İnterpress Media Takip Merkezi ile yaptığım çalışma geçtiğimiz yıl TV’de en çok tartışılan konu ve en çok ekranda yer alan isimler üzerine oldu. 2010 yılında televizyon tartışma programlarında ‘Referandum’ ve ‘ Kürt Sorunu’ ağırlıklı olarak işlendi. Bu konular ve gündemdeki diğer konularla ilgili televizyonlarda en çok ismi geçenler ise şöyle: Galip Ensarioğlu (Diyarbakır Ticaret ve Sanayı Odası Başkanı): 57 haber. Altan Tan (Siyasetçi yazar): 69 haber. Sinan Oğan (TÜRSAM Başkanı): 131 haber. Mehmet Metiner (Gazeteci): 142 haber. Nazl Ilıcak (Gazeteci): 173 haber. Sedat Laçiner(USAK Başkanı) 180 haber. Ümit Özdağ (21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı) 188 haber.
AZDIRAN TOKİ BAŞKANI OLDU
D Smart Euro Futbol Galatasaray’ın yeni stadının (Dilim söylemeye bir türlü varamıyor!) açılışını naklen yayınladı. Ertem Şener sundu. Malum an, yani Başbakan’ın ıslıklanması anı... Ama asıl konu TOKİ Başkanı’nın ‘çok anlamlı’ konuşması ve seyirciyi azdırmasıydı. Pek kimse üzerinde durmadı. Sayın kişi çıktı sahneye, bu stadın kolay yapılmadığından başladı. “Ali Sami Yen’in kiracılık hükümlerini yerine getiremeyen Galatasaray Yönetimi” diye devam edince, ortalık yıkıldı. Duruma uyanan Ertem Şener de mecburiyetten(!) sayın kişinin bu konuşmasının üzerine ‘taraftarın kahramanlık hikayeleri’ anlatmaya başladı. “Arslan kükremeye başladı” gibilerinden cümleler! Sayın kişinin konuşmasını ve protestoların üstünü bastırmak telaşındaydı.
Ben şunu anladım; “Bu stadı hükümet yaptı” mesajı açılışa damgasını vurdu. Galatasaraylı bundan rahatsız oldu. Peki bunun sorumlusu kim? Protesto edenler mi yoksa “Ayıp ettik. Protestocuları mutlaka bulacağız. Başbakan’dan özür dileriz” diyen Galatarasay yönetimi mi? Stad güzeldi ama sahiplenilmesi mide bulandırdı! Asıl unutulmayacak gerçek bu olacak galiba. Ali Sami Yen’in kemikleri asıl bu açılışta böyle sızlamıştır...
TC VATANDAŞI OLMAK İSTİYOR
Farid Farjad İran asıllı Amerikan vatandaşı, dünya çapında bir kemancı. Melodileri bizim taraflara uygundur ve bizde de çok sevilir. TRT’de İnci Ertuğrul’un programına katıldı. “Ben Amerika’da yaşıyorum. Maalesef ABD vatandaşı oldum. Amerikan vatandaşı olmayı sevmiyorum. Türk vatandaşı olmak istiyorum. Türkiye’yi seviyorum” dedi. Ne İranlı ne Amerikalı... Ait olma hissi. Bir yerde şefkat görmek. Alkışlar ya da şan ve şöhretle alakalı değil.
ALTIN KÜRE ÖDÜLLERİ’NDE RÜŞVET İDDİASI
Bu akşam saat 22.00’de CNBC-E’de, dün sabaha karşı gerçekleşen ‘Altın Küre Ödül’ töreni yeniden yayınlanacak. Beraberinde ‘rüşvet’ iddiaları da geliyor. Şöyle ki: Ödülü veren Hollywood Yabancı Basın Derneği’nin iki eski halkla ilişkiler çalışanıyla ilgili ‘rüşvet’ davası Los Angeles’ta sürüyor. Derneğin üyeleri hakkında, seçimlerde tarafsız oy kullanmadıkları, stüdyolardan hediyeler, seyahatler gibi ‘rüşvetler aldıkları’ yönünde iddialar var. Altın Küre, Akademi ödülleriyle kıyaslanıyor. Altın Küre’ye 81 kişinin karar verdiğini, Oscar’ların ise 5 bin 775 oyla seçildiği vurgulanıyor.
NAZİ AVCILARI
İkinci Dünya Savaşı sonrası sağa sola dağılan ‘ünlü Naziler’in bulunması filmlere ve belgesellere konu olmuştur. Nazi altınları hikayeleri büyük heyecan ve merakla izlenmiştir. Benzer bir belgesel çalışma National Geography’de bu akşam yayınlanıyor: Nazi Avcıları. Josef Mengele, Claus Barbie, Eichmann... Yeni iddialar, yeni belgelerle yeniden ekranda. İlk bölümde ‘Riga Celladı’ olarak da bilinen Herbert Cukurs var. (21.00)
OKURDAN
KEREM ÖNCEL HAVA DURUMUNU ŞAŞIRDI!
Sedat Özgür TRT 1’de yayınlanan Yeni Malatyaspor-Fenerbahçe maçının spikeri Kerem Öncel’in üşümesinin sonuçlarını şöyle yazmış; “Kerem Öncel üşümüş olacak ki hava sıcaklığı şu an -7 derece dedi. Hemen dmi.gov.tr’ye girdim. Malatya’da -0.2 derece. Önündeki ekrandan internete girmeyi akıl edemiyor...” Kerem Öncel hava çok soğuk demekle yetinseydi yırtacaktı! Ama işin içine ‘derece’ girince böyle oldu!
EY ELEŞTİRMEN VATANDAŞI YANLIŞ YÖNLENDİRİYORSUN
TRT Haber’de yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi belgeseli üzerine bir not düşmüştüm. “Üsküdar Meydanı’nda cebinde bulunduranların meydan dayağı yediği gazete!” diye. Selahattin Kömürcü çok sinirlenmiş: “Bu dediğiniz sanki sırf bu gazete için mi geçerli? Bunun böyle olmadığını siz de bal gibi biliyorsunuz. Ben de oturduğum mahallede (Ankara’da) Tercüman gazetesi okuyabilmek için mecburen bir de Hürriyet Gazetesi alıp, Tercüman’ı için saklardım.”