Yabancı gazeteciler ülkemize ‘terör’, ‘siyasi bunalım’, ‘ekonomi’ başlıkları ile gelirlerdi. Şimdi bu sıralamaya bir yenisi eklendi; ‘Türk dizileri’. Listeye Digitürk platformda yer alan Fransız 24 haber kanalı France 24/7 eklendi. İngilizce, Fransızca ve Arapça yayın yapıyor. Aralık 2006 yılında yayın hayatına başladı. Tanıtımında ‘Uluslararası gelişmelere Fransa perspektifinden bakan bir misyonu olduğu’ yazıyor. Bir ekip İstanbul’a geldi. Türkiye’nin televizyon dünyasını mercek altına alıyor. Tabii özellikle yerli dizilerimizi. Ekip, cuma günü geldi. Bugün dönüyor. Bakalım izlenimleri nasıl yansıtacaklar?
KÖTÜ KADIN
‘Bitmeyen Şarkı’da bir prototip cümle; “Kötü kadınlarla evlenenlerle barışılmaz çocuğum.” Toprak’a söyleniyor bu. Yani kötü kadın, annesi Feraye oluyor. Çocuklara hep böyle laflar söyleniyor. Büyükler tüm ilişkileri bilir ve yorumlar. Aslında bu yerli filmlerimizin de vazgeçilmez ‘cümlelerinden’dir. Küçük oyuncu karakterlerin kaderidir bu. Ayşecik’ten başlamıştır, günümüze kadar gelmiştir!
REHBERiM
HADİ BAKALIM SIR NEYMİŞ?
Kanal A’da Yüksel Polat imzalı ‘Dünden Yarına’, yarı belgesel yarı haber formatlı programın bu akşam konusu Atatürk’ün ölümü ile ilgili bilinmeyenler! Böyle iddialı bir başlık. Ve sorular: Atatürk öldürüldü mü? Gazi, doktorlarından neden memnun değildi? Mustafa Kemal, İnönü için ölüm emri verdi mi? Bu konuyla ilgili Ankara Ulus Gazetesi’nde tek nüsha gazete basıldığı doğru mu? ‘Sır Perdesi’ başlıklı bu bölümünde bakalım perde aralanabilecek mi? (21.30)
OKURDAN
‘KÜÇÜK SIRLAR’ BİR SİNEM KOBAL DİZİSİ Mİ?
Dizifilm.com sosyal medyanın dizi dünyasını etkilediği bir site. Dizileri izliyorlar, yönlendiriyorlar, bir nevi baskı unsuru olabiliyorlar. Bu kadar çok dizinin izlendiği Türkiye’de böyle sitelerin oluşması ve bir süre sonra da bir güç haline gelmesi kaçınılmazdı. ‘Küçük Sırlar (Ayşegül, Çetin ve Ali, Arzu Fanları) imzalı bir eletronik posta geldi. Diziden pek memnun değiller. Uzun bir yazı yazmışlar. Ben özetlemeye çalıştım:
“Amacımız, 17 haftadır izlediğimiz ve artık bizleri ‘isyan’ noktasına getiren ‘Küçük Sırlar’ dizisinin, daha doğrusu senaryosunun bizim tüm uğraş ve çabalarımıza karşın; bir arpa boyu yol gidemediğini ifade etmek ve böyle giderse çok yakın zamanda bu diziyi izlemeyeceğimizi tüm yapım ekibine bildirmektir. Bu dizi bizlere; altı başrol oyuncusunun rol aldığı bir ‘gençlik dizisi’ olarak tanıtıldı. Ama bu dizi sanki ‘Aliye’, ‘Zerda’, ‘Gümüş’ gibi hem isimlerinden hem de içeriklerinden tek bir kadın karakterin üzerine odaklanan ve sadece o kadının dramını anlatan dizilerin formatı gibi bir dizi çıktı. Bu dizinin adı neden ‘Su’ değil? Ya da ‘Su’nun Dünyası’, ‘Su’nun Hayalleri’, ‘Su’nun Çalınan Masumiyeti’, ‘Su’nun Günlüğü’ değil! Neden bu dizi bizlere en başından itibaren; ‘Sinem Kobal’ın dizisi’ diye tanıtılmadı?
Artık sadece ‘beyaz’ veya sadece ‘siyah’ karakterlerin devri kapandı. Artık ‘gri’ler iş yapıyor. Çok merak ediyoruz; Ayşegül-Çetin ve Ali-Arzu çiftlerini; Su karakteri için harcamaya değer miydi? Ayşegül ve Çetin mesela... Türkiye’de şu ana kadar yapılmış gençlik dizileri içinde; efsane olmaya bu kadar yakın bir çift daha görmedik biz ve bu yüzden acaba siz kör müsünüz diye çok merak ediyoruz? Nasıl böyle bir çifti, böyle bir uyumu, böyle bir tutkuyu, böyle bir büyüyü ‘su yolunda’ harcarsınız? Arzu’yu hangi akla hizmet hamile yaparsınız? O kadar mı konusuz kaldınız? Daha yeni yeni birbirini tanıyan bir çifti (Ali-Arzu çiftini) birden nasıl bu hallere getirirsiniz? Onlar için çekilebilecek tonlarca harika sahne ve diyalog varken; sanki iki yıllık bir dizi olmanın getirdiği konu bulamama sıkıntısını yaşıyormuş gibi nedir bu anlamsız hamilelik ya da Londra mevzuları?
BiR KONSER
13 YIL SONRA ‘ÜNLÜ’
Bu grubun hastasıyım. Ya da dinlendiğim günlerde öyleydi. Sonra kayboldular. Çok üzülmüştüm. Bu haberi görünce sizinle paylaşmak istedim. Tam 13 yıl geçmiş. 1996 yılında ‘Estarabim’ yorumu ile beni etkilemişlerdi. Yani cover vardır, cover vardır. Bana göre gelmiş geçmiş en iyi ‘yerli cover’ı gerçekleştirmişlerdi. ‘Son Defa’ ve ‘O ve Z Hikayesi’ adlı iki albümle ‘Estarabim’ ve ‘Kafam’ adlı iki single yaptılar. 10 Kasım’da Istanbul İf Performance Hall’da çıkıyorlar. (22.00-00.00). Özleyenler hasret giderecek. Yeni dinleyenler inanıyorum ‘vay be’ diyecekler.