Bu kapağın altında ne var; başımızda bir büyük bulunsun mu; arkadaşım Jack; televizyondaki mozaikler ve akabinde Bodrum’da 4 şahane; Asmalı’da bir “halk evi”
“Yeni bi Fest” denince ne anlıyorsunuz? Peki, “Blues Festivali” dediğimde?
“Büyük Keyif’e ne demeli? Başınızda bir büyük olsun ister miydiniz?
“One Love Festivali”ni bilir misiniz? “Aşk”a inanmak; müziğe inanmak; bunlar iyi şeyler mi acaba?
Blues nasıl bir şey ki?
Bu festivaller aklımda hiçbir çağrışım yapmıyorlar, hayret.
Jack diye bir arkadaşım var, süper adamdır. Her cuma akşamı buluşur, bir yerlere gideriz. Derim ki ona takılmak için: “Jack Friday geldi.” Hatta bazen bize Jim de katılır. Ha bak bizim Johnny vardır, habire yürür.
Bu kapağın altında ne vardı, bak şimdi unuttum. Sonra bir şişeye baktım; “40 yıldır nerede görsek tanırız birbirimizi” dedi. “Deli herhalde” dedim içimden...
Dikkat ettiniz mi; televizyonda mozaikler, buzlanmalar uçuşuyor. Hep merak ediyorum arkasında ne var onların; bir türlü anlayamıyorum.
Sonra video kliplerde; hele bir de efkârlı bir şarkıysa; sanatçı boş bir bardağa bakarak söylüyor şarkısını.
“Bir şey içti herhalde” diyorum,
bardak boş.
Ne içtiğini hiçbir şekilde tahmin edemiyorum.
Yazdıklarımdan hiçbir şey anlamadınız değil mi?
Belki anlayan anlamıştır.
Bildiğim bir şey var.
Çocukları alkol ve sigaradan korumalıyız, orası kesin.
Ama yetişkinleri de “adam” yerine koymalıyız.
Yasaklar amacını sıkça aştığında kabak tadı veriyor.
Çağrışım dediğimiz şeyin gücünü yabana atmamak lazım.
Bir şeyin adını söylememek ya da bir yerde görünmesini engellemek onu ifade edemeyeceğimiz anlamına gelmez çünkü.
BODRUM’DA 4 ŞAHANE
Geçtiğimiz günlerde 4 gün boyunca Bodrum Yalıkavak Marina’da Palmarina Otel’deydim. Sebepsiz değil elbet.
“Yazz&Jazz Festivali”nde Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve Telvin, Birsen Tezer ve Jehan Barbur’u aynı anda izlemek az şey mi?
Müthiş konserler oldu.
Niyetim, gitmişken belki bir röportaj yapmaktı. Jehan Barbur’u yakaladım.
Jehan gerçekten çok dobra ve nazik bir hanımefendi. Konser sonrası uzun uzun konuştuk. Hem de neler...
Türkiye’de Hırıstiyan olmak, kadın olmak, İskenderunlu olmak, kent ozanlığının mümkün olup olmadığı, Türk siyaseti, Ortadoğu’da olup bitenler, şairliği ve hikayeciliği, Twitter, çıkmak üzere olan kitabı; Türk popüler müziği hakkında düşünceleri...
Böyleyken böyle işte; pek yakında röportajda görüşmek üzere...
ASMALI’NIN YENi OYUNCU MEKANI
Asmalımescit’te artık bir “Halk Evi” var. Daha çok oyuncular tercih ediyor.
İşin şakası bir yana, Asmalı Mescit’te henüz açılan “Public House”un bir oyuncu ve müdavim mekanına dönüşmesinin sebebi; işletmecisi Serhan Ernak...
Serhan; E.S.E.K ve İstanbul Kraliyet Tiyatrosu gibi gruplarda oynamasının yanı sıra “İki Aile”, “Bir İstanbul Masalı”, “Şehnaz Tango” gibi sevilen dizilerin oyuncusuydu.
Mekancılığının zirvesi ise Cihangir’de Avlu diye tabir ettiğimiz sokakta işlettiği Mayhoş’tur. Mayhoş da oyuncuların müdavimi olduğu bir mekandı ve hepimiz için çok özel gecelere ev sahibi oldu.
Şimdi o Avlu, komple Cihangir Otto olunca Serhan da Public House’u açtı.
Tabii müdavimler de yalnız bırakmıyor onu. Bu kadarını söylüyorum, gerisine siz karar verin.