Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Diziler 50 dakika olmalı yazım epey bir ilgi gördü. Bir arkadaşımla konuştum bu piyasadan. Yönetmen arkadaşının sözlerini bana aktardı. “Bir proje aldım 170 dakika olsun dedi yapımcı, yalvar yakar 150 dakikaya indirdik” Galiba ilk bölümü 170 dakika olmuş! Piyasada durum bu.

Beş günde çek kardeşim

Aynı yönetmen şuan ekranda gösterimde olan diziyle ilgili anısını da nakletmiş. “Bir bölümü altı günde çekiyorduk.

Yapım şirketi bunu beş günde çek dedi. Ben imkânı yok dedim. Onlar ısrar etti. Ben de bıraktım. Şimdi bakıyorum kalitesinden çok şey kaybetmiş”... Her şeyiyle özensiz onlarca diziyi izliyorsunuz. Çok sevdiğiniz o genç oyuncunun parlatılmasından öteye gitmeyen ruhsuz, senaryosuz ışıksız diziyi izliyorsunuz ve de bundan çok mutlusunuz!

Haberin Devamı

Süreyi ve ücreti indirin

Yapım şirketleri de bir yerde haklı; “Tamam süreyi indirelim ama oyuncular da ücretleri indirsin” Kastettikleri o bölüm başına 50 bin, 60 bin hatta 150 bin TL alanlar. Zaten kadronun yarısı bu paraları rüyalarında görmüyor. “Ama hiçbiri buna yanaşmıyor olsun biz çalışırız diyor” iddiasındalar.

Hadi bakalım siz ‘star’ oyuncular indirime var mısınız? Yok “Bu bir sömürü düzenidir asıl onun değişmesi lazım” diyorsanız bunu da çıkıp açıklayın o zaman!

YENİDEN GERİ DÖNDÜ

Ekrandaki kadın programlarının temellerini attı. Hatta ‘reyting’ rekabetinin içinde de yerini aldı ve eleştirildi. Fakat bir özelliği vardı; her an, her şekilde yine yeniden ayağa kalkmak. Çok izlenen kanallarda olmadı, daha az izlenen kanallarda yine kendini izletmesini bildi. Dört yıl aradan sonra tekrar döndü. Bu sefer oyunculuğa da göz kırpıyor. Üç yıl drama dersleri almış. Yanında iki yeni kadın programı projesi var. Her daim iddialı olabilecek bir isim Yasemin Bozkurt.

ÜCRETLER İNDİRİLSİN
YAYINLAYACAK KANAL VAR MI?

Saat 03.00 gibi uyku tutmadı. Sessizlikte müzik yolculuğu... Nerelere gittim? Carole King ve James Taylor ‘Live at the Troubadour’, ‘So Far Away’ Carol King’ ten... ‘Carolina in My Mind’ diye ne güzel söylemiş Taylor. Müzikleri onların hayat aşkları. Sonra Billy Joel. Ankara’daki okul yıllarım geldi aklıma ve ‘Honesty’. 2006 Tokyo konserini buldum. Sonra Bread geldi. ‘Guitar Man’ albümünü ne çok dinlerdim. Bread denince, Larry Knechtel’i unutmak mümkün mü? Meşhur Paul Simon, ‘Bridge Over Troubled Water’ demek Knechtel piyanosu demektir. Artık aramızda değil. Sonra America’nın Central Park 1979 konseri. Nerede şimdi böyle vokaller? Nerede dünya paylaşım savaşı varken söyleyecek sözü olan? Var mı gösterecek bir müzik kanalı tüm bunları? Var mı böyle sesler, böyle naif akorlar, böyle saf melodiler?