Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ben buna “Spikerin talihsizliği” derim. Son haberi okuduktan sonra güler yüzle ayrılmak genel geçer bir yöntem. İyi dileklerde bulunmak, yine görüşelim demek. Ama bazen son haber öyle bir haber oluyor ki, sonrasında gülerek iyi günler dilemek biraz garip kaçıyor. SkyTURK360 kanalında geçen salı 14.00 haberlerinin son haberi; ‘Kaplan eğitmenine saldırdı’. Meksika’da bir gösteri sırasında kaplanlardan biri eğitmenine saldırıyor ve onu parçalıyor. Haber veriliyor. Spiker

‘VAHŞET’ HABERi SONRASI GÜLEREK VEDA
sanki bir şey olmamış gibi, yüzünde hoş bir tebessümle “14.55’te sizlerler birlikte olacağız. Şimdilik hoşçakalın...” diyerek izleyiciden ayrılıyor. Sıralamayı yapanlar kadar, o haberin sunumunda bir yerde kendi yorumunu da katan spiker de hatalı. Parende atan maymun haberi veriyorlar mesela en son haber olarak. Hani haberin sonu mutlu bitsin diye. Sen tut son habere bakıcısını parçalayan kaplan haberini koy. Spiker de bitirirken, mutluluk ifadesinin yansıtmak zorunda hissediyor. Zaten böyle yapması isteniyor. O zaman haberi sadece okumuş oluyor. Önünde bir bülten var. Haber başlıyor ve bitiyor. Nasıl bittiği, içeriği önemli değil. Sonunda da güler yüzle ayrılmak işin kuralı!

Haberin Devamı

BU DA ‘ENTEL’ CEZA
‘Gizli reklam’ yaptığı iddiasıyla Fransa’da en çok dinlenen klasik müzik kanalı ‘Radio Classique’e ceza gelmiş. Buna göre radyoda bir yayında program sunucusunun, Gustav Mahler’in 5 nolu do minör senfonisinin dördüncü bölümü ‘Adagietto’yu Venedik’e turistik seyahati çağrıştıran bir şekilde kullandığı, CSA (Fransa’nın RTÜK’ü) tarafından saptanmış. Her kanalın bir ceza alma şekli vardır. Klasik müzik kanalının da gizli reklamı böyle olur yani!

‘VAHŞET’ HABERi SONRASI GÜLEREK VEDA

GİDEREK DAHA FAZLA TV İZLENİYOR
Fransız reyting araştırma şirketi Mediametrie, 2012 yılı raporunu açıkladı. Buna göre kişi başına televizyon izlenme süresi 3 saat 50 dakika. Geçen yıla göre 3 dakika daha fazlaymış. 10 yıl öncesine göre yarım saat daha fazla. Unutmayalım televizyon artık bir ekrandan ibaret değil; interneti var, cep telefonu var...

2013’TE DARBE BEKLENEN ÜLKELER HANGİLERİ?
Siyaset bilimci Amerikalı Jay Ulfender, bir liste yapmış. Liste ‘The Guardian’ gazetesinde yayımlanmış. Darbe riski yüksek 30 ülkeyi saptamış Amerikalı. Biz yokuz. Komşumuz Suriye’yi saymış. Hani bizi de yakından ilgilendiren bir durum. ‘Gariban Afrika Ülkeleri’nin neredeyse tümü darbe olasılığıyla karşı karşıya. Eh bu biraz da ‘konjonktürel’ bir durum. Biz büyüdük, geliştik, olgunlaştık. Böyle ilkel durumlar geride kaldı. Şimdi daha ‘daha çağdaş yöntemlerin uygulandığı’ listede yer alıyoruz!

Haberin Devamı

REHBERiM

TARIMDA MARKALAŞMA GERÇEĞİ
Başbakan, “50 yıldır bizi beklettiniz” diye çıkıştı AB’ye. Bu beklemenin bir faturası ve bir de gerçeği var. Çoşkun Aral’ın ‘Avrupa Notları’nı iyi izlemekte fayda var. Çünkü her bölüm ‘ders’ niteliğinde. Bu bölüm, ‘Fransa: Tarımda Markalaşma’ başlığını taşıyor. Provence bölgesi şarabı, yemeği, lavantalarıyla dünya markası. Bu marka nasıl oluştu? Tarım ürünlerinin denetimi nasıl oluyor? Aklıma geldi; Konya Ovası ne durumda mesela? Bizde ovaların bulunduğu bölgelerde tarımın markalaşması mümkün mü? Böyle bir kıyaslama için önemli bir belge çalışması Çoşkun Aral’ın yaptığı. İZ TV / 22.45