‘Ya Sev Ya Terk Et’... Ünlü slogan (!) ‘Behzat Ç’nin son bölümünde kendine yer buldu. Şevket’in oğlu Reşat derslerden sıkılmış, çevreden sıkılmış, her şeyden sıkılmış. “Oğlum derdin nedir?” diye sordu babası. Reşat; “Ya sevecektim ya terk edecektim. Ben terk ediyorum” dedi. Yani başka ülkeye gidecek. Seçtiği yer de enteresan; İbiza !
PAZAR GÜNÜ LİG TV’DE KADINLAR MATİNESİ
Hem Bursaspor’un hem de Beşiktaş’ın sahası kapatılınca pazar günü oynanan iki maçta kadınlar ve çocuklar tribündeydi. Anlaşılan bu cezalar bitmeyecek. Takımların kadın amigolara ihtiyacı var, derleyip toparlayacak ortalığı. Madem böyle bir karar alınmış ve her yıl birden fazla maçta stat ceza yiyecek, onun için hadi bu sene geçti, ama seneye takımlar bu konuyu gündeme almak zorunda. İzlerken hele iki maç üst üste olunca, bunu düşünmemek mümkün değildi. Kadınların da iyi korolar oluşturması şart. Anlaşılan erkeklerin içeri alınmayıp sadece kadınların ve çocukların maç izlediği durumlar ülkesi Türkiye’nin tribün şovuna bir çare bulması şart! Yoksa vuvuzela yani.
RTÜK, OKAN’A CEZADA NEYİ ATLADI?
RTÜK, aynı kanalda her gece bir programının yayınlandığını atladı. Her biri için iki hafta süreyle yayına çıkmaması gibi anlamsız bir durum ortaya çıkıyor. RTÜK, iki hafta boyunca yayınlanacak bütün programlarını cezalandırmış oluyor.
Çarşamba günü yapılacak toplantıda bu durumun konuşulması bekleniyor. Ayrıca CHP’li üye Süleyman Demirkan’ın Akşam gazetesinde çıkan habere göre kendisinin ceza verilmesi yönünde oy kullandığını, ama daha sonra bunun ağır bir karar olduğuna inandığını açıklaması ve imzasını çekeceğini belirtmesi de başka bir gelişme. ‘Tekrir müzakere’ talebi de bu toplantıda gündeme gelecek. Tersi durum da olabilir deniliyor. Yani karar sayısı düşmediği için Kurul aynı cezada direnebilir. Ya da ceza indirimi olabilir yukarıdaki nedenden. Örneğin iki program yerine bir program durdurma cezası verilebilir.
Tüm bunlar işin ‘prosedür’ tarafı. Bir de ‘yorum’ tarafı var. Okan Bayülgen’in bir üslubu var. Bu metinde yer alan ‘fuck’ kelimesi bütün içinde bir espri oluşturuyor. Şimdi burada ilerlemiş bir zaman dilimiydi filan diye yazmanın bir alemi yok. Kuşak farkı gibi bir durum oluştu. Eğer ceza gelecekse mesela, Okan Bayülgen bu süre içinde programlarını internetten yayınlayabilir. ‘Underground’ bir hal yaşamış oluruz. ‘The Boat That Rocked’ filmi gibi yani ...
REHBERiM
SURİYE’ DE BİR TÜRK GAZETECİ
Konuyu gündeme getiren bizim gazetenin yazarlarından Kadri Gürsel oldu. Suriye’deki olaylar bu kadar içimizdeyken neden bir Türk gazeteci yok diye. Mete Çubukçu da tam bu sıralar Suriye’ye gitti. Yani bizim orada temsil ediyor. ‘Pasaport’ta her iki tarafın görüşleri ekranda. Haberlerde bir sığınakta görmüştük Çubukçu’yu Humus’ta. Bugün her iki farklı denetim bölgesinden görüntüler ve konuşmalar gelecek anladığımız kadarıyla. Suriye’den bir Türk gazetecisinin izlenimleri. (NTV/22.15)