İstiklal Caddesi Bekâr Sokak’taki Beyoğlu Ocakbaşı; neredeyse 25 yıllık bir mekan. Bir zamanlar Beyoğlu’nun en ünlü içkili et lokantalarından biriydi. Mekanın kalbi; yani ocağın başındaki Zübeyir Usta, müdavimlerin gönlüne taht kurmuştu.
Zübeyir Usta bir gün 20 metre ileride kendi dükkânı Zübeyir Ocakbaşı’nı açmaya karar verdi.
Beyoğlu Ocakbaşı’nın kemik sandığımız müşterisi daha çok hesap ödemeyi göze alarak, daha pırıltılı bir dükkan açan Zübeyir’i takip etti... Beyoğlu Ocakbaşı o günden beri sıkıntılıydı.
Bunlar olup biterken Meşelik Sokak’ta; Hayal Kahvesi’nin hemen yanında açılan Adana İl Sınırı’nın adı hızla duyuldu.
Mekan; inanılmaz lezzetli kebap ve mezelerinin yanı sıra sahibi Adnan Çam’ın samimi sohbeti ve ünlü müdavimlerinin fısıltı gazetesiyle nam saldı.
Şimdilerde Beyoğlu Ocakbaşı yeniden atağa kalkıyor. Dükkanın yeni işletmecisi Engin Süzen, Beyoğlu Ocakbaşı’na eski günlerin heyecanını getirmeye kararlı. Başaracağına eminim, işaretlerini veriyor.
Beyoğlu’nda başka ocakbaşı, içkili et lokantası yok mu? Var elbet: Kirvem, Umut, Kenan Usta, Musa Ustam gibi niceleri... Ama Cihangir tayfası; yani müzisyen, oyuncu, reklamcı, gazeteci demirbaş kitleye özel muharebe bu üç dükkan arasında geçecek gibi görünüyor önümüzdeki günlerde...

Haberin Devamı

KOŞUYOLU’NUN BADEM’İ
Beyoğlu’nun kebap odaklı mekanlarından söz etmişken; bir süre önce Koşuyolu’nda açılan Badem Et’i es geçmek istemem.
Müdavim ruhuna hizmet eden, öncelik olarak müşteri değil insan diyen mekanları tercih ediyorsanız; Badem’le bağ kurmakta gecikmezsiniz. Tabii Badem’in şefe özel marine etme yöntemleri, kebap ekseninde olmasına karşın; meyhane kültürünü sakınan hali de etkili... Fasıl ya da 45’lik geceleri ve şahane hafta sonu kahvaltıları da öyle...
Anadolu Yakası’nın beklentilerine uygun olacak şekilde özel gün buluşmaları, maç izleme seansları için de çok uygun; Koşuyolu Parkı’nın hemen yanında.
Geçenlerde Konya Ateşbaz-ı Veli Mutfak Kültürü Ödülleri’nin kebap kategorisinde en iyi İstanbul mekanı seçildiler. Neden mi? Anadolu ağzının tadını biliyor da ondan.

Haberin Devamı

% 100 AÇIK SAHNE GELiYOR
Geçen yıl; şarkılarını söyleyecek sahne bulamayan, bulsalar da kitleleri ile buluşamayan yeni ve iyi müzisyenleri bir araya getirmek için başlamıştım % 100 Açık Sahne etkinliğine...
Sonucu beklediğimden iyi oldu; tam üç etkinlik gerçekleştirdik. Önümüzdeki cumartesi akşamı, garajistanbul’da 4’üncü kez sahnemizi açmaya hazırlanıyoruz.
%100 Açık Sahne’de sadece yeni müzisyenler yok elbet. Geceye katılımlarıyla onların geniş kitlelerle buluşmasına vesile olacak ünlü grup ve müzisyenler de var. Daha önce Hayko Cepkin, Koray Candemir, Melis Danişmend, Aylin Aslım, Can Bonomo, Keremcem, Redd, Erdem Yener, Kargo, Ogün Sanlısoy, maNga, Harun Tekin, Gripin, Kolpa, Aydilge, İrem Derici, Esin İris gibi birçok önemli ismi ağırlamıştık.
Önümüzdeki cumartesi sürprizlere hazırlıklı olun demekle yetiniyorum şimdilik.

KİTAP FUARI KiM iÇiNDiR?
Hafta sonu boyunca 33. İstanbul Kitap Fuarı’ndaydım. Hem yazar hem de okur olarak...
Açıkçası Tepebaşı günlerini özlüyorum. Şehir merkezinde olsun; varsın küçük olsun diyenlerdenim.
Peki, fuar neden yapılır? Memleketteki bütün yayınevleri katılıp indirimli kitap satsın, stant almışken imza günü yapsın; söyleşi düzenlesin diye mi? Fuarlar sektörler için yapılır. Sadece okur için yapılana kitap festivali denir, kitap günleri denir; fuar denmez. Ama bizde böyle...
Gördüğüm; kimse doğru dürüst kitap da satın almıyor, daha çok hafta sonu gezmesi...
Ayrıca ‘fuar’ indirimleri neredeyse internetten alışveriş fiyatlarına tekabül ediyor. “Ne alırsan 5 TL” yaklaşımını ise Sahaf Festivali’ne dahi yakıştıramıyorum.

Haberin Devamı