‘X FACTOR STAR IŞIĞI’ ‘O SES’İ ZORLAR MI?

2000’lerin ilk yarısında ‘Popstar Türkiye’ hayatımıza girdiğinde hepimiz ekrana kilitlendik. Özellikle Armağan Çağlayan’ın çizdiği jüri portresi hiç alışık olmadığımız bir şeydi.
O zamanlar henüz argo sözlüğüne girmemişti bu tabirler ancak bu kadar ‘gider yapan’, ‘atarlı’ jüri görmemiştik Armağan Çağlayan’a kadar...
Biz sandık ki bu durum tamamen kendisinin kişiliğinden, kolay beğenmeyişinden kaynaklanıyor.
Oysa bu tarz yetenek yarışmalarıyla ilgili doğru format 2000’lerin başında bizzat Simon Cowell tarafından hayal edilmişti.
Simon Cowell; tüm dünya ekranlarının en çok tanınan ve kazanan ‘jüri üyesi’. ‘Pop Idol’ formatının ilk jüri üyelerindendi.
Varlığı ve öngörüsüyle iki şeyi başardı: Hem tüm dünyada yaygınlaşan yetenek yarışmalarındaki o ‘kötü’ jüri karakterinin yaratıcısı oldu; hem de ‘Pop Idol’ sonrası kendi şirketi (Sony Music’le ortak) ‘Syco’ üzerinden birçok yetenek yarışmasının dünya ülkelerine ihraç edilmesine vesile...

YETENEK AVCILARI
Bizdeki ‘Popstar’a denk gelen ‘Pop Idol’, ‘American Idol’ gibi yarışmaların arkasındaki kahraman olduğu gibi ‘Yetenek Sizsiniz’e denk gelen ‘Got Talent’ formatını da hayal eden ve uygulayan yapımcılardandır Simon Cowell.
Bu açıdan bakınca Med Yapım Genel Müdürü Armağan Çağlayan’ın ‘Popstar’ jürisinde üstlendiği rolün hikayesiyle kısmen benzeşiyor Simon’ın hikayesi.
Ancak Simon’ın bir farkı vardı. Bir TV karakteri olduğu kadar önemli bir A&R (Artists and Repertoire) kişisiydi de. Büyük müzik şirketlerinin en önemli departmanında yeni yetenekler bulup onları doğru şarkılarla birleştiren kişiler için kullanılan bir kısaltma...
‘Popstar’ ve Armağan Çağlayan bizim için çok ‘yeni’ydiler. Ama tükettik.
Derken 2010’lara geldik. Bu kez Acun Ilıcalı yeni nesil bir format olan ‘TVOH’ın (The Voice Of Holland) haklarını alarak hayatımıza ‘O Ses Türkiye’yi soktu.
Bu akşam 3. sezon finalini izleyeceğimiz ‘O Ses Türkiye’nin en önemli farkı, yarışmacılarının kalite çıtasını yüksek tutmayı başarması oldu.
Simon Cowell’ın televizyondaki ‘yetenek avcısı’ misyonunu hem ‘O Ses’ hem de ‘Yetenek Sizsiniz’ üzerinden sürdüren Acun Ilıcalı; Armağan Çağlayan’ı bu anlamda geride bıraktı.
Simon, bugün 200 milyon pound’u aşan servetiyle İngiltere müzik sektörünün en çok kazanan kişilerinden biri; Ilıcalı da Türkiye’de kanal sahibi... İkisi de hayırsever.

‘X FACTOR’ NE YAPAR?
Şimdilerde hayatımıza yeni bir müzik yarışması girmek üzere; ‘X Factor Türkiye-Star Işığı’... Ve bilin bakalım o formatın arkasında kim var?
Simon Cowell...
Şubat ayında Kanal D’de yayınlanmaya başlayacak 2 milyon lira ödüllü yarışmanın jüri üyeleri ise Emre Aydın, Ziynet Sali, Ömer Karacan ve Armağan Çağlayan’dan oluşuyor. Armağan Bey’in dönüşü muhteşem olacak mı göreceğiz.
‘X Factor’ın; ‘O Ses’in tahtını sallaması bana zor görünüyor. Öte yandan dünyada interaktif reality show olarak düşünülmüş bu tür yarışmaların Türkiye müzik sektörünün koşullarında gerçek ‘star’lar yaratması çok zor. Çünkü ‘şov’ tarafları ağır basıyor.
Eğer Amerika ya da İngiltere gibi bir ülkede; Simon Cowell gibi bir adamsanız yarışmaya ayrı ayrı katılan yarışmacılardan ‘One Direction’ı yaratabiliyor ya da tesadüfen Susan Boyle gibi bir sese denk gelip dünyaya ihraç edebiliyorsunuz.
Bizde en fazla televizyonda görülenlerin yüzü tanınıyor, işleri açılıyor, kaşeleri yükseliyor. Hepsi bu.

Haberin Devamı

Gökhan Özoğuz’un sırları

Haberin Devamı

* Ska, punk, rock, heavy metal, elektronik, sanat müziği, halk müziği, tasavvuf müziği gibi birçok farklı müzikal gelenekten ve terbiyeden ayrı ayrı beslenmiştir. ‘O Ses Türkiye’de yarışmacılarına şarkı seçerken bu doygunluğunun faydasını görmüştür.
* En güçlü yarışmacısı operacı Hasan’a; Âşık Veysel’in ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ını söyletirken şarkının heavy metal düzenlemesiyle Pentagram yorumunu seçmeyi akıl etmiştir örneğin.
* İyi kalpli, samimi ve dürüst bir insandır. Yani ekranda göründüğü gibidir...
* Evlenmiş, çocuk sahibi olmuş, ‘geride durabilmeyi’ öğrenmiştir. Bu yüzden kendiliğinden öne çıkar her ortamda.
* İyi yarışmacıların onu seçmesi de, Gökhan’ın 4 yarışmacısıyla tek başına finale kalması da bu nedenlerden ötürü tesadüf değildir.
* ‘Dövmeli bir kişi abdest alabilir mi’ diye düşünmek yerine ‘güzel insan’ı biraz daha derinlerde aramak lazım.

Haberin Devamı