Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Star’da ‘Umut Yolcuları’ başladı. Senaryo yazarı Ahmet Yurdakul, ‘Arka Sokaklar’daki formülü uygulamış. Yani dizi karakterleri tanıtmada ve geçişlerde gayet akıcı. Dizinin başında acele etmeden ama bir sonraki asıl konuya gidecek yolu size çiziyor ve bunu da anlaşılır bir şekilde yapıyor. Her karakterin kendi çevresindeki olayları seyirciye sunuyor. Bir de cast olayı var. İşte burada da başarılı bir çalışma olmuş. Roller sırıtmıyor. Ben Zuhal Olcay’ın polisiyede nasıl olacağını merak etmiştim. Burada da akıllı bir hareketle Zahide, Terörle Mücadele’de görevliyken bir aksiyon sahnesiyle Çocuk Şube’ye müdür olarak tayin ediliyor.

Haberin Devamı

Eşinin yakalandığı operasyonu yönetmiş
Senaryonun heyecan yaratması için tabii ki bazı soru işaretli yerler var. Mesela Zahide’nin bir zamanlar eşi gümrükçü Kemal’in suçüstü yakalandığı operasyonun başında yer alması. Yıllar geçmiş, Kemal hapisten çıkmış, yine zengin bir hayat sürüyor. Onların arasında da işte birbirlerinden ayrılmış ama çocukları için bir araya gelen çift durumu var. Dizide polis tarafı, memur maaşıyla kıt kanaat geçinen ama eşi (Kemal örneğinde olduğu gibi) ya da sevgilisi zengin karakterlerden oluşuyor. Mesela Komiser Nasuh’un sevgilisi ‘Reina’ durumunda. Bu arada açılıma da gönderme olmuş. Operasyonda vurulan babanın oğlu Bekir, polislerin himayesinde, Çocuk Şube’de.

Çocuk Şube’deki rezaletler
Ahmet Yurdakul’un senaryolarında polise inceden giydirmeler oluyor. Ama bunu tadında veriyor ve her zaman ‘emniyette bir sakatlık varsa mutlaka bunu çözen de vardır’ mantığıyla yaraya merhem basmasını biliyor. Bu da diziyi eleştirilerden uzak tutabiliyor. Aynı olay ‘Umut Yolcuları’nda da var. Çocuk Şube’den lakayıt görüntüler ekrana geldi. At yarışı oynayan polisler, küçük çocuklar, itip kakanlar, masada uyuyanlar. Zahide bir geliyor, işler anında yoluna giriyor.

GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ!
Gözünü kan bürüyen boğa... Belki siz de izlemişsinizdir haberlerde, ölümcül yaralanan boğa kendini seyircilerin arasına atıyor ve önüne geleni boynuzluyor.
Bu haber ‘gözünü kan bürümüş’ olarak veriliyor. Acaba kimin gözünü kan bürümüş? Nitekim Katalanlar boğa güreşlerine yasak getirmiş!

Haberin Devamı

BARDAKLAR BUZLANDI!Ramazan dolayısıyla ekranda bardaklar buzlu. Gündüz kuşağında ‘Arka Sokaklar’ın tekrar bölümünde içki bardağı buzlandı. ‘Umut Yolcuları’ dizisinde Kemal Bey evinin bahçesinde kızının doğum günü için büyük bir parti veriyor. Keyfi yerinde, bir bardak viskiyi de koymuş. Eee, tabii o da buzlandı.
Ama buzlanmayan bir film vardı. Kanal D’deki ‘Korkunç Son’da İtalyan komiser sıkıntılı, bir bardak viski alıyor. Ne de olsa İtalyan! Bu arada filmde komiserimiz hemen hemen her sahnede sigara içti. Yani bu filmde ‘sigara buzlu film’ olarak tarihe geçmiş oldu diyebilirim.

ALMANLAR ÜÇ SAAT TV iZLiYOR
TRT Haber’de ‘Dünya Turu’ programında bir Almanya portresi vardı. Almanya’nın bizim ‘boş zamanım’ dediğimiz ayrıntılarıyla ilgili. Almanya’da 400 milyon kitap satılıyor, 150 milyon kişi sinemaya gidiyor, 25 milyon gazete satılıyor, günde ortalama üç saat televizyon izleniyormuş. Beş Alman’dan üçü seyahat ediyormuş. Siyasete pek ilgi yokmuş. Merkel’in 2009’da yaptığı bir mitinge 300 kişi gelmiş. Ama Dresden’de Osmanlı Eserleri Sergisi’ni 100 bin Alman gezmiş. Kaliteli yaşam...
Tam da bu sırada Habertürk’te bir haber gözüme ilişti: ‘Kaliteli Yaşıyor muyuz?’ Kaliteli yaşam sıralamasında 52’nci sıradaymışız. Parasızlık, işsizlik vs üzerine konuşmalar. Ama cep telefonu, internet ve facebook olayında hayli ön sıralardayız. Acaba parasızlık mı yoksa kaliteyi bilmemezlik mi?