Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gazeteci Tülay Cengiz telefonda; ekranda, koşuşan yerde yatan insanlar... Sesi titriyor: “Can çekişenler vardı” Ağlıyor sözcükler dökülürken, “Yıldıramayacaklar canavarlar”... Halk TV’de canlı yayında. “Daha fazla konuşamayacağım”...

Yazımı yazmıştım. Sildim. En fazla yaptığım yazıyı silmek ve bu satırları yazmak.

İstenilen bu değil mi? Hayatların en sıradan, en sessiz hallerini alıp götürmek. TRT Haber’de “IŞİD’in olması muhtemel” diye bir laf işitiyorum bunları düşünürken...

Muhtemel; olası, barış, terör, iktidar, etnik ne kadar sözcük varsa bu bombanın patlamasıyla kan ve feryat olarak yerlere saçıldı... Suruç’ta patladı sonra? Halay çekiyordu son karede Ankara’daki gençler... Bir alev topu yükseldi arkalarında.

Haberin Devamı
YETER ARTIK BİLE YETMİYOR


Son kare buydu. Yine canlı bombaydı. Hep canlı bombalar... Mayınlar, bombalar, silahlar... Yazımı, yazmıştım sildim. Sonra tekrardan yazdım. Bir haftanın küçük ayrıntılarıydı, her biri dört cümleden oluşan.

Her kanalın görüntülerinde bir teslimiyet, bir ne hale düştük faciası... Yeter... Artık yetmiyor. Her neyse adı, her şeyin içinin boşaldığı, bir yılgınlığı hissettim izlerken.

Yitip giden hayatların dışında, gerçek olan ya da olabilecek ve onların şiarlarında yükselecek hiçbir şeye inancımın kalmadığını hissettim. Ne barış, ne savaş, ne de...

Siyah renkli elbiseler gardroptan çıkıyor mu kulislerde?