gelince “Türkçe sözlü rock müziğin temel taşı” diyorlar! ‘Uçtu Uçtu’ işte bu temel taşların en önemli albümüdür 20 yıla baktığımızda. Sevseniz de sevmeseniz de durum böyledir.