İzleyiciyi reklamlara bağlamanın yeni formülü: Hemen ekranın alt köşesinde ‘ 2 dakika kaldı’ yazısıyla televizyon kanalları daha fazla reklam izlettirdiklerine inanıyor. En son RTÜK’ün yaptığı 2009 TV İzleme Eğilimleri Araştırması’nın reklamlarla ilgili bölümünde bazı rakamlar var. Reklamları görünce hemen kanal değiştiren seyirci oranı yüzde 60.3. “Reklamları gördüğümde bir kısmını izler kanal değiştiririm” diyen yüzde 25.2. “Tamamını izlerim” diyenlerin oranıysa yüzde 10. 2006 yılında yapılan araştırmadaysa “Reklamları gördüğümde hemen kanal değiştiririm” diyenler yüzde 36.4 oranında, “Bir kısmını seyrederim” diyenler yüzde 19.5... Yani üç yılda hemen kanal değiştiren hemen hemen yüzde 20 oranında artmış. Tamamen izleyen ve bir kısmını izleyen gruplar yaklaşık yüzde 10 oranında azalmış. Peki şu ekranın köşesinde ‘İki dakka kaldı’ yazısı bu oranları değiştirdi mi?
RTÜK’ ün henüz bu konuda bir araştırması yok. Ama aldığım bilgilere göre reklam şikayetlerinde bir azalma varmış. Bu izleyicinin reklamları izleyip izlemediği konusunda kesin bir veri olabilir mi? Bana göre hayır. Şöyle yorumlanabilir; verilen süreleri takip eden izleyici başka kanallara geçip o süre içinde ne var ne yok diye bakabilir - ki ben böyle yapıyorum - Yani bu süre izleyiciye ‘Ne kadar izlediğin kanala ara verebilirsin’ mesajı da oluyor!
İzleyiciyi reklama bağlamak; dizi gibi reklam çözümü
Kaçma olayını fark eden reklamcılar özellikle 2000’ li yıllarda ‘ dizi gibi reklam’ olayına eğildi. Reklam yüzleri arttı. Ürünün önüne geçmesine rağmen reklamcılar bu şekilde de olsa bilinçaltına mutlaka yazılır düşüncesiyle bu tarz reklamları daha da çoğalttı. Şahan Gökbakar, Cem Yılmaz kafadan bu serinin yıldızları. Ne anlattıkları önemli değil. ‘Komik olmaları’ yeterli. Eh o sırada ürün de hatırlanıyor. Şener Şen’ li reklamlar mesela aynı etkiyi göstermedi.
Ramazan’da daha çok reklam izleniyor
Böyle bir tespitim var. İnsanlar bu ayın psikolojisiyle özellikle ‘yiyecek ve meşrubat’ konusunda daha duyarlı hale geliyorlar. Kendilerini o reklamlarda kurulan sofralarla özdeşleştiriyorlar. Ramazan ayında düzen değişiyor. İftar saati evlerde toplanma birlikte yemek yeme ve televizyon izleme saati oluyor. Ve hangi kanal açıksa mutlaka değişitirilmeden izleniyor. Yani “Reklamın başına bakarım” ve “Hemen değiştiririm” diyen negatif kitle bir şekilde bu zaman diliminde ortadan kalkıyor.
Aydın Boysan tartışması
Reklam dünyasıyla ilgili haber ve yorumlarıyla dikkat çeken reklamazzi sitesinde bu konuda ilginç yorum vardı; malum Aydın Boysan Ramazan’da Vodafone’nun yüzü oldu. Hoş sohbet ve eski Ramazan günleri çağrışımı yapan bir reklam. Ama bazı kesimlerden tepki geliyormuş! “Aydın Boysan rakı adabını, çilingir sofralarını, meyhane kültürü yaşayan bir karakter. İşte sanki sadece bu yönü varmış gibi homurdanmaların hedefi olan Aydın Boysan ve Vodafone aldırış etmeden bu reklamlarda ısrarcı olmalı” diye yazıyor sitede. Bir evde toplanıp eski Ramazan’ları anlatacak ve dinletecek bugünlere kalmış nadir insanlardan biri değil mi Aydın Boysan? Onun hikayeleri biter mi?
REHBERiM
‘SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK’ FİLMİ!
Bu akşam TV 8’ de önemli bir film var; asayişi sağlamakla görevli olan polisin bir olay medyatik olunca nasıl da ‘ çözdüğü’nü ve medyanın bütün trajik olayları bir pembe diziye dönüştürdüğünü eleştiren bir film. Farklı yaşamları olan üç adam ortak yazgıları olan taciz ve saldırılar karşısında bir araya geliyorlar. Ve adaletin yapamadığını onlar yapmaya çalışıyorlar. Yukarıdaki filmin eleştirisinde altı çizilenle özette yer alan bölüm çelişiyor olabilir. Çünkü filmin eksik yani işte bu ‘adaletsizliğe’ ‘bireysel örgütlenme’yle karşı çıkışı destekler görünmesi. Bu çelişkiyi de sanırım izleyenler kendileri cevaplayacaklar. Bugün yaşadıklarımızdan yani ülkemizde ve ne yapmamız gerektiğinden yola çıkarak! 23.00
BİR DİZİYİ TUTTURMAK İÇİN GEÇERLİ REÇETE; AY TUTULMASI
Bu akşam başlayacak olan ‘Ay Tutulması’ kısa konusuyla daha baştan “İzlettirmek için daha ne yapalım kardeşiimmm?” diyor. Şöyle bakalım; anne evlilik dışı doğum yapıyor elde var bir. İkiz doğuruyor. İki kız çocuğu. Biri öldü deniliyor diğerini terk ediyor anne. Elde var ikii. İkizlerden Şebnem zengin bir adama evlatlık verilmiştir. Ayla ise bilinmemektedir ama hırslı ve gözü yükseklerde bir genç kız olmuştur. Yani sansasyon, erkekleri baştan çıkartma durumları. Etti üüççç. Çünkü Ayla aynı zamanda ikizkardeşi Şebnem’ in babası zannettiği zengin Şevket Bey’in yanında çalışmaya başlamıştır. Ve mutlaka gözü yükseklerde olduğu için, adama asılacaktır! Etti dört. Artı, birbirlerinden habersiz olarak Kenan’a aşıktırlar bu ikiz hatunlar. Kenan kim? Diziyi izleyince anlarsınız... Etti beş. 23 yıl sonra kızlarını bulmayı akıl eden anne Leyla en az üç bilinmeyenli denklem halindeki ilişkiler içine bodoslama gireceğinden, ne hale geleceği şimdilik tahmin edilmemekle birlikte, sansasyon şıklarının daha çok artacağı kesindir. Tabii annenin kızlarını bulma feryadı filan da işin sosu. Ve işte; Naz Elmas’a rağmen böyle bir senaryoyla bu dizi tutmaz mı diye insan sormadan edemiyor...STAR/20.00