Almanya - Türkiye maçı iki açıdan, izleyenler için işkence oldu: Tabii ki aldığımız kötü sonuç ve yayındaki senkron bozukluğu...
Her pozisyonda spiker biz görmeden önce pozisyonu sunuyordu. Ama bir Rıdvan Dilmen faktörü vardı ki. Zaten senkron tutmazken ortaya bir de ‘muhteşem yorumlar’ koydu. “Ayyy” diyor, “Ne oluyor?” diye merak ediyoruz. Eee, abi pozisyonu bizden önce görüyor tabii. Ayrıca maç boyunca susmadı Rıdvan. Arkadaşlarıyla evde maçı izliyor sanki.
Bir ara senkron sorunu çözülmeyince maç İstanbul’dan anlatılmaya başlandı. Rahat nefes aldım. Hem ses kalitesi yükseldi, hem maçı kendim izledim. Millet “Maçı iyi gözlemliyor” dedikçe abartmış Rıdvan. NTV’den yorumsuz maç istiyorum. Maç bitsin Rıdvan tahtanın önüne geçsin, anlatsın. Ya da biri ona “Baba her pozisyonda yorum yapma” desin.
Bu arada senkron tutmamasından Almanlar mı sorumlu yoksa biz mi? Maçı yayınlayan Alman kanalı, ZDF’de böyle bir sorun olmadığı açıklamış.
‘SPARTACUS’ÜN ORiJiNALi KAÇ DAKiKA?
‘Spartacus’ dizisini ‘sansürsüz’ haliyle izleyenler var. Onlardan biriyle konuştum. “Bizde kaç dakika yayınlanıyor, orijinali kaç dakika biliyor musun?” diye sordu. “Nerden bileyim?”?dedim. O her bölümü 50 dakika izliyormuş. Bizde ise 30 dakika yayınlanıyormuş dizi.
HD TELEViZYON ALIYORUZ, AMA HD YAYIN iZLEMiYORUZ
Bu bana pek de şaşırtıcı gelmiyor açıkçası. Biz “En yeni teknoloji hangisiyse ver” deyip alırız, sonra o en yeni teknolojinin ‘bize yeteni’ ile idare etmeyi severiz. Nitekim, Türkiye’de HD televizyon satışlarına patlama olmuş. Yaklaşık sekiz milyon kişinin HD televizyonu varmış. Peki HD kalitesinde televizyon yayınlarını almak için bu teknolojiye uyumlu kutuyu alanların sayısı ne kadar? 100 bin kişi olduğu söyleniyor.
Bence mantık şu; görüntü güzel, bu yeterli. Bunun için alınacak kutu ayrıca bir maliyet. Eh, yaklaşık 2 bin TL arasında para verip televizyon alıyorsun, onun nimetlerinden yararlanmıyorsun.
Bir de tabii ki televizyonların yayın kalitesi önemli. Bir örnek vereyim; RAI’nin yayınlarını izleyin. Ses ve yayın kalitesine bakın. Bir de bizim televizyonların. Galiba biraz da bizdeki yayınların yüksek çözünürlük standardına gelmesiyle orantılı abone artışı. Ama bir film ya da bir maç izleme keyfi için de bu abone sayısı gerçekten az.
REHBERiM
ENDi VE POL TRAKYA’DA
Keyifli ve sempatik adamlar Endi ve Pol; biraz ‘tanrı misafiri’ gelmiş havasında bir program sunuyor. Bu kez, Kırklareli’nde zurna solo ve ardından balık ziyafeti çekecekler. (HABERTÜRK/17.10)
AĞIZ TADIYLA SOHBET
Bazı isimler vardır, sohbetine doyum olmaz. Prof. Dr. Artun Ünsal bu isimlerden. Güzel anlatır, düzgün cümleler seçer. Yemek kültürünün duayen isimlerindendir. ‘Simit’ son kitabı. 24’te ‘Hafta Sonu Moderatörü’ Hakan Çelik’in konuğu. Sabah gerçekten keyifli bir sohbet izlemek istiyorsanız, öneririm. (10.00)
HOPDEDiK AYHAN YARIŞTIRIYOR
Tam 28 yıldır yayında olan ekranların vazgeçilmez yarışma programı ‘Bir Kelime Bir İşlem’i bu sezon Radyo Klas’ın usta ismi Ayhan Güngör (Hopdedik Ayhan) sunacak. Bakalım havasını verebilecek mi? Sonuçta Ayhan bir marka. Web sitesine girince net anlaşılıyor. Bu işi şirketleşmeye de götürmüş. Bayii toplantıları, açılışlar vs’de yaptığı küçük çaplı stand-up’larla da başını kaldıramadığı anlaşılıyor. (TRT 1 / 18.00)
ACITIR AMA GERÇEK
“Geçmişe sünger çekelim.” Pek severiz bu sözü. Şimdilerde bütün işi bir örgütün üstüne atıp aslında bütünden sıyrılmak istiyoruz. ‘Keşke Olmasaydı’ bu bütünün bir parçasını bize hatırlatıyor; Çorum Katliamı. Bu işten aslında kimlerin sıyrıldığını anlamak için de bir ipucu veriyor. (24 / 20.15)