Kore dizisi ‘Flames of Ambition’ uyarlaması Kanal D’nin dizisi ‘Hayat Şarkısı’ndan ilk izlenimler: Burcu Biricik zor bir rolü almış. Belki biraz itici gelen Hülya’yı bizlere usturubuyla yansıttı. Hemen belirteyim, Sibel Melek Arat, Hülya’nın nasıl biri olacağının işaretini veren küçüklük halini başarıyla oynadı. Bayram (Ahmet Mümtaz Taylan)... Dizi tutacaksa sayesinde tutacak diyebilirim. Kerim (Birkan Sokullu) ile abisi Hüseyin’in (Tayanç Ayaydın) ne yapacakları yani performansları önümüzdeki bölümlerde netleşir. Hülya’nın ablası Melek (Ecem Özkaya) rolünün üstesinden geliyor. Zeynep (Pelin Öztekin), Süheyla (Seray Gözler) diziye ilerleyen bölümlerde ağırlıklarını koymaları bekleniyor.
Yani ekip ilk bölüm sırıtmadı. Hikaye merak uyandırıyor. Zengin aileler, hırslar ve intikam halleri durumlarından şahsen ben bıktım. Üzerine hamile kadınlar ve ‘kimliksiz çocuklar’ muhabbetinden de gına geldi. Öyle bir algı operasyonuna uğramışız ki, tüm bunlara karşın‘merak edilecek var’ diyebiliyorum. Bir özeleştiri gibi de algılanabilir. Gerçi beş bölüm sonra bu anlamda kimin haklı olduğu (algı mı ben mi?) ortaya çıkacaktır.
EKRANDA SAPLA SAMAN KARIŞTI
Evlilik programlarının ‘amacından’ saptığını defalarca yazdım. Özellikle bu yıl sayıları artınca ve rekabet kızışınca, ‘değerli müessesemiz’ epey rencide olmaya başladı diyeyim! Ülkemden insan manzaraları izleyeyim, ‘sosyolojik’ bakış niyetine takip ettiğim programlar, birer ‘cast ajansı’ halini almaya başladı. Bir nebze ‘reyting tadına’ da olur verirken, artık bir sirk halini almaya başladığını gördüm. Ülkenin hiç de keyfinin olmadığı, terör ve şiddetin pis bir şekilde yayıldığı ortamda, hiçbir şey olmuyormuş gibi süre giden ekranda, eğlence ve dedikodunun talihsiz bir örnekle duvara tosladığına şahit olduk. Zuhal Topal örneğinden bahsediyorum. Malum internet ortamlarında ‘hain’ ilan edilecek duruma getirilen karşılığında, “Ben vatanımı seviyorum” demek zorunda bırakılan bir kara mizahla karşı karşıya kalındı.
Bu hava, bu iklim değil miydi Beyaz’ı da ‘hain’ ilan edip, bolca cezaya boğan?
Sapla, samanı ayırmak lazım. Ekranın da kendisine bu anlamda çeki düzen vermesi lazım. Sadece bu sebepten dolayı değil.‘Televizyon eğlendirir’ felsefesine yaslanıp, sorumluluktan kaçmayı tercih ettiği için. Unutmayın klasik laf; ‘kurt puslu havayı severmiş.’