FOX’TA NELER OLUYOR?

FOX, performansı iyi olan kanallardan. Haberde, Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya’yla birinciliği hiç kaptırmıyor. “Oradan aldığı pası da dizilerle gole çevirmeye çalışıyor.” Bu ifade benim değil, Türkan Yurdam’ın. FOX’un deneyimli ama çok genç drama direktörü. Seyircilerin, yapımcıların, senaristlerin ve oyuncuların merak ettiklerini sordum, şikayetlerini aktardım.

- Bir dizi tutunca hemen benzerleri yapılıyor. Tutmayınca da benzerlerinden hemen vazgeçiliyor. Sektörün bir statejisi yok gibi, olan da taklitçilik. Neden?

Her tutan dizide bir şeyleri yeniden düşünmek gerekiyor mu, emin değilim. Biz seyirciyi bir kalıba sokmaya çalıştıkça, her defasında şaşırtmayı beceriyor.

- Başarının formülü nedir?

İyi bir fikir, doğru bir senaryo ve prodüksiyon.

- Seyircilere hep zengin hayatlar, peri masalları sunuluyor. İnsanlar gerçek hayat mı yoksa hayallerindekini mi seyretmek ister?

Bence her ikisi. Yeter ki, iyi bir hikaye ve sahici bir dünya kurulsun. Mesela ‘Kadın’ ve ‘Bizim Hikaye’nin başarısı toplumsal gerçekliklere yaslanmalarından bağımsız düşünülemez bence.

- Önümüzdeki sezonda FOX’un yeni bombası ne olacak?

Drama ekibimizle hayalini kurduğumuz, TMC’nin yapımcılığında şimdilik kod adı ‘Kırık Ayna’ olan bir projemiz var. Senaryoyu ekibimizden Volkan Gürses yazıyor, süpervizorlüğünü ise Ozan Yurdakul yürütüyor. Yönetmen, Altan Dönmez olacak.

- ‘Bizim Hikaye’ yani ‘Shameless’ uyarlamak riskliydi. Nasıl başardınız?

Orijinal hikayenin özüne zarar vermeden yakaladığı doğru yerelleştirmeyle ve tüm ön yargıları aşarak... Med Yapım büyük bir özveri ve emekle çalıştı, biz de onlara güvenip, teşvik edici olduk.

- Yapımcılar çok şikayetçi. ‘Kanallar artık her şeye müdahale ediyor, eskisi gibi bize güvenmiyorlar’ diyorlar?

Çalıştığımız insanlara güveniyoruz. Ben bir drama direktörü olarak önerilerimi söylerim ama projenin senaristi, yapımcısı kadar kafa yoramam, hakim olamam. Güvenmek zorundayım.

- Kanallar starları transfer ediyor, pahalı prodüksiyonlar yapıyor ama reyting garantisi olmuyor. ‘Kadın’ dizisi, az sayıda karakter, mütevazı bir dünyayla başladı ama reytingleriyle herkesi şaşırttı. Kafalar karıştı.

‘Kadın’, kendisinde olan derinliğe ihanet etmeden, hikayesini tüm sadeliğiyle anlatarak izleyicinin kalbine dokundu. Bence başarı için hikaye neyi gerektiriyorsa, öyle yapılmalı. Oyuncu da karaktere uygun, doğru yerde konumlanmalı.

- Yaz gelince ortalık romantik komedi dolardı. Bu yazda olacak mı?

Bu yıl bir tane yaz dizisi yapıyoruz, ‘4 N1K’ isimli bir gençlik hikayesi. ‘İlker Ayrık’la Yaparsın Aşkım, ‘TolgShow’ ve ‘İlk Buluşma’ gibi işlerle geçireceğiz bu yazı.

'LEENANE'İN GÜZELLİK KRALİÇESİ'

İrlandalı yazar Martin McDonagh yazmış ‘Leenane’in Güzellik Kraliçesi’ni... Sumru Yavrucuk, Rüçhan Çalışkur, Yurdaer Okur ve Hakkı Ergök rol alıyor. İrlanda’nın Leenane kasabasında yaşayan bir anne-kızın öyküsü. Evlenme yaşı geçmiş Maureen, hasta annesiyle yaşamaktadır ve bir adama aşıktır. Annesi ise onu bırakmasın diye kızının evlenmesini engellemeye çalışmaktadır.

Oyun, 1999-2008 yılları arasında 10 yıl aynı oyuncu kadrosuyla sahnelenmiş. AKM kapanınca bitmiş. Fakat Sumru Yavrucuk, kendi deyimiyle ‘doyamamış’.

“Oyunculuk hayatımda rol almaktan en fazla zevk aldığım oyun. 10 yıl oynayıp bitirdik ama kendimi çok öksüz hissetim. Yapımcım Hasan Özkaya’ya, ‘Bu,
yarım kalan bir aşk,
tamamlayalım’ dedim ve sahneledik” diyor.

Yurdaer Okur ise oyunun başarısı için, “Cüneyt Çalışkur’un ifadesiyle, kendi ülkelerinde kiracı gibi yaşayan insanların hikayesi, bizimle çok örtüşen ortak noktaları var” diyor. İnsan duygularını çok iyi anlatan, kendinizden bir şeyler bulabileceğiniz, tempolu bir proje. Oyuncu performansları da etkileyici. İzleyin derim.