Wikileaks belgeleri tüm kanalların tartışma programlarının bir yılı götürecek malzemesi olacak. Özellikle satır aralarındaki ‘sansasyonel’ ayrıntılar ‘reytingi bol’ tartışmalar için bulunmaz nimet. Habertürk bunun ilk sinyallerini verdi bile. Yiğit Bulut, “Dikkat çeken bir başka şey de, MOSSAD’ın ağzından çıkan bazı cümlelerin bazı köşe yazarlarımız tarafından daha önce aynen kullanılmış olması. MOSSAD’a ait olduğu öne sürülen bazı cümleler, mesela ‘Tanklar neden hâlâ harekete geçmiyor’, Türk basınında daha önce bazı kalemler tarafından aynen kullanıldı” dedi. Belki de ilk tartışma konusunun başlığı. ‘MOSSAD ile işbirliği yapan gazeteciler var mı?’ olmalı. Böyle bir başlık ne tantana çıkarır değil mi?
Sonra ‘Neo Osmanlı’ olayı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu için söylenen bu tanım mesela NTV’nin yeni tarih tartışma programında Şerif Mardin, Gündüz Vassaf, Murat Belge tarafından ele alınabilir.
Trabzonspor ve Bakan Faruk Özak ile ilgili belgeler Kanaltürk’te Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar için nasıl da bulunmaz bir fırsat olur.
Diplomatların her konuda konuştukları anlaşılıyor. Sadece siyaset değil. Sanat ve siyaset bağlantılarını da bekliyorum. ‘Fazıl Say, ünlü Türk piyanistinin ulusalcılarla ilişkileri’ başlığı olabilir. ‘Deniz Baykal’ın kasedine’ de bu belgelerde açıklık getirilebilir.
Bilgi ve belgelerin ortalarda dolaştığı ve artık ‘gizli damgası’nın geçerliliğini yitirdiği bir devirdeyiz. Artık komplo ve fantezi kelimelerinin galiba içleri boşaldı. Yani olmaz olmaz demeyin!
90’LARIN HALİ BU PARTİDE
Süper FM çarşamba gecesi Eelence adlı mekanda ‘90’lar Partisi’ yapıyor. Müziğin yanı sıra o yıllara damgasını vuran objeler de bir kuşağın portresini sunacak. Katılanlara bakıyorum, bir o dönemi temsil eden bir tek Yonca Evcimik var. O döneme ait bir tek Yonca Evcimik mi bulundu?
REHBERiM
HİLMİ YAVUZ BİR TAŞ ATTI!
‘Kozmik Oda’ bu hafta yine gündem oluşturabilir. Naipaul ile ilgili yazısı ve ardından gelen tartışmalarla Hilmi Yavuz konuşuluyor. Bir dip not vermek istedim; benim izlediklerimle yaşandığı söylenenler galiba farklı mekanlarda oldu. Yani tantanasını anlayamadım doğrusu. (TRT HABER / 23.00)
BİR GÖNÜL TURGUT VARDI
Hiç unutmam ilkokula gidiyorum. Babam Akşam gazetesinin yazı işleri müdürü. O yıllar gazete müzik yarışması yapardı. Bana da bizim yerli 45’likler gelirdi. Gönül Turgut’un imzaladığı bir 45’lik vardı. Nasıl da kıymetliydi. ‘Öyle Bir Geçen Zaman Ki’de ‘Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak’la eski şarkılara merak modasının son örneğini yaşadık. Turgut, Saba Tümer’e konuk oluyor. (CNN TÜRK / 23.30)
OKURDAN
CNBC-E ‘NİN YENİ KADIN SOSLU REKLAMI
Özlem Ertem CNBC-E’nin reklam jenerikleri üzerine bir yorum yazmış. Ekonomi yayınının yapıldığı 10.00 ile 18.00 arasında kanalın ‘ekonomi imajını’ yansıtan bir tanıtım aslında.
“Yandaki reklam jeneriklerini, internet ortamına taşımak için önce TV’den kayıt yapmam, sonra da o kayıttan fotoğraflar çekmem gerekti. İzlerken, kanalın ekrana yansıyan yüzünün kadın ağırlıklı olduğunu fark ettim. Fakat kadınların her yerde olmaları ya da her işi yapıyor olmaları, maalesef onları özgürleştirmiyor!
* “Ben yatırım yapmayı bilmem, kocam ilgilenir. Sadece parayı tüketmeyi seviyorum.”
* “Krizden bahsedip de akşam alışveriş merkezinde dağıtamıyorsunuz. Ama çok tutumlu muyum? Para harcamayı seviyorum ve parayla keyif yapmayı değerli buluyorum.”
* “Bu sarı kafayla dolaşıp kafam da çalışıyor havası vermeyi seviyorum.”
* “Bir ara sarışın olmuştum. Bence her kadın hayatın bir döneminde sarışınlığı yaşamalı. Sarışınlığın sadece adı değil, hakikaten bir havası olduğunu düşünüyorum. Sarışın kadın illa ki kendine baktırır.”
Bu sözler, kanalın, kim olduklarının hiç önemli olmadığı kadın habercilerine / spikerlerine ait. (Sibel Ateş Yengin / Akşam - 24 Ekim 2010) Tıpkı yukarıdaki görüntüler gibi, bu ifadeler de bir süre sonra doğal bir gerçekliğimiz gibi kabul ettiğimiz kadın rollerine dönüşüyor.
“Erkekler/modernizm/kapitalizm” tarafından düzenlenen bir dünyanın kurallarına uyarak özgür olduğunu sanan kadınlar, sanki gizli/açık bir güce boyun eğiyor. Tıpkı sadece kadınlara yönelik reklamlarda bile neyin, nasıl yapılacağını söyleyen dış sesin, erkek sesi olarak kurgulanması gibi...