Televizyon başında ortalama 4-5 saat geçirirken, bu süre 2-2.5 saatlere düştü. Diğer 2.5 saat ise internet ve cep telefonları aldı. Böyle olunca tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de televizyon sektörü telefon, tablet ve bilgisayarda daha çok yer almanın hazırlıklarını yapıyor. Tivibu, geçtiğimiz hafta Göcek’te bir basın toplantısı düzenledi. Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Çağrı Dönmez, yeni nesil televizyonculukla ilgili yenilikleri anlattı. Neler mi var?
Artık dizi, yarışma, program izlemek için ne televizyonumuza, ne de yayın saatine bağlı kalmak zorunda değiliz. ‘4 Ekran teknolojisi’yle aynı programı televizyon, tablet, bilgisayar ve cep telefonuyla izliyorsunuz. Düşünsenize reklamlarla birlikte dört saate varıyor bir dizi. Akşam eve geldiniz, uyuma saatine kadar süreyi televizyon başında bir şey yapmadan geçirmek mümkün mü? Bunun için televizyonda izlediğiniz diziye kaldığınız yerden tabletten veya cep telefonundan devam edebiliyorsunuz. Ya da akşam yemek hazırlayacaksanız, yayını durdurup yemekten sonra devam edeceksiniz. Aynı anda iki dizi varsa, zaplamak yerine başka bir günde izleyebileceksiniz. ‘Bulut teknolojisi’yle herhangi bir kayıt yapmadan yedi gün boyunca bütün yayınları seçip seyredebileceksiniz. Seçemiyorsanız, televizyonunuz daha önce izlediğiniz programlara bakarak size bir profil oluşturuyor ve hemen tavsiyede bulunuyor. “X kanalda bu program var, sen seversin
aç izle” diyor adeta.
Hayatımızda neler değişecek?
Peki bu gelişmeler hayatımızda neleri değiştirecek? Çay, çekirdekle bütün aile televizyonun karşısında oturmak, diziyi kaçırmamak için reklam izlemek değişecek. “Şu kanalı aç, bu kanalı aç” kavgaları bitecek. Kanalların yayın akışları hatta dizilerin senaryoları bile değişecek! Seyirci diziyi sadece o saatte evde izlemiyor ki. Belki yolda, belki kafede izleyecek. Belki dizinin yarısını birkaç gün sonra izlemeye fırsat bulacak. Eninde sonunda dizi süreleri de normal hale gelmek zorunda kalacak. İnsanlar cep telefonlarıyla, tabletlerle televizyon izlemeye çok alışırsa bu kez küçük ekrana uygun yayın yapmak zorunda kalınacak. Bu da yönetmenin nasıl çekeceğini bile etkileyecek. Belki artık televizyona göre mobilyalarımızı düzenlemek zorunda bile kalmayacağız. Mobilya ve inşaat sektörü bile etkilenecek!
En küçük görünen teknolojik değişim domino etkisiyle her şeyi değiştiriyor işte. Hele söz konusu televizyonsa, değişimin önünde durmak mümkün değil. Ne diyorsunuz, yeni nesil seyirci olmaya hazır mısınız?
TRT HERKESİN KANALI OLUR MU?
TRT 1 yeni yayın dönemini tanıtan bir toplantı yaptı. Şu an yayında olan diziler devam edecek. ‘Abdülhamit’ adlı iddialı bir dizi gelecek. Heyecan verici gelişmelerin de müjdesi verildi, 2018’de bilim kurgu dizisi hazırlanıyor. Ayrıca İstanbul’da dünya çapında, çok büyük bir film platosunun da çalışmaları başlamış. Yerli yarışma formatları yapıp, dünyaya pazarlamayı da düşünüyorlarmış. Hepsi kulağa çok güzel gelen haberler.
Genel müdür yardımcısı İbrahim Eren, Türkiye’nin çok kültürlü yapısına vurgu yaparak, toplumun geneline hitap eden bir yayıncılık yapacaklarını da anlattı. Bana göre toplantının en önemli ve değerli noktası buydu. Aslında bir kamu kanalı olan TRT’de böyle bir vurguya gerek yok, zaten öyle olmalı. Ama bu konuda çok fazla eleştiri var ne yazık ki.
TRT, ülkenin en önemli kurumlarından biri. Madem birlik ve beraberlik, ‘Yenikapı Ruhu’ konuşuluyor, TRT de her partiden, inançtan, kökenden insanın seveceği ve kendisini ifade edebildiği bir mecra olmalı. Her görüşten insan kurumda çalışabilmeli, programlar ve diziler yapabilmeli. Böyle olursa ‘herkesin kanalı’ olur ve sadece TRT değil hepimiz kazanırız. Yeni sezonda başarılar dilerim.
