Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ATV yeni dizisi ‘Tozlu Yollar’ın fragmanlarını döndürdü döndürdü, nihayet ilk bölümü yayınladı. Peki ilk intiba nasıl? Kıraç yeni bir albüm yapmış, üzerine klip çekmişler gibi mi desem; bir zengin düğününün bahçesindeki çitleri atlayıp bizlere bir şeyler anlatmaya çalışıyor mu desem; tedirgin bakışların donup kaldığı kareler mi desem... ‘Yol’ lafı zaten uzun bitmeyen hikayelerin işareti oluyor. ‘Tozu’na gelince; yutmamış olanımız var mı? Her kişi kendi meşrebinde nasibini almıştır.
Bu dizinin yolundaki toz abartılı olabilir, bunu da anlarım. İlk izlenimlerin haklı karmaşasının ayıklanıp, bizlere sunulması gerekiyor. Yoksa dizi her bölüm, toz yutmanın heyecanıyla ayakta kalacak diye düşünüyorlarsa, yanılma payının yüksek olduğunu söyleyebilirim.

Haberin Devamı

YOLLAR HAYLİ TOZLU

Bihter’in (Beren Saat) bir müziği vardı. Böyle bakmadan önce o, zaten başlamış olurdu.

DİZİ MÜZİKLERİ; SEYİRCİNİN BOYNUNA TAKILMIŞ BİR TASMA

Kıraç’tan bahsedince, dizilerin vazgeçilmezi müziklerine, bir kere daha eğilmek istedim. Zaman zaman bu konuda yazdıklarımın ortak paydası; haddinden fazla müzik yapıyor.
Dizilerde müzik, seyircinin boynuna takılmış tasma. Biraz dikkat dağılıyor, çekeceksin tasmayı (yani vereceksin müziği). Melodilerini gerçekten çok beğendiğim Toygar Işıklı’nın, Beyaz TV’de Kenan Erçetingöz’ün programında yaptığı müziklerden örnekler verildi. “Bihter gelince çalan müzik” soruldu. Işıklı gitarıyla melodisini çaldı. O melodiyi duymak, bir nevi boyundaki tasmanın çekilmesi gibi. “Kendine gel, sahne başlıyor” işareti.
Dikkatimi çekmişti bu örnek. Müzikle seyirciye diziyi sevdirmenin yükünü, notaların üzerine atmak, birinci şık.
Diğer şıksa, biteviye bir melodiyle dizi müziksiz seyredilmez kuralını işletmek. Ve ma-alesef buna fena halde alıştık. İki sahne konuşmayla sürse “Hani bunun şarkısı” diye beyin yoklama çekiyor. Seyirci diziden kopuyor, diyaloglar anlamını yitiriyor sanki. Bana göre ekranda bu işi dozunda yapan, hani şöyle bir yoklama çekip giden müziklerin yer aldığı diziye örnek; ‘Kurtlar Vadisi Pusu’... Son dönemde de ‘Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi’...

Haberin Devamı

300’ÜNCÜ PROGRAMINI KUTLUYOR

100’lü hanelere ulaşan programlar önemli. Çabuk tüketimin kural olduğu bizde özellikle. Kıyıda köşede durup, zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiş olma da bu hanelere ulaştırabilir programları. İnci Ertuğrul öyle bir örnek değil. 300’üncü programını bu hafta yapacak.
Özel televizyon hayatının en uzun soluklu isimlerinden biridir Ertuğrul. İniş çıkışları öyle fazla olmamıştır. En büyük şansızlığı belki TGRT döneminde efendi efendi haber sunarken bir gün mecburiyetten ‘kayıpların acılı hikayeleri’ne dalmış olmasıdır. TRT terbiyesini almış (bana göre önemlidir), buna kadınların beğendiği görüntüyü eklemiş (evimizin kızı durumu) ve bugünlere kadar gelmiştir.
Diyeceğim, zamanın nasıl geçtiğini fark ettirmemiş 100’lü hanelerin programcısı değildir kendisi. TRT Haber’de ‘Haber Tadında’ programını yapıyor hafta sonları, saat 10.00-11.50 arasında.

REHBERiM

BUGÜNÜN RUSYASI YA DA ‘ELENA’

Haberin Devamı

İşinin ehli bir hemşire olan Elena, zengin, yaşlı ve evde bakıma muhtaç bir adam olan Vladimir’le evlenir. İkisi de farklı aile yapılarından gelen çocuklarıyla ilişkileri bir şekilde sorunlu ve mesafeli insanlardır. Fakat Vladimir bir kalp krizi geçirip, hastaneye kaldırılınca vasiyetini yazdırma kararı alır; ama Elena bu vasiyette yer almaz. Oğlunun dağılmak üzere olan ailesini bir arada tutmaya çalışan Elena, kocası ve ailesi arasında ahlaki bir fedakârlık çıkmazında kalacaktır.
‘Dönüş’ ve ‘Sürgün’ filmleriyle önemli bir sinemacı olduğunu ispatlayan Andrey Zvyagintsev’in başarısını perçinlendiği son filmi, ‘Elena’. Bu kanala aboneliği bulunanlar mutlaka izlesin. (SİNEMA TV / 21.00)