Sinan Biçici

Sinan Biçici

sinanbicici@hotmail.com

Tüm Yazıları

Aylardır hazırlığı süren, merakla beklenen ‘Vatanım Sensin’, 1912 Balkan Savaşı günlerinde Selanik’te bir Osmanlı binbaşısı olan Cevdet ve ailesinin hikayesiyle başlıyor. Binbaşı, Yunan ordusuyla işbirliği yapan ve aynı zamanda çocukluk arkadaşı bir subay olan Tevfik tarafından vurulur. Öldü haberini alan ailesi Selanik’ten İzmir’e göçer. Yedi yıl sonra bu kez İzmir işgal edilmek üzereyken, Yunan üniformasıyla ortaya çıkar. Binbaşı Cevdet vatan haini midir yoksa vatanı için Yunan ordusuna sızmış bir vatansever mi?

Haberin Devamı

VATAN HAiNi Mi, VATANSEVER Mi
Necati Şahin ve Nuran Evren Şit’in yazdığı senaryosu, Taylan Biraderler’in rejisi, Yıldıray Gürgen’in müziği, sanat yönetimi, oyuncu kadrosu ve büyük prodüksiyonuyla uzun bir zaman oluşturulan beklentiyi, fazlasıyla karşılayan başarılı bir iş olmuş. Üç sezon süren, hâlâ unutulmayan Kanuni’den sonra Binbaşı Cevdet karakterine inandırabilmesi Halit Ergenç’in büyük başarısı. Bergüzar Korel ve yine bir anti-kahraman rolüyle Onur Saylak da karakterin hakkını veriyor.

Bana göre, önümüzdeki günlerde dizi daha çok senaryosuyla gündemde olacak. I. Dünya Savaşı’nın ardından yapılan anlaşmalar, padişah Vahdettin’in işgal karşısındaki tutumu, Kuvayi Milliye ve tabii ki Mustafa Kemal’in Samsun’dan başlayan hikayesi. Bugün hâlâ çok sıcak bir şekilde yapılan tartışmaları alevlendireceği kesin. Umarım o döneme olan ilgiyi artırır. Dünya tarihinin en önemli anti-emperyalist mücadelesini veren bir ülkenin vatandaşları, o günleri asla unutmamalı. Bu vesileyle Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun...

‘ANNE’ HEM ÜZDÜ HEM SEVİNDİRDİ!

‘Anne’, yakışıklı oğlan, güzel kız aşkı, lüks arabalar, gösterişli evler, entrikalar olmayan bir dizi. Ana karakteri ilkokul öğrencisi Melek, küçük yaşta babasını kaybetmiş. Pavyonda konsomatris olan annesi, ona menajerlik yapan alkolik üvey babasıyla yaşıyor. Bir gecekonduda yoksul bir hayatı var. Anne ilgisiz, üvey baba şiddet uyguluyor. Melek tüm bunlara rağmen yaşadığı acılardan sevdiği şeylerin hayalini yaşatıyor. Annesi cezaevine düştüğünden evlatlık olarak büyümüş, ailesinden uzak yaşayan, ‘çocukları sevmeyen’, geçici öğretmen Zeynep’le kesişiyor yolu. Zeynep onun dramına şahit olunca kaçırıp annesi olmak istiyor.

‘Anne’, adı gibi sade bir dizi. Çetrefilli hikayelere, entrikalara prim vermeden Melek’in trajik hikayesine odaklanıyor. Gösterişli, büyük sahnelere ihtiyaç duymadan küçük insanların, küçük dünyalarında dolaştırıyor bizi. Bir japon dizisinden uyarlanan senaryosu olabildiğince gerçekçi, diyalogları sahici ve etkili. Yönetmen Merve Girgin’in çok özenli rejisi de hikayenin sadeliğini ve sahiciliğini yukarı taşıyor. Bir diziden çok, gişe kaygısı olmadan derdini anlatmaya çalışan bir sinema filmi estetiğinde. ‘Kocamın Ailesi’nde çok sevilen küçük oyuncu Beren Gökyıldız zor rolün üstesinden gelmiş. Annesiz büyümüş, soğuk ama merhametli Zeynep öğretmen rolünde Cansu Dere dozunda bir oyunculuk sergiliyor.

Dizinin müziği, rengi, sanat yönetimi de dikkat çekmeden hikayeye öncelik veren, ona hizmet eden bir seviyede. Kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının çokça yaşandığı ülkemizde böyle bir dizinin olması, üstelik de çok ilgi çekip iyi bir reytingle başlaması sevindirici. Herkesin emeğine sağlık...

Haberin Devamı

YA BİZİM ÜLKENİN KIZLARINI KİM DÜŞÜNECEK?

Haberin Devamı

Şort giydiği için genç bir kıza tekme atan Abdullah Çakıroğlu ilk celsede tahliye edildi. Bu haberi veren Fatih Portakal, İngiltere’de yaşanan gerçek bir olayı anlattı.

Parkta genç bir kızı korkutan saldırgana mahkeme yedi yıl yedi gün hapis cezası verir. Bu cezayı çok bulanlar tepki gösterince hakim, şöyle bir yanıt verir: “Aslında yasalarımıza göre cezası yedi gün. Yedi yılı, İngiltere’de kadınlar parklarda özgürce gezebilsinler diye verdim.” Şimdi dönelim bize. Saldırgan akli dengesinin bozuk olup olmadığı tespit edilmeden neden ilk celsede tahliye edildi? Saldırganlar sokaklarda özgürce dolaşabilsinler diye mi?